Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3666 E. 2025/2689 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, inançlı işlem olduğunu iddia ederek, daha önce aşırı yararlanma sebebiyle açtığı ve Yargıtay'da temyiz aşamasındayken feragat ettiği davanın konusuyla aynı olan taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili isteminin derdestlik nedeniyle reddedilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının daha önce aynı taşınmaz için aşırı yararlanma gerekçesiyle açtığı dava Yargıtay'da temyiz aşamasındayken feragat etmiş olsa da, mahkemece hukuki nitelendirmesi inançlı işleme çevrilerek devam eden ve feragat tarihinde henüz kesinleşmemiş olan önceki davanın, eldeki davayla aynı konu ve taraflar arasında olması sebebiyle derdestlik oluşturduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin ve bölge adliye mahkemesinin derdestlik nedeniyle davanın reddine ilişkin kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2824 E., 2023/155 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 31. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/275 E., 2022/375 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat .... geldi, davetiye tebliğine rağmen davalılar vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının acil paraya ihtiyacı nedeniyle 500.000,00 TL ödünç para karşılığı 5 numaralı bağımsız bölümünü 08.01.2016 tarihli inanç sözleşmesi ile davalılara tescili hususunda dava dışı emlakçı....isimli kişiyle anlaştığını, davacının ilk sözleşme uyarınca en geç 08.07.2016 tarihinde borcunu ödemesi gerekirken ödeyemediğini, bunun üzerine ikinci bir sözleşme yapıldığını, davacının borcunu ödeme teklifinde bulunmasına rağmen davalı tarafın dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline yanaşmadığını, daha önce aynı konuyla ilgili aşırı yararlanma hukuki nedenine dayalı dava açtıklarını, davanın reddedildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin de istinaf başvurularının esastan reddine karar verdiğini ileri sürerek 5 numaralı bağımsız bölümün davalılar adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini ve davalıların dava konusu taşınmazda 01.04.2019 tarihinden itibaren elde ettikleri kira bedellerinin tespiti ile davacı tarafından davalılara ödenecek ödünç para bedelinden mahsubunu talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının aynı taleple alakalı daha önce de dava açtığını, davanın reddedildiği ve Yargıtay aşamasında olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, diğer yandan tapudaki devrin davacının iradesine ve taraflar arasındaki sözleşmeye uyularak yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından aynı davalılara karşı aynı taşınmaz için aynı talep içerikli olarak açılmış olan İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/190 Esas sayılı dosyasındaki tapu iptali ve tescil talepli davanın henüz kesinleşmediği, Yargıtay incelemesinde olduğu, dava tarihi itibari ile ve halen derdest olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından davalılara aleyhine aynı taşınmaz için aynı sebebe dayalı olarak açılan İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/190 Esas sayılı dosyasında derdest olduğu gözetilerek İlk Derece Mahkemesince derdestlik nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 114/1-ı ve 115. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili duruşma istemli temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince ve Bölge Adliye Mahkemesince derdest olduğu belirtilen davaya ilişkin temyiz taleplerinden 30.05.2022 tarihinde feragat ettiklerini bu nedenle dava şartı eksikliğinin giderildiğini, davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ekonomisine aykırı olduğunu, diğer davada hukuki sebebin aşırı yararlanma, eldeki davada ise inançlı işlem olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile alacak istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, kendisine ait 5 numaralı bağımsız bölümü 08.01.2016 tarihli ve 762 yevmiye numaralı resmi senetle toplam 492.800,00 TL bedelle davalılar ... ve ...'e devrettiği anlaşılmıştır. Davacının aynı sözleşmeye istinaden daha önce de dava açtığı, bu davada, bir iş girişiminde bulunmak için paraya ihtiyacı olduğunu bunun üzerine kendisine ait 5 numaralı bağımsız bölümü davalılar ... ve ...'e satış suretiyle devrettiğini, borcunu ödeyememesi üzerine yeni bir taahhütname imzaladığını, davalı tarafın taşınmazı çok düşük bedelle aldığını ve kendi zor durumda kalmasından faydalandıklarını ileri sürerek aşırı yararlanma hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığı, İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/13 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen yargılamada, ön önceleme duruşmasında, dava dilekçesinin içeriğinden ve iddiaların ileri sürülüş biçiminden davada inançlı işlem hukuki nedenine dayanıldığı değerlendirmesinin davacı ve davalı vekilince uygun bulunarak imzalandığı, yargılama sonucunda aşırı yararlanma hukuki nedenine dayalı değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 14.05.2019 tarihli kararıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca olayları bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye ait olduğu belirtilerek davanın, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkin olduğu, davacının elinde yazılı delil inanç sözleşmesi bulunduğu, bununla birlikte ödeme olgusu hususunda araştırma yapılması gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının kaldırıldığı; İlk Derece Mahkemesinin 2019/190 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılama sonucunda, davacıya davalı tarafa ödemesi gereken bedelin depo edilmesi için kesin süre verilmesine rağmen davacının süresi içinde bedelin depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verildiği; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14.12.2021 tarihli kararıyla bedelin depo edilmemesi nedeniyle davanın usulden reddinin usul ve yasaya uygun olduğu olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği; davacının kararı temyiz ettiği, Dairenin 2022/886 Esas sayılı dosyasında, davacının 30.05.2022 tarihli dilekçesiyle temyiz isteminden feragat ettiğinden Dairece 31.05.2022 tarihinde temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği, kararın 31.05.2022 tarihinde kesinleştiği; eldeki davanın 10.05.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Temyiz edilen davalılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.