"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/765 E., 2022/1255 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şavşat Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/70 E., 2019/186 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı ve dahili davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., Artvin ili, Şavşat ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 211 ada 3, 212 ada 3, 213 ada 22 ve 227 ada 7 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucunda hatalı olarak kardeşi olan ... adına tespit edildiğini ancak dava konusu taşınmazların 1984 yılında ölen ortak mirasbırakanları ...'ten intikal ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davacı ..., aynı iddiaları ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ön inceleme duruşmasında, dava konusu taşınmazların üç tanesinin babasına ait olduğunu ve kadastro tespiti sırasında yanlışlıkla adına yazıldığını, davayı bu açıdan kabul ettiğini ancak üzerinde ahşap ev bulunan taşınmazın kendisine ait olduğunu, arazinin ise mirasbırakandan kaldığını belirtmiş, keşif sırasında dava konusu 212 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu ancak üzerindeki binanın kardeşleri tarafından yapıldığını ve ortak olduğunu beyan etmiş, 20.11.2015 tarihli dilekçesinde duruşmadaki beyanının hatalı olarak zapta geçirildiğini, 212 ada 3 parselin kendisine ait olduğunu bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davaya konu taşınmazların tarafların ortak mirasbırakanı ...'ten kaldığı gerekçesi ile davacının ve asli müdahilin davalarının kabulüne, dava konusu 211 ada 3, 212 ada 3, 213 ada 22 ve 227 ada 7 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile 1/3 payının ..., 1/3 payının ..., 1/3 payının ise ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve dahili davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu 212 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu ancak üzerindeki yapının kardeşleriyle birlikte ortak bulunduğunu, kararın gerekçesinde dava konusu taşınmazların ve davaya konu 212 ada 3 parsel üzerindeki yapının tüm taraflar adına tescil edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, 212 ada 3 parselin kendisine ait olduğunu, üzerindeki yapının da yine tüm taraflara ait bulunduğunu açık bir şekilde beyan ettiğini, 15 yıl önce mal paylaşımı yaptıklarını, buna göre 212 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kendisine, dava dışı 212 ada 4 ve 17 parsel sayılı taşınmazların ...'e, 212 ada 5 ve 16 parsel sayılı taşınmazların ise ...'e düştüğünü, bu durumu hem tarafların hem de tanık ve mahalli bilirkişilerin bildiklerini, 212 ada 3 parsel sayılı taşınmaz haricindeki diğer dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin ise hatalı olduğunu, dava konusu 212 ada 3 parsel üzerindeki binanın kardeşleriyle birlikte ortak olduğunu, kadastro tespitinin bu şekilde gerçekleştirilmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, HMK'nın 312/2 maddesi gereğince yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının 212 ada 3 parsel yönünden kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davacı ... istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hüküm fıkrasının ikinci bendinde davacı ... aleyhine açtığı davanın usulden reddine karar verildiğinin belirtildiğini, ne var ki kendisinin davacı ... aleyhine açtığı herhangi bir dava bulunmadığını, bu hususun düzeltilmesi gerektiğini, yine az önce belirtilen usulden red kararına bağlı olarak da aleyhine vekalet ücretine hükmedildiği, hükmün bu kısmının da hatalı olduğunu, yargılama giderlerinin de asli müdahil olduğu göz önünde bulundurularak davalı üzerinde bırakılması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davalı ...’in, dava konusu 212 ada 3 parsel sayılı taşınmazın zemini yönünden istinaf dilekçesinde taksim savunmasında bulunduğu ancak ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen hususların istinaf aşamasında ileri sürülmesine imkan bulunmadığı, keşif esnasında tanıkların ayrı ayrı dinlenilmeleri gerekirken ortak dinlenilmelerinin hatalı olduğu ancak bu hususun istinaf sebebi olarak ileri sürülmediği ve kamu düzenine ilişkin olmadığı, yargılama giderlerinden davalının sorumlu olması gerektiği ancak hükümde karar ve ilam harcının davalının kabul beyanı dikkate alınmaksızın hesaplandığı ve davalı aleyhine fazla harca hükmedildiği, dahili davacı tarafından davacıya karşı açılmış bir dava bulunmadığı halde aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davalının ve dahili davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri:
