"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/215 E., 2022/1796 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/12 E., 2018/145 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından davalılar ... ve ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.01.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalılar ... vd. vekili Av.... ile temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davacı ... ve davalı ... vekilleri gelmedi.Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili; 984 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davacı Belediyeye aitken, belediye meclisince alınan 06.07.2009 tarihli karar ile yapılan ihale neticesinde davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiğini, satışa dayanak belediye meclis kararının kesinleşen idare mahkemesi ilamıyla iptal edildiğini, taşınmazı sonradan edinen diğer davalılar Zeki, Ahmet ve Bekir Mahmut’un, iptal kararının sonuçlarını bertaraf etmek amacıyla kötüniyetli olarak hareket ettiklerini ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; idare mahkemesi kararını bilmediklerini, taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldıklarını, iyi niyetli olduklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Silivri 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.07.2018 tarihli ve 2017/12 E., 2018/145 K. sayılı kararıyla; çekişme konusu taşınmazın satışına dayanak belediye meclis kararının idare mahkemesince iptal edilip kesinleştiği, davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiği, ancak taşınmazı sonradan edinen diğer davalıların iyiniyetli olmadıklarının ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 26.12.2019 tarihli ve 2018/1495 E., 2019/1873 K. sayılı kararıyla; son kayıt malikleri olan davalılar ... ve ...’ın iyiniyetli olmadıkları, tapu iptali ve tescil davalarının kayıt maliki veya maliklerine karşı açılacağı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulü ile iptal tescile, diğer davalılar bakımından ise pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 02.11.2021 tarihli ve 2020/1835 E., 2021/6342 K. sayılı kararıyla; ''..Somut olayda, satışın dayanağı olan belediye meclis kararının idari yargı yerinde iptal edilmesiyle ihale alıcısı davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiği, ilk el konumundaki davalı ...'ın iyiniyet savunmasının dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Ne var ki sonraki malikler davalılar .... ve ...'in edinimlerinde iyiniyetli olmaları halinde Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinin koşullarının gerçekleşmesi halinde edinimlerinin korunacağı tartışmasız olup, Mahkemece davalılar....ve ...'in iyiniyet savunmalarının üzerinde durulmadığı gibi bu konuda yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, tarafların tüm delillerinin toplanması, özellikle son kayıt malikleri davalılar ... ve Bekir tarafından diğer davalı ...'nin banka hesabına yatırılmış satış bedeli olup olmadığının tespiti, bilirkişiden ek rapor alınarak taşınmazın davalılar ... ve ...'e satış tarihlerindeki değerinin belirlenmesi, tanıkların yeniden dinlenmesi, yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda gerekli araştırma, inceleme ve soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, toplanan ve toplanacak olan delillerin birlikte değerlendirilip, irdelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek ve yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Öte yandan kabule göre de; kayıt maliki davalılar yönünden tapu iptali ve tescil isteği kabul edildiğine göre, davacı Belediyeden taşınmazı ihale ile satın aldıktan sonra davalılara devreden davalı ..., lehine yolsuz tescil oluşan taraf olduğu ve yolsuz tescil haksız fiil niteliğinde olduğu için, diğer davalı ...'nin de taşınmazı edinmede iyiniyetli davranmadığı benimsendiğinden tüm davalıların birlikte müteselsilen sorumlu tutulacağı gözetilmeksizin davalılar Hacı Murat ve Zeki hakkındaki davaların pasif husumet yokluğundan reddedilmesi ve buna göre davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.'' gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23.11.2022 tarihli ve 2022/215 E., 2022/1796 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın