"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/191 E., 2021/253 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararın, asıl davanın davalıları, birleştirilen 2001/101 Esas sayılı dava davanın davacıları tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 18.04.2014 tarih ve 2013/5398 Esas 2014/7696 Karar sayılı kararı ile dava konusu 115 ada 3 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki kararın onanmasına, dava konusu 115 ada 2,7,8 ve 114 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar hakkında verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen karar, birleştirilen 2001/101 Esas, 2001/350 Esas, 2002/365 Esas sayılı davalarda davacılar ... mirasçıları vekili ile davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; 114 ada 23 sayılı parsel sayılı taşınmazın davacının babası ...’tan kaldığını, vekil edenine evlenme armağanı olarak (indirmelik) olarak verildiğini, davacının zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, taşınmazın taksim sonucu davacının babası ...’a düşmüş olmasına rağmen kadastro çalışmalarında hatalı olarak davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
Birleştirilen Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/101 Esas sayılı dava dosyası ile, ... mirasçılarından ... ve otuzdört arkadaşının aynı biçimde davalı ..., ..., ...’a karşı açtıkları dava ile 115 ada, 2, 7, 8 ve 3 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi istemiştir.
Birleştirilen aynı yer aynı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/350 Esas sayılı dosyası ile ... ve ... vekili tarafından davalılar ... ve ...’a karşı 115 ada 2 ve 7 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak açılan davada anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tespit ve tescilini istemişlerdir.
Birleştirilen aynı yer aynı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/365 Esas sayılı dosyası ile ... ve ... tarafından 114 ada 25 parsel sayılı taşınmaz için ..., ... ve ...’a karşı açılan davada anılan parselin tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki paylara göre mirasçılar adına tespit ve tescili istenmiştir.
Birleştirilen aynı yer 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/387 Esas sayılı dava dosyası ile davacı ... vekili tarafından davalılar ..., ..., ... (... kızı), ..., ... mirasçılarına karşı açılan davada 114 ada 23 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tespit ve tesciline karar verilmesi istenmiştir.
II. CEVAP
Asıl davanın davalıları ile birleştirilen davaların davalıları, yargılama sırasında ve cevap dilekçelerinde ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.11.2009 tarihli ve 1999/329 Esas 2009/715 Karar sayılı kararıyla, davacı ...’in feragati nedeniyle asıl ve birleşen davalara konu 2, 7, 8, 3 ve 25 sayılı parsellerle ilgili davanın ... payları açısından reddine; asıl davada ... tarafından 114 ada 23 sayılı parsele yönelik açılan davanın kanıtlanamadığından reddine, birleştirilen davalara konu yapılan 114 ada 25, 115 ada 2 ve 7 sayılı parsellerle ilgili davalarda muvazaa iddiası kanıtlanamadığından, 115 ada 8 ve 3 sayılı parsellerin davacılar tarafından taksim yapılmadığı iddiası ispat edilemediğinden bu parsellerle ilgili davaların reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davanın davalıları, birleştirilen 2001/101 Esas sayılı dava dosyasının davacıları temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.04.2014 tarih ve 2013/5398 Esas, 2014/7696 Karar sayılı kararı ile; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, yargılama sırasında ölen ...'ın tüm mirasçılarının davaya dahil edilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması, her ne kadar ... vekili tarafından ...’nin feragatının yerinde olmadığı ileri sürülmüş ise de yapılan incelemede dava konusu parsellerle ilgili taşınmazlarda bulunan miras payları bakımından ... kızı ...’nin (1975 doğumlu) feragat ettiği ve kimlik tespiti yapılarak imzasının alındığı dava dosyası kapsamı ile sabit olduğundan buna yönelik temyiz itirazlarının yerinde görülmediği, davanın mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğu, tüm tarafların aynı mirasbırakanın mirasçıları oldukları, taşınmazların ortak miras bırakan ... den kaldığı, bu konuda bir uyuşmazlığın bulunmadığı, ancak, ...’den kalan taşınmazların silsile yoluyla mirasçıları arasında ve tüm mirasçılarının katılımıyla bir taksime tabi tutulup tutulmadığı, ...’den kalan taşınmazlar taksim edilmiş ise hangi mirasçıya hangi taşınmazların düştüğünün uyuşmazlık konusu olduğunu, dosyada toplanan delillerden ... 1943 yılında ölmüş olup ... mirasçılarından ... ve ...’