Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3638 E. 2024/4370 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın okul yapılması şartıyla bağışladığı taşınmaz üzerinde okul yapılmaması nedeniyle mirasçılarının açtığı tapu iptali ve tescil davasında, bağıştan rücu hakkının kullanılıp kullanılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Bağışlanan taşınmaz üzerinde şartın yerine getirilmesi için makul sürenin aşıldığı ve mirasçılar tarafından hak düşürücü süre içerisinde dava açıldığı gözetilerek, davalı vakfın bağıştan rücu hakkının kullanılmasını engelleyecek bir savunmasının bulunmadığı değerlendirilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1476 E., 2023/304 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bilecik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/371 E., 2022/241 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçelerinde; mirasbırakan ...’ın maliki olduğu 893 ada 1 parsel sayılı taşınmazını okul yapılması şartıyla davalı Vakfa temlik ettiğini, devrin üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen okul yapılmadığını, bağışı mirasbırakanın ölümünden sonra öğrendiklerini, koşul yerine getirilmediği için bağıştan döndüklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Vakıf vekili cevap dilekçesinde; geri alma hakkının mirasçılara geçmediğini, husumete itiraz ettiklerini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacıların mirasbırakanlarının taşınmazı bağışlarken okulu yapmayı da taahhüt ettiğini, mirasbırakanın taşınmazı bağışlamadan evvel imar ile ilgili yazışmalar yaptığını, bağışlanan taşınmaz okul yapımı için küçük olduğundan komşu 893 ada 2 parsel sayılı taşınmazı aldıklarını ve taşınmazları birleştirdiklerini, dava konusu taşınmaz bağışlandığında üzerinde TEDAŞ’a ait iritfak hakkı bulunduğunu, bu şekli ile okul yapılmasının mümkün olmadığını, tüm kurumlardan olur alındığını, TEDAŞ’ın irtifak hakkını kaldırmanın çok uzun sürdüğünü, belediyenin yaptığı imar değişikliği ile taşınmazın bulunduğu mahalin eğitim tesisi olarak değiştirildiğini, imar değişikliği sonrası ruhsatlandırma çalışmalarının yapılmaya başlanıldığını, 2014 yılı sonunda yapı ruhsatı alındığını, proje çizimi hariç 56.424,00 TL’nin yapı denetim ödemeleri için harcandığını, ruhsat sonrası bina yapımı için mirasbırakan ile görüştüklerini, imkanı olmadığını, imkanı olduğu zaman destek olacağını beyan ettiğini, 15 Temmuz sonrasında da özel okullara ilginin azaldığını, taşınmazdaki trafonun büyük bir bedel ödenerek kamu alanına taşındığını, 2019 da ruhsat yenilemesi yapıldığını, okul ve yurt için 21.04.2021 tarihinde ruhsat alındığını, ruhsat için de 118.785,83 TL ödeme yapıldığını, Mart 2020’den sonra da covid 19 salgını nedeniyle mecburen ertelemeler olduğunu, kendileri tarafından yapılan işlemler yapılmasaydı 5.000 m2 eğitim alanı şartı getirildiği için okul yapılamayacağını, davacıların temlikten haberdar olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; okul inşası için 6.621,20 TL karşılığında komşu parselin 03.09.2010 tarihinde davalı Vakıf tarafından devralınarak 22.11.2010 tarihinde dava konusu taşınmaz ile tevhid edildiği, taşınmaz üzerinde dava dışı TEİAŞ'a ait 596,31 m2 lik irtifak hakkının inşaat yapımına mani olması nedeniyle bu engelin kalkması için davalı vakıfça 09.07.2013 tarihinde TEİAŞ'a başvuru yapıldığı ve yazışmalar yapıldığı, yapı ruhsat tarihlerinin 20.10.2014 ,12.11.2019 ve 21.04.2021 tarihleri olduğu ve yapı ruhsat harcı için davalı vakıf tarafından 26.09.2014 tarihinde belediyeye 37.000,00 TL ödeme yapıldığı, 31.10.2014 tarihli faturada yapı denetim hizmet bedeli adı altında davalı tarafından 6.474,48 TL ödeme yapıldığı, 04.07.2020 yılında ... Elektrik Asansör Müh. İnş. Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş e-faturanın konusunun "160 kva trafo deplase işi malzeme,proje ve işçilik bedeli " ve bedelin 25.960,00 TL olduğu ve davalının iş sahibi olduğu, 09.09.2020 tarihinde belediyeye farklı kalemlerde toplam 118.785,83 TL ödeme yapıldığı, yapı denetim hizmet bedeli olarak Bilecik Muhasebe Müdürlüğüne 11.09.2020 tarihinde davalı vakıf tarafından 25.565,00 TL ödeme yapıldığı, dinlenen tanık anlatımları ile de sabit olduğu üzere davalı vakıf tarafından ve gönüllüler tarafından inşaatın başlayabilmesi için gerekli hazırlıkların yapıldığı, daha bu aşamada yüklü miktarlarda ödemelerin yapıldığı, işin başlamamasının Türkiye'nin içinden geçtiği olumsuz sosyal, ekonomik ve siyasi sebeplerden ve idari işlerin düzenlenmesinin zaman almasından kaynaklandığı, dava konusu parsel üzerine okul yapılmasını engelleyici her hangi bir hukuki engelin de bulunmadığı, davalı vakfın yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğinden bahsetmenin mümkün olmadığı gibi tam olarak yükümlülüğün yerine getirilememesinde kusurlu olduğundan bahsedilemeyeceğinden belirli bir varlığa sahip olan ve bu varlığı sayesinde faydalı hizmette de bulunmak isteyen mirasbırakanın iradesinin de ayakta tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar istinaf başvuru dilekçelerinde özetle; taşınmazın mirasbırakan tarafından şartlı olarak bağışlandığını ve uzun bir süredir şartın yerine getirilmediğini, davanın açılmasından sonra alelacele işlemlere başlanıldığını, davalı tarafın okul yapımına ilişkin finansmanı sağlayamadığını, davacı tanıklarının mirasbırakanın iradesinin değiştiğine dair beyanda bulunduklarını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