satışına ilişkin 06.07.2009 tarihli Belediye Meclis kararının iptal edildiği ve kararın derecattan geçerek kesinleştiği, bu nedenle davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiği, meclis kararının iptali yönündeki davanın 2009 yılında açıldığı, ilgili meclis kararının yerel ve ulusal basında haber konusu yapıldığı, kamuoyunun bilgi sahibi olduğu, bölgede emlak alım satım işi ile uğraşan kişilerin durumdan haberdar olmamalarının mümkün olmadığı, davalıların tanıklarının anlatımlarından dava konusu taşınmazın alım satım işlemlerinde bölgede emlak işleriyle uğraşan kişilerin aracılık ettikleri, buna göre taşınmazı sonradan edinen kayıt malikleri olan davalılar ..., ... ile ...'ın taşınmazları edinimlerinde iyiniyetli oldukları kanaatine varılamadığı, adı geçen davalıların basit bir araştırmayla yolsuzluğu ve uyuşmazlığı bilebilecek durumda oldukları, iyiniyet itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının iyi niyetli olduğunu, iyi niyetin asıl olup bunun aksini iddia edenin iddiasını ispat etmesi gerektiğini, oysa davalı ...’nin kötü niyetli olduğunun ve taşınmazın satışına dayanak meclis kararının iptal edildiğini bildiğinin davacı tarafça ispat edilemediğini, davalı ...’nin kayıt maliki olmayıp taraf sıfatı bulunmadığını, davalının taşınmazı önceki kayıt maliki ...’den satış yoluyla edindiğini, daha sonra da diğer davalılar ... ve ...’a devrettiğini, taşınmazı satın alırken ve satarken emlakçı aracılığı ile bu işlemleri gerçekleştirdiğini, davalının iyi niyetli olup, bu iyi niyetinin korunması gerektiğini, davalının taşınmazı satın aldığı tarihte iptal kararı ve buna ilişkin tapu kütüğünden herhangi bir şerh de bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın 06.07.2009 tarih ve 53 sayılı Belediye Meclis Kararına istinaden Belediye Encümenince yapılan ihale ile 13.12.2012 tarihli 1793 sayılı kararı ile davalı ...’e satıldığını, satışa dayanak Belediye Meclis kararının İstanbul 5.İdare Mahkemesinin 2009/1410 Esas, 20210/942 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, davalılar ... ve ...’ın dava konusu taşınmazı emlakçı ... isimli kişinin aracılığıyla 07.03.2016 tarihinde ...’dan satın aldıklarını, davalıların iyi niyetli olarak emlakçı aracılığı ile taşınmazı satın aldıklarını, davalıların dava konusu taşınmazı satın almasından yaklaşık 4 ay sonra, taşınmazın tapu kütüğüne kesinleşen İdare Mahkemesi kararının şerh düşüldüğünü, davalıların taşınmazı satın almasında tapu kütüğünde herhangi bir şerhin mevcut olmadığını, davalıların taşınmazı 385.000,00 TL bedelle satın aldıklarını, bu bedelin 150.000,00 TL'lik kısmını banka yoluyla, geri kalan kısmını ise elden ödediklerini, davalıların taşınmazı yatırım amacı ile satın aldıklarını, Bağcılar ve Bayrampaşa'da ikamet ettiklerini, meclis kararının ve bu kararın iptal edildiğini bilmelerinin mümkün olmadığını, davacı tarafça davalıların meclis kararının iptal edildiğini bildiği hususunun ispat edilemediğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705, 1022/1, 1023., 1024 ve 1025. maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ... Meclisinin 06.07.2009 tarihli 53 sayılı kararı ile 39 adet taşınmazın satışının uygun görüldüğü, belediye encümenince yapılan ihale sonucunda davacı Belediyenin çekişme konusu 984 ada 2 parsel sayılı taşınmazını 26.12.2012 tarihinde davalı ...’a 143.000,00 TL bedelle temlik ettiği, taşınmazı, davalı ...’ın 18.03.2013 tarihinde diğer davalı ...’a 145.000,00 TL bedelle, Zeki’nin de 07.03.2016 tarihinde öteki davalılar ... ve ...’a toplam 150.000,00 TL bedelle yarı yarıya devrettiği, anılan meclis kararının İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2009/1410 Esas, 2010/942 Karar sayılı, 31.05.2010 tarihli kararı ile iptal edildiği, hükmün derecattan geçerek 08.04.2016 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmiş mahkeme kararının 22.08.2016 tarihinde taşınmazın tapu kaydına şerh düşüldüğü anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 20.493,10 TLbakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’dan, 20.493,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...’dan alınmasına,Temyiz edilen davacı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.