Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4611 E. 2024/6861 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılar arasında imzalanan rızai taksim sözleşmesi ve daha sonra yapılan satış vaadi sözleşmesine rağmen, davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddedilmesi üzerine açılan temyiz davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, davalı ile yaptığı satış vaadi sözleşmesi gereği, daha önce açtığı davadan