2.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, mümkün olmadığı takdirde teminat miktarının arttırılması gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın 13.03.2021 tarihinde öldüğü, eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, mirasbırakan tarafından dava konusu taşınmazın davalı Vakfa okul yapılması şartı ile bağışlandığı, her ne kadar dava tarihine kadar taşınmaza okul yapılmamış ise de mirasbırakana ait taşınmazın davalıya ait taşınmaz ile 22.11.2010 tarihinde tevhit edildiği, taşınmazda ilk yapı ruhsatının 20.10.2014 ve 12.10.2019 tarihlerinde alındığı, sonraki yapı ruhsatının da 21.04.2021 tarihinde alındığı, dava konusu taşınmazın imar planında "Özel Eğitim Tesisleri" alanında kaldığı, mahallinde yapılan keşif neticesinde alınan inşaat mühendisi bilirkişi raporunda, taşınmazın üzerine özel okul yapılmasının imar ve MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği açısından uygun olduğunun belirtildiği, toplanılan deliller, dinlenilen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından belirlenmek suretiyle Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı, Mahkemece ihtiyati tedbire ve teminata itirazın reddine karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar temyiz dilekçelerinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyanın ayrıntılı incelenmediğini ve irdelenmediğini, gerekçenin eksik yazıldığını, taşınmazın okul yapılması için davalıya şartlı olarak bağışlandığını, bağış işleminin 20.05.2010 da yapıldığını, mirasbırakanın 13.03.2021 tarihinde öldüğünü, bağıştan sonra taşınmazda bir şey yapılmadığını, ruhsat işlemlerinden sonra yeterli finansman sağlayamadıkları için yasal süreleri içerisinde okul yapımına başlanılmadığını, 11 sene boyunca taşınmazın boş bir şekilde kaderine terk edildiğini, dava açıldıktan sonra alelacele işlemler yapılmaya başlandığını, tedbir kararını yok sayarak 05.04.2022 günü hafriyata başlanıldığını, davalı tarafın ve tanıklarının taşınmazı mirasbırakanın yaptıracağını, maddi imkanı bulunmadığından okulun yapılmadığını iddia ettiklerini, mirasbırakanın böyle bir vaatte bulunmadığı gibi maddi durumunun fazlasıyla yerinde olduğunu, şartı yerine getirmesi gerekenin davalı olduğunu, davalı tarafın yapılacak okulda ticari faaliyet güdüp gütmeyeceklerinden bahsetmediğini, ticari faaliyet güdecekler ise yine mirasbırakanın iradesi dışında hareket edileceğini, davalı tarafın okul yapıp ücretsiz kullandırmasına imkan bulunmadığını, dinlenilen tanıklarının mirasbırakanın davalı vakıf tarafından söz konusu inşaatın yapılamayacağına kanaat getirildiğinde davalı vakıftan söz konusu arsayı alma yönünde beyanı olduğunu belirttiklerini, Mahkemenin 11 sene gibi bir süreçte mirasbırakanın iradesinin fesata uğratıldığının farkına varamadığını, bağışlanan taşınmazla tevhit edilen taşınmazdan talepleri olmadığını, davalı tarafça yapıldığı iddia edilen masrafların davalı tarafça karşılanmadığını, başkaları tarafından paraları ödenen işlemler olduğunu, davalı tanıklarının yanlı beyanda bulunduklarını, mirasbırakanın davalı taraftan bağışlanan yeri almasına ömrünün yetmediğini, okul yapımının yanında yurt yapımının da bağıştan rücu şartlarını oluşturduğunu, bağış şartı dışına çıkılarak yapılan tüm masrafların dava dışı sayılması gerektiğini, taşınmazın değerine bakıldığında yapılan masrafların çok cüzi kaldığını, vakıf tarafından finanse edilmeyen ve yapılmayan masrafların vakıf tarafından yapılmış gibi gösterilerek çok işlem yapılmış olduğundan bahisle gerekçe kurulduğunu, taşınmaza okul yapılmasını engelleyen hukuki bir durumun söz konusu olmadığını, Mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 07.02.2018 tarihli kararının emsal nitelikte olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının da gerekçesiz olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, bağıştan rücu hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241 inci, 244 üncü ve 246 ncı maddeleri,

