"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1309 E., 2022/1304 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şavşat Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/260 E., 2022/48 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 167 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 500 m²'lik kısmının kendisine ait iken kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak davalı adına tespit edildiğini, bu kısmın kendi adına tespit edilen 167 ada 6 parsel sayılı taşınmazın devamı olduğunu, davalının kardeşi olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının 500 m²'lik kısmının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu Artvin ili, Şavşat ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 167 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1978 yılında paylaşıldığını, yıllarca davalı tarafından aynı sınırlar doğrultusunda kullanıldığını, davacının taşınmazının küçük olmasının nedeninin hemen yanından yol geçmesinden kaynaklandığını, her iki taşınmazın önüne eski tarihlerde köy yolu yapıldığını ve davacının kendisine ait olan taşınmazın bir kısmının bu yola kaldığını, davacının sunduğu krokinin de savunmalarını kanıtladığını, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, davalının dava konusu taşınmazın 20 yılı aşkın bir zamandan beri de nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyedi olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları değerlendirildiğinde 167 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların öncesinde bütün olarak tarafların mirasbırakanı olan ...'e ait olduğu, kendisinin ölümüyle davacı ve davalının kendi aralarında taşınmazı böldükleri, davacının kendisine ait 167 ada 6 parsel sayılı taşınmazdan bir kısım yerin kadastral yola gittiği, bu durumdan davalının sorumlu olmadığı, davacının iddiasını ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 167 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazları mirasbırakanın sağlığında paylaştırılmadığını, mirasbırakanın sağlığında tek parça olan 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümü dağılımında her iki tarafın da eşit hak sahibi olduğunu, tanık ve mahalli bilirkişilerin yaklaşık 20 yıl önce yol geçtiği ve yolun davacıya ait taşınmazı içine aldığının açıklandığı, mirasçılar arasında olağanüstü zaman aşımı süresi işlemeyeceğinden tarafların birbirleri aleyhine zilyetlik yolu ile mülkiyet hakkı kazanmasının mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...'den intikal ettiğinin sabit olduğunu, böylece 20 yıl önce geçen yolun mirasbırakana ait ve bir bütün olarak kullanılan uyuşmazlık konusu taşınmazların (5 ve 6 parsel) bir kısmını içine aldığını, yol geçtikten sonra kalan taşınmaz üzerinden eşit oranda paylaşım olduğunu, kadastro çalışmalarından yıllar önce oluşturulan yolun, ihtilafa konu olan ve o dönemde tek parça olarak kullanılan (ki bu husus tanık ve mahalli bilirkişi anlatımlarında mevcuttur) taşınmaz parçasının yüz ölçümünü azalttığını, hakkaniyete uygun olanın yol geçtikten sonra kalan kısmın taraflar arasında paylaştırılması olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; keşif esnasında davacı tarafça dava konusu edilen bölüme ilişkin bir yer gösterilememesine, fen bilirkişisi tarafından ise zeminde yer gösterimi olmadığı halde davacının iddiası doğrultusunda iki parselin yüz ölçümlerini eşitler şekilde farazi rapor ve kroki düzenlenmiş olmasına, keşifte alınan tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek ve keşif mahallinde yapılan yer gösterme işleminin esas alınması gerektiğini, ekte sunulan ve tapu kadastro müdürlüğü nazarında tutulan kroki suretinin keşif delilinden daha üstün olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in 1996 yılında öldüğü, geride davacı ve davalının mirasçı olarak kaldığı, dava konusu Artvin ili, Şavşat ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 167 ada 6 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı adına bahçe vasfı ile; 167 ada 5 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davacı adına tarla vasfı ile tespit edildiği, tespitin 05.01.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.