"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/114 E., 2023/525 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/74 E., 2022/119 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, men'i müdahale davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; muris ...'ya ait ve onun tarafından yaptırılan Ordu ili, .... ilçesi, .... Mahallesi .... mevkiinde bulunan 171 ada 18 parsel üzerindeki evin kadastro yenileme çalışmaları sırasında yapılan hata ile kardeşi ...'ya ait olan 171 ada 21 parsel üzerine kaydırılarak tescil edildiğini, yapı ruhsatında görüldüğü üzere dava konusu taşınmazdaki evin 18 nolu parsel üzerinde olduğunu ve yapılan kadastro tespitinin hatalı olduğunu, ayrıca o bölgede ve 171 adanın tümünde genel bir hatalı tespit olduğunun diğer hak sahiplerince de dile getirildiğini, hatalı kadastro tespiti nedeniyle murisin mirasçıları olarak mağduriyet yaşadıklarını ileri sürerek dava konusu 171 ada 21 parsel üzerindeki hatalı tapu kaydının iptali ile düzeltilmek üzere murise ait 171 ada 18 parsel üzerine davacılar adlarına tespit ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı ...; davacıların murisi ... tarafından, dava konusu evin bile bile ve kötüniyetli olarak, kendisinin (davalının) İstanbul'da olmasından istifade ederek kendisine ait 171 ada 21 parsel numaralı taşınmaz üzerine yapıldığını, davacıların bu evin kendi taşınmazları içerisinde olduğunu, yapılan yenileme kadastrosu neticesinde davalının parseline kaydolmuş olduğunu ve dolayısıyla bu kaydolma neticesinde dava mevzuu evin kendisine ait 171 ada 21 parsel içine dahil edildiğini iddia ederek sınırın düzeltilerek kendi tapuları içine alınması için dava açtıklarını, oysa 2010 yılında yapılan kadastro tespitinde taşınmazın, murisi...'ın ölümünden sonra tüm mirasçılarının paylaştığı gibi tescil edildiğini, sınırların belirlenmediğini, ancak bu paylaşıma kendisinin İstanbul'da olması nedeniyle iştirak edemediklerini, İstanbul'da ikamet etmesi ve köyüyle yeteri kadar ilgilenememesi neticesinde davacı-karşı davalıların 171 ada 21 parseli de istedikleri gibi kullandıklarını ve içerisine rızası olmadan fındık ağacı diktiklerini, bu kullanma neticesinde dava konusu evi de kendisine ait parsel içerisine inşa etmiş olduklarını belirterek davanın reddini savunmuş; karşı davasında, bu iddialarını her türlü delille ispat edeceklerinden 171 ada 21 parsel numaralı taşınmaz üzerine kötüniyetle inşa edilmiş binanın yıkılmasına ve yine kötüniyetle dikilmiş fındık ağaçlarının sökülerek her türlü müdahalenin men'ine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.12.2022 tarihli ve 2019/74 Esas, 2022/119 Karar sayılı kararıyla; somut olayda 171 ada 18 ve 21 numaralı parsellerin kök muris...ya ait olduğu, ...'ın sağlığında taşınmazları taksim etmediği, ...'ın vefatından sonra köy ihtiyar heyetince...'dan miras kalan taşınmazların mirasçılarına taksim edildiği, davalının söz konusu taksim işlemine bizzat katılmadığı ancak sonradan yapılan taksime itiraz etmediği, davalı-karşı davacı ...'nın davacılar ile veya davacılar murisi ... ile davanın açıldığı tarihe kadar taşınmazların sınırına ilişkin herhangi bir anlaşmazlık yaşamadığı; hem mahalli bilirkişi ... ve ...'nin hem de davacı tanıkları...,...,...,..., ve...'in keşif tutanağında kadastro tespit işleminde belirlenen sınırın hatalı olduğu yönünde beyanlarda bulunduğu; davacıların keşif esnasında belirttiği sınırın davacıların iddia ettiği şekilde 171 ada 18 ve 21 parsel sayılı taşınmazları ayıran asıl sınır olduğu, dava konusu alanda bulunan iki katlı betonarme evin muris ... tarafından yapıldığı ve 18 nolu parselin sınırları içerisinde kaldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne; asıl davanın kabulü yönünde oluşan kanaat neticesinde davalının ''men'i müdahale ve kal'' talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece asıl davanın kabulüne ilişkin eksik gerekçe tanzim edilmesine karşılık, karşı davanın reddine ilişkin herhangi bir gerekçe tanzim edilmediğini ve yasaya aykırı olarak gerekçesiz hüküm kurulmuş olduğunu, Yerel Mahkemece asıl davanın kabulü yönünden vekalet ücretinin hesaplanmasında da hata yapıldığını, zira dava değeri olarak davacı tarafından 60.988,77 TL üzerinden harç ikmal edildiğini, ancak taşınmazın söz konusu iptal edilen alanının değerinin ise 3.093,00 TL olduğunu ve karşı vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.05.2023 tarihli ve 2023/114 Esas, 2023/525 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraflar arasında çekişmeli taşınmaz bölümünün ortak muristen kaldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamakta olup uyuşmazlığın çekişmeli taşınmaz bölümüne yönelik yöntemince taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise taksimde taşınmaz bölümünün kimin payına isabet ettiğine yönelik olduğu, mahallinde icra edilen keşif sırasında beyanlarına başvurulan mahalli ve tespit bilirkişileri ile taraf tanıklarının beyanları bir arada değerlendirildiğinde murisin vefatı üzerine terekesinin taksim edilmesi neticesinde çekişmeli taşınmaz bölümünün davacılar murisi ...'ya kaldığı ve taksimden itibaren de davacılar murisinin zilyetliğinde olduğunun belirlendiği, davalı ...'nın da yapılan taksim neticesinde kendi payına isabet eden taşınmazı kullanmak sureti ile taksime sonradan icazet verdiği ve çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde bulunan ev ve taşınmaz zemini yönü ile inşaat ve ziraat bilirkişileri tarafından tanzim edilen rapor neticesinde belirlenen ve harcı tamamlanan değer üzerinden vekalet ücreti takdir edilmek sureti ile tapu iptali ve tescil istemi yönünden ana davanın kabulüne, bu taşınmaz bölümü üzerine yapılan ev yönü ile karşı dava olan men'i müdahale ve kal isteminin ise reddine dair karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı-karşı davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Kadastro sonucu, Ordu ili, .... ilçesi, ... Mahallesi 171 ada 18 parsel sayılı 6.194,62 metrekare yüz ölçümlü tarla vasıflı taşınmaz 17.11.2009 tarihinde davacıların mirasbırakanı ... adına tespit edilmiş, söz konusu tespit 30.01.2010 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz, ...'in ölümü üzerine 18.01.2017 tarihli intikal işlemi ile davacılar adına tescilli hale gelmiş, 171 ada 21 parsel sayılı 6.328,24 metrekare yüz ölçümlü ahşap ev ve tarla vasıflı taşınmaz ise 17.11.2009 tarihinde davalı ... adına tespit edilmiş ve söz konusu tespit 30.01.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 3.124,64 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.