"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1371 E., 2023/253 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret-Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tirebolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/295 E., 2021/446 K.
Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ile yol olarak tescil dışı bırakılması ve geçit hakkı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı ve asli müdahillerin tapu iptali ve yol olarak bırakılması davasının reddine, geçit hakkı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili, asli müdahil ... vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine, davacı vekili ve asli müdahil vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ve asli müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı dava dilekçesinde; ... ilçesi .... köyünde bulunan 121 ada 23 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün yol olması ve yol olarak kullanılmasına rağmen kadastro çalışmaları sonucunda hatalı olarak davalı adına tespit ve tescil edildiğini, davalının, parselinin içerisine dahil edilen bölüm kapatarak geçişlere engel olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile yol olarak terkin edilmesini istemiş; cevaba cevap dilekçesinde ise öncelikle taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile yol olarak terkin edilmesi, olmadığı takdirde ise davacı lehine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Yargılama sırasında ... ve ...; davacı tarafından açılan davada kendi yararlarının bulunduğunu, dava konusu bölümün eskiden beri kadim yol olduğunu ileri sürerek ayrı ayrı asli müdahele talebinde bulunmuşlardır.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; davacının iddiasının yersiz olduğunu, kadastro tespitinin doğru yapıldığını, yolu kapatmadığını, davacının arazisine ve evine geçişi engellemediğini, davacının yol olduğunu iddia ettiği kısımda yol bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro tespitinde bir hata yapılmadığı, taşınmazın geçmişinden gelen bir zilyetlik durumu olmadığı, taşınmazın taksimata uygun olarak tespitinin yapıldığı, asli müdahil ...’nın asli müdahil talebi ile kadastro tespiti arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davacının ve asli müdahillerin tapu iptali ve yol olarak terkin edilmesi istemlerinin reddine, geçit hakkı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile asli müdahil ... vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı ... ve asli müdahil ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkemece karar vermeye elverişli bulanmayan bilirkişi raporuna istinaden karar verildiğini, krokide (B) harfi ile gösterilen kısımda kullanılan eski yolun kalıntılarının mevcut olduğunu, davaya konu yolun arazinin eğiminin çok yüksek oluşu ve davalılar tarafından kullanıma kapatılması nedeniyle yol özelliğini yitirmeye başladığını, bu durumun yolun olmadığı veya kadimden beri kullanılmadığı şeklinde yorumlanamayacağını, iddialarını ispatladıklarını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının tapu kaydının iptali ve tescile ilişkin kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinin sonuç bölümünde yalnızca tapu iptali talebinde bulunulmasına ve hiçbir şekilde ıslah dilekçesi sunulmamasına rağmen davanın zamanla geçit hakkı davasına çevrildiğini ve yargılamanın bu şekilde sürdürüldüğünü, bu hususun tahkikatın genişletilmesi olup muvafakatlarının bulunmadığını yargılama sırasında belirttiklerini, davacılara ait taşınmazların üç yanının beton yol ile çevrili olduğunu ve bu yolların fiilen kullanıldığını, buna rağmen davalıya ait taşınmazdan davacılar
lehine geçit hakkı tesis edildiğini, oysa geçit hakkı kurulabilmesi için dava konusu taşınmazların ana yola çıkışlarının bulunmaması gerektiğini belirterek Yerel Mahkeme kararının geçit hakkına ilişkin kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yerel Mahkemece, asli müdahil ...'nın tapu iptali ve yol olarak terkin edilmesi talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, kadim yol iddiasıyla açılacak davalar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü süreye tabi bulunmamakla birlikte, davacı ve asli müdahillerin öncelikli taleplerinin, kadim yol olduğunu iddia ettikleri taşınmaz bölümüne yönelik tapu iptali ve yol olarak terkini istemi olduğu, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından, davaya konu edilen taşınmaz bölümünün tüm köy halkı tarafından kadimden beri kullanılan bir yol olmadığı, komşuluk ve akrabalık hukuku çerçevesinde bölgede arazisi bulunan parsel maliklerinin birbirlerinin arazisinden ihtiyaç duyduklarında gelip geçtikleri bir yer olduğu, bu durumun ise söz konusu arazinin yol olması sonucunu doğurmayacağı, kaldı ki hava fotoğrafları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen fen bilirkişi raporunda da çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde yol tespit edilemediğinin ve zemin durumu itibariyle de herhangi bir yol mevcut olmadığının belirtildiği, dolayısıyla davaya konu taşınmaz bölümünün kadim yol olduğu iddiasının davacı ve asli müdahil tarafça ispatlanamadığının anlaşılmış olması nedeni ile Yerel Mahkemenin tapu iptali ve terkin talebinin reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı herhangi bir husus tespit edilemediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine; geçit hakkı kurulan taşınmaz bölümünün değerinin, dosyada mevcut ziraat bilirkişi raporuna göre 457,26 TL olduğu, geçit hakkı tesisine ilişkin hüküm mal varlığına ilişkin olup HMK'nın 341. maddesi uyarınca kesinlik sınırına tabi olduğu ve Kadastro Kanunu'nun Ek-6. maddesindeki istisna kapsamında olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin geçit hakkı tesisine ilişkin Yerel Mahkeme kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 341/2, 346 ve 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve asli müdahil ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili ve asli müdahil ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri itirazlarını tekrarlayarak tapu iptali ve yol olarak terkin edilmesine ilişkin kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kaydının iptali ve yol olarak terkin edilmesi, mümkün olmaz ise geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16,17,18. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6, 713, 747. maddeleri
3. Değerlendirme
Giresun ili .... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 121 ada 23 parsel sayılı 2.405,68 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ve asli müdahil vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ve asli müdahil vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan; 1.314,40 TL'nin temyiz eden asli müdahil ...'dan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.