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; 15 yıl önce bir kısım mallara ilişkin olarak eşit olacak şekilde mal paylaşımı yaptıklarını, buna göre 212 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kendisine, 212 ada 4 ve 17 parsel sayılı taşınmazların ...'e, 212 ada 5 ve 16 parsel sayılı taşınmazların ise ...'e düştüğünü, bu parsellerin toplam yüz ölçümlerinin eşit olduğunu ancak mahalli bilirkişilerin yeterli bilgiye sahip olmadıklarını, 2 mahalli bilirkişinin ise dinlenmediğini, mahalli bilirkişilerin iddiaya ilişkin ayrıntılı beyanlarının alınmadığını, asli müdahilin de dilekçesinde savunmasını doğruladığını, tanık beyanlarının toplu şekilde alınmasının hatalı olduğunu, tanık beyanlarının da yeterli şekilde alınmadığını, ön inceleme duruşmasında tarafında tanık ve delillerini bildirmesi için süre verilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 261 inci maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak mirasbırakanı ...’in 1984 yılında öldüğü, geride davacı, dahili davacı ve davalının mirasçı olarak kaldığı, Artvin ili, Şavşat ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 211 ada 3, 212 ada 3, 213 ada 22 ve 227 ada 7 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı adına tespit edildiği, tespitin 02.11.2007 tarihinde kesinleştiği, Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verildiği, kararın 212 ada 3 parsele yönelik olarak davalı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Hemen belirtmek gerekir ki, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 261 inci maddesinin birinci fıkrası; "Tanıklar, hâkim tarafından ayrı ayrı dinlenir ve biri dinlenirken henüz dinlenmemiş olanlar salonda bulunamazlar. Tanıklar gerektiğinde yüzleştirilirler." hükmünü içermektedir.
4. Somut olaya gelince; davalı süresinde cevap dilekçesi sunmadığından ön inceleme duruşmasında kendisine tanıklarını ve delillerini bildirmesi için süre verilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir.
5. Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davalı ön inceleme duruşmasında dava konusu 211 ada 3, 213 ada 22 ve 227 ada 7 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakana ait olduğunu ve kadastro tespiti sırasında hatalı olarak adına tespit edildiğini, davayı anılan taşınmazlar yönünden kabul ettiğini ancak üzerinde ahşap ev bulunan 212 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu, arazinin ise mirasbırakandan kaldığını belirtmiş, keşif sırasında dava konusu 212 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu ancak üzerindeki binanın kardeşleri tarafından yapıldığını ve ortak olduğunu beyan etmiş, 20.11.2015 tarihli dilekçesinde duruşmadaki beyanının hatalı olarak zapta geçirildiğini, 212 ada 3 parselin kendisine ait olduğunu bildirmiş; aşamada davaya dahil olan dahili davacı ... de keşifte ve 20.07.2016 tarihli dilekçesinde dava konusu 212 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalıya ait olduğunu ancak mirasbırakanın sağlığında yapılan ahşap evin (çatı katındaki ambar hariç) üç kardeşe ait olduğunu ifade etmiş olup; tarafların bu beyanları üzerinden durulmadan sonuca gidilmiş, kamu düzenine ilişkin olan ve re’sen gözetilmesi gereken HMK’nın 261/1. fıkrasına aykırı olacak şekilde davacı tanıklarının beyanlarının toplu şekilde alınması hususu göz ardı edilerek karar verilmiştir.
6. Hal böyle olunca; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mahalli bilirkişiler ve davacı tanıkları ile fen bilirkişisi katılımıyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında ayrı ayrı dinlenilecek mahalli bilirkişi ve tanıklara 212 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime intikal ettiği, ne şekilde kullanıldığı ve özellikle dahili davacının önceki keşifte ve 20.07.2016 tarihli dilekçesinde belirttiği hususlar etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, beyanlar arasındaki çelişkinin HMK’nın 261. maddesi gereğince giderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalının 212 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.