ın taşınmazları kendi aralarında bölüştürdükleri, diğer iki kardeşleri olan ... ve ...’ya ise başka yerlerin düştüğü anlaşılmış ancak yöntemine uygun bir biçimde tereke taksiminin yapılıp yapılmadığı, dava dışı görülen ve kök mirasbırakanın dört mirasçısından ikisi olan ... ve ...’ya hangi yerlerdeki taşınmazların düştüğü konusunda herhangi bir açıklama ve bilgiye rastlanılmadığı, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan kök mirasbırakan ...’den kalan taşınmazların tüm mirasçıların katılımıyla kendi aralarında yaptıkları bir taksimin olup olmadığı, yapılmış bir taksim varsa hangi ada ve parsellerin ya da hangi mevkideki taşınmazların hangi mirasçılara düştüğü konusunda sorular sorulması, ondan sonra dava konusu 115 ada 2 ve 7 nolu parseller ile 114 ada 25 sayılı parselin kadastro tespiti sonucu belirlenen kayıt malikleri tarafından 1999 yılında üçüncü kişiye (Tevfik‘e) satıldığı, daha sonra bu parsellerin Tevfik tarafından davalı ...’e 2001 yılında satıldıkları anlaşıldığından satın alan davalı üçüncü kişilerin hukuki durumunun TMK'nun 1023 ve 1024 üncü maddeleri karşısında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek” karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm yargılama süresinde dinlenen mahalli bilirkişi beyanları ve sunulan deliller kapsamında, ... mirasçılarının usulüne uygun şekilde mal paylaşımı konusunda anlaştıkları, davacıların mirasbırakanının yaylada bulunan taşınmazları tercih ederek oraya yerleştiği, bu durumun eylemli taksim olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın reddine; Birleşen 2001/101 Esas sayılı dosyada davacı ...'in açmış olduğu davanın feragat nedeniyle reddine, davacı ... mirasçısı ... ve ... yönünden HMK'nın 150 nci maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden açılan davanın reddine; Birleşen 2005/387 Esas sayılı dosya yönünden davacı ... mirasçısı ... ve ... yönünden HMK'nın 150 nci maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden açılan davanın reddine; Birleşen 2001/350 Esas sayılı dosyanın davacı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davacı yönünden açılan davanın reddine; Birleşen 2002/365 Esas sayılı dosyada davacı ... yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacı ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen 2001/101 Esas, 2001/350 Esas, 2002/365 Esas sayılı davalarda davacılar ... mirasçıları vekili ile davacı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E. Temyiz Nedenleri
Birleştirilen 2001/101 Esas, 2001/350 Esas, 2002/365 Esas sayılı davalarda davacılar ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, yeterli araştırma yapılmadığını, taksim yapılmadığını, yaylaların taksime konu olamayacağını, kök mirasbırakan ...’in en büyük oğlu ... ölünce eşi ... bu sefer ...’in diğer oğlu ... evlendirildiğini, ...’nın ... bir çocuğu, ... 5 çocuğu bulunduğunu, ...’un oğlu ...’in amcası ...’ı öldürdüğünü, kan davasında korkan ...’ın çocuklarının Alanya'yı terk ettiğini, ilk olarak yaylaya gittiklerini daha sonra Konya’ya yerleştiklerini, tanık beyanlarının taksime yönelik olmadığını, harici kullanıma yönelik olduğunu,tapu kayıtlarının getirtilip denetlenmediğini, dava konusu taşınmazların yarı hissesinin davacılara ait olduğunu, dava açıldıktan sonra dava konusu taşınmazların iki kez satışa konu edilmelerinin açık muvazaa olduğunu ve taşınmazları satın alan kişilerin komşu köylerden olup taşınmazlarda davacıların hissesinin bulunduğunu bilebilecek kişiler olmasına rağmen Mahkemece muvazaa yönünden araştırma yapılmadığını, hüküm kısmının 3 numaralı fıkrasında, birleştirilen 2005/387 Esas sayılı dosyada davacıların hatalı olarak davacı olarak yazıldığını belirterek ve resen belirlenecek nedenlerle ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
Birleştirilen 2001/101 Esas, 2001/350 Esas, 2002/365 Esas sayılı davalarda davacı- asıl davada dahili davalı ... vekili, vekil edeninin ... oğlu mirasbırakan ... mirasçısı olduğunu, bozma ilamına uyulmuş ise de bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, davacının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaysa aykırı olduğunu, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, dosya kapsamından mirasçıların tamamının katılımı ile yöntemince taksim yapılmadığının belirlendiğini, kararın kadar açık olmadığını, gerekçesiz olduğunu belirterek ve resen belirlenecek nedenlerle ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kaydının iptali ile tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 15 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713 üncü maddeleri
3. Değerlendirme
Ali Efendi köyünde 1999 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu temyize konu 114 ada 25 parsel sayılı 3.580,20 m2 yüz ölçümlü taşınmaz ... adına, 115 ada 2 parsel sayılı 5.371,06 m2 yüz ölçümlü taşınmaz ... adına, 115 ada 7 parsel sayılı 369,05 m2 yüz ölçümlü taşınmaz ... adına, 115 ada 8 parsel sayılı 7.023,18 m2 yüz ölçümlü taşınmaz ... adına irsen intikal taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiştir. Dava konusu 115 ada 2 ve 7 nolu parseller ile 114 ada 25 sayılı parsel kadastro tespiti sonucu belirlenen kayıt malikleri tarafından 1999 yılında üçüncü kişi Tevfik‘e daha sonra Tevfik tarafından davalı ...’e 2001 yılında satılmıştır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, 114 ada 23 parsel sayılı taşınmazın yapılan taksimde birleştirilen davanın davacılarına kaldığı, taksimin eşit olmasının gerekmediği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; birleştirilen 2001/101 Esas, 2001/350 Esas, 2002/365 Esas sayılı davalarda davacılar ... mirasçıları vekili ile davacı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleştirilen 2001/101 Esas, 2001/350 Esas, 2002/365 Esas sayılı davalarda davacılar ... mirasçıları vekili ile davacı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyize gelen birleştirilen davalarda davacılar ... mirasçıları ile davacı ...’den ayrı ayrı alınmasına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.