"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/774 E., 2022/926 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çermik Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/838 E., 2021/109 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, ..... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 269 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 40 yılı aşkın süredir davacının nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla zilyetliğinde iken kadastro çalışmaları sırasında hali arazi vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, davaya konu taşınmazın 03.12.1966 tarihli ve 4 sıra nolu tapu kaydı ile tapuya kayıtlı olduğunu ileri sürerek davalı olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, dava konusu yerde davacının nizasız fasılasız zilyetliğinin olmadığını ve imar ihyanın tamamlanmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık, mahalli bilirkişi beyanları ve bilirkişi raporlarından TMK'nın 713. maddesinde yer alan koşulların bir bütün olarak davacı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 269 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılmaya elverişli bir taşınmaz olmadığını, davacının taşınmaza zilyet olmadığını, imar ihyanın hangi tarihte tamamlandığının açıklığa kavuşturulmadığını, imar planı kapsamında kalan taşınmazların kazanılamayacağını belirterek Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporunda 1984, 2002, 2011 ve 2018 tarihli hava fotoğraflarına göre; taşınmaz üzerinde ekim dikim ve tarımsal faaliyetlerin aralıksız devam ettiği, ziraat mühendisi bilirkişinin raporunda çekişmeli taşınmazın özel mülkiyete ve ekonomik kültür tarımına elverişli tarım arazisi niteliğinde olduğu ve en az 34-40 yıl öncesinde tarım arazisi olarak kullanıldığının tespit edildiği, bilirkişi raporlarının yeterli bilimsel değerlendirmeyi haiz ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, bu haliyle davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap koşullarının gerçekleşmiş olması nedeniyle dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesine bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davalı Hazine temsilcisinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun HMK.'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; uydu fotoğraflarından yararlanılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirtip istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 713. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14., 17. ve 20/A maddeleri;
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu Diyarbakır ili, ..... ilçesi, .... Mahallesi çalışma alanında 2010 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli 269 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu, kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilerek "hali arazi" vasfıyla Hazine adına tespit edildiği ve kadastro tespitinin 14.11.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
2. Mahkemece, zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermeye elverişli ve yeterli olduğu söylenemez.
3.Şöyle ki; davacının dayandığı tapu kayıtlarının tüm tedavülleriyle birlikte getirilmediği, tapu kaydında adı geçen malikler ile davacı arasındaki akdi veya irsi ilişkinin belirlenmediği, dayanılan tapu kayıtları ile komşu parsellerin tapu kayıtlarının, kadastro tutanaklarının ve varsa tespite dayanak belgelerin getirtilmediği, komşu taşınmazların kök kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğu üzerinde durulmadığı, dayanılan tapu kaydının yöntemince uygulanmadığı, öte yandan hükme esas alınan ziraat raporunda taşınmazın içerisinde bulunan ağaç yaşları tespit edilmediği ve usulüne uygun şekilde senetsiz araştırmasının da yapılmadığı anlaşılmış olup bu şekilde eksik araştırma ve uygulamayla hüküm kurulması isabetsizdir.
4.Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacının dayandığı tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve dava konusu taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve varsa tespite esas belgeler ile tapu kayıtları ilgili yerlerden getirtilmeli, bu şekilde dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu, harita ve jeodezi mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmak suretiyle dayanılan tapu kaydının varsa öncelikle haritaları teknik bilirkişi aracılığı ile zemine uygulanarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca kapsamları haritasına göre belirlenmeli, haritasının bulunmaması ya da uygulama kabiliyetinin olmaması halinde tapu kaydının sınırlarına itibar edilerek yerel bilirkişilerin yardımı ve fen bilirkişilerinin eliyle zemine uygulanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli, dayanılan tapu kayıtlarında adı geçen malikler ile davacı arasında irsi veya akdi ilişki olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulmalı, dava konusu bölümlerin tapu kaydının kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde davacının zilyetlik hükümlerine de dayanmış olması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişine uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir şekilde keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bu şekilde, varsa revizyon gördüğü parseller de göz önüne alınarak dayanılan tapu kaydı ve çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları ve dayanak tapu kayıtları yöntemince zemine uygulanmak suretiyle dayanılan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaz bölümlere uyup uymadığı kesin olarak belirlenmeli; dayanılan tapu kayıtları sınırları itibariyle gayri sabit sınırlı ise miktarı ile geçerli olacağı gözetilmelidir.
5. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın içerisinde bulunan ağaçların dava tarihi itibariyle yaşlarını, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
6. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden dosya arasında bulunan hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmazın sınırları ve önceki ile şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, kullanıma ara verilip verilmediği, sınırlarda zamanla genişleme olup olmadığı hususlarında ve önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir şekilde rapor hazırlattırılmalıdır.
7.3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, davacı, murisi ve murisievvelleri adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmeli, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
8.Yukarıda değinilen hususlar gözardı edilmek suretiyle eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.