Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3683 E. 2023/7510 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına tescilli taşınmazın davacılar tarafından olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın niteliği, zilyetliğin başlangıcı ve mera vasfı gibi hususları yeterince araştırmadan ve bozma kararında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmeden hüküm kurması, eksik inceleme ve araştırma nedenleriyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/400 E., 2023/106 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, Sancaktepe ilçesi, ... Mahallesi bulunan kuzeyi ..., doğusu ..., batısı 682 parsel güneyi Gürdağ tarlaları ile çevrili tarla vasıflı taşınmaz ile aynı mevkide bulunan kuzeyi ... ve kardeşleri, doğusu 1222 parsel, güneyi ve batısı ... ile çevrili tarla vasıflı taşınmazların davacılar tarafından malik sıfatıyla müştereken nizasız ve fasılasız 25 yılı aşkın süredir zilyet olarak ekilip biçildiğini, dava konusu yerin tescil harici olup orman, mera, yayla gibi orta malı olmadığını, tespit dışı bırakılma tarihinden dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusu taşınmazın 1237 parsel numarası ile 385.796,35 m2 olarak 14.06.2002'de Hazine adına tescil edildiğini, bu kaydın gerçek sahibini belirtmediğinden yolsuz olduğunu, taşınmazın Hazine tarafından Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü kanalıyla davacılar dışındaki 3.kişilere devredilmek istendiğini, bu durumda davacıların mağdur olacağını ileri sürerek sınırları belirtilen kısmın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava açılması için gereken 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu ve davanın reddinin gerektiğini, dava konusu taşınmaza yakın 578 parsel için açılan davada bu taşınmazın komşu parsellerinin Rumlardan kalma yerler olup zilyetlikte iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle Hazine adına tesciline karar verildiğini, dava konusu taşınmazın da Rumlardan kalma metruk yerlerden olduğunu, zilyetlikte iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... cevap vermemiştir.

3.Davalı Hazine yanında feri müdahil olarak katılan ... vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2015 tarihli ve 2013/5 E. 2015/92 K. sayılı kararıyla; 17.06.2013 tarihli fen Bilirkişi raporuna ekli krokisinde “F” ile işaretli 4.414.17 m2 lik kısmın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına ½ şer paylı olarak tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve feri müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.05.2018 tarihli 2015/21550 E. 2018/13298 K. sayılı kararıyla; “... Çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliğinin belirlenmesi için Hazine adına idari yoldan tapu kaydının oluştuğu 2002 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılması gerekirken sadece 1982 yılına ait hava fotoğrafı üzerinde inceleme yapılmış, dava konusu taşınmaza komşu mera parseli olmasına rağmen usulüne uygun mera araştırması yapılmamıştır. Bu durumda 2002 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde dava konusu taşınmaz bölümleri yönünden yakın yörelerden seçilecek taşınmazları iyi bilen, elverdiğince yaşlı ve davada yararı bulunmayan mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ve fen bilirkişisi aracılığı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında; mahalli bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi, niteliği, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, mera olup olmadığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlanıp bitirildiği hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yargılama boyunca dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisine dosyanın tevdii ile dava konusu taşınmazların 2002 yılına göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, mera vasfında olup olmadığının, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların geçmişteki ve şimdiki niteliği, mera vasfında olup olmadıkları, komşu mera vasfındaki taşınmaz ile arada ayrıcı unsur bulunup bulunmadığı, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsü, toprak yapısı ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine keşfi takibe elverişli haritalı rapor düzenlettirilmeli, taşınmaz ve çevresinin paftalarında işaretlemesi istenilmeli, çekişmeli taşınmazların ve çevresinde mera vasfında olan taşınmazın nitelikleri ve mera ile ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarındaki hakim gözlemi keşif zaptına aynen yansımalı; keşifteki tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. ,..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, 28.08.2019 tarihli fen Bilirkişi raporuna ekli krokisinde “F” ile işaretli 4.414.17 metrekarelik kısmın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına ½ şer paylı olarak tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili; Mahkemece reddedilen ve fen bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen 11.891,03 m2 lik kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, zira taşınmazın incelenen hava fotoğrafları ve mahalli bilirkişi beyanları ile 1976 yılından beri imar ihya edildiğinin belirlendiğini, mera olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili; Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, dava konusu taşınmaz toprağının niteliğinin ve zilyetlik süresinin belirlenmesi açısından Jeoloji Mühendisi bilirkişisinden rapor alınması gerektiğini, dava konusu taşınmazın evveliyatının Rum köyü olduğunu, 1923 yılı mübadelesi ile Rumların boşalttığı yerlerin Hazine'ye ait olduğunu ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabının mümkün olmadığını, bu konuda emsal İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/64 Esas, 2014/284 Karar sayılı ilamı bulunduğunu ayrıca kısmen red nedeniyle Hazine lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı ve ihdasen Hazine adına kaydedilen taşınmazın olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü Maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 16 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; İstanbul ili, Sancaktepe ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 1237 parsel sayılı 385.796,35 m2 miktarlı taşınmazın 14.06.2002 tarihinde tarla vasfı ile idari yoldan davalı Hazine adına tescil edildiği, tapu kaydında 30.04.2004 tarih 3053 yevmiye numaralı Tarım İl Müdürlüğü Mera Komisyonu Başkanlığının 01.10.2003 tarih ve 211 karar sayılı kararı gereğince Mera beyanı bulunduğu, ayrıca 14.09.2009 tarih, 14533 yevmiye numaralı 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 7 nci maddesine göre belirtme beyanı bulunduğu, dava konusu 1237 parsel sayılı taşınmaza ilişkin İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.09.2014 tarihli 2010/64 Esas, 2014/284 Karar sayılı kararı ile zilyetlik iddiasına dayalı olarak açılan davanın, taşınmazın mübadele nedeniyle ayrılan rumlardan kalma olduğu ve kaçak yitik kişilerden kalan taşınmazların zilyetlikle mülk edinilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, kararın Yargıtay (kapatılan) 14. Hukuk Dairesince onandığı ve karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmıştır.