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriğinden; davacıların mirasbırakanı ...'in maliki olduğu 893 ada 1 parsel sayılı 2.644,92 m2 yüz ölçümlü taşınmazı okul yapımı için davalı Vakfa bağışladığı, davalı Vakfın 03.09.2010 tarihinde 165,53 m2 yüz ölçümlü 893 ada 2 parsel sayılı taşınmazı temlik aldığı, 22.11.2010 tarihinde 893 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile 893 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tevhid edildiği ve 309 ada 216 parselin oluştuğu, ...'in 13.03.2021 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi Zehra ile çocukları ... ve ...'nin kaldığı görülmüştür.

Bilindiği üzere; bağıştan dönme (rücu), bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241 inci maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK'nın 244 üncü maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.

Bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının, yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK'nın 246 ncı maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.

2. Hemen belirtilmelidir ki, mirasbırakanın 13.03.2021 tarihinde öldüğü, eldeki davanın 25.08.2021 tarihinde açıldığı, davalı tarafın aksini de ispatlayamadığı gözetilerek BK'nın 246 ıncı maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı yönündeki İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kabulü doğrudur.

3. Somut olayda, temlikin 2010 yılında yapıldığı, dava tarihi itibariyle geçen 11 yıllık süre zarfında şartın yerine getirilmediği, Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenen İlk Derece Mahkemesindeki gerekçelerin 11 yıllık süreyi açıklayacak nitelikte olmadığı, bağışın yerine getirilmesi için makul sürenin aşıldığı anlaşılmaktadır.

4. Hal böyle olunca, 893 ada 2 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ... tarafından temlik edilen 893 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile tevhid edildiği gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile; temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

3. Peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.