Hemen belirtilmelidir ki; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.

Somut olayda; hükmüne uyulan bozma ilamında taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin mera vasfında olup olmadığının, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların geçmişteki ve şimdiki niteliğinin, mera vasfında olup olmadığının, komşu mera vasfındaki taşınmaz ile arada ayrıcı unsur bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiğine değinildiği halde taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği ile ekonomik amaca uygun zilyetliğin ne zaman başladığı ve nasıl sürdürüldüğü tespit edilmemiş, mera olup olmadığı araştırılmamış, mahalli bilirkişiler keşif sırasında değil duruşmada dinlenmiş, komşu parsel kayıtları tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmemiştir.

Hal böyle olunca; 683 ve diğer komşu parsel kayıtları var ise dayanak kayıtları tedavülleri ile birlikte getirtilmeli; taşınmazın imar, mera, kamulaştırma ve kaçak yitik kişilerden kalan taşınmaz olup olmadığı araştırılmalı; Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmelidir.

Bundan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, daha önce dosyada görev almamış 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, özellikle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadıkları, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmedikleri ve edilmiş ise imar-ihyalarının hangi tarihte tamamlandığı, mera vasıflı komşu 933 ve 934 parsel sayılı taşınmazlar ile arasında başkaca doğal ya da yapay ayırıcı unsur niteliğinde sınır bulunup bulunmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalıdır.

Ziraat mühendisi bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, kullanım durumunu ve zilyetlik şekli ve süresini kesin olarak belirleyen, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, taşınmazın mera vasfında olup olmadığını değerlendirecek şekilde, ekinde taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu mera parselleri ile müşterek sınırının bulunduğu bölümden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kuruluna hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmazın sınırları ve önceki ile şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, kullanıma ara verilip verilmediği, sınırlarda zamanla genişleme olup olmadığı hususlarında ve önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir şekilde rapor hazırlattırılmalıdır.

Fen bilirkişisinden keşfi izlemeye, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli rapor alınarak toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek ve davacıların ilk hükmü temyiz etmedikleri de gözetilerek usuli kazanılmış hak ilkeleri dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde davacılara iadesine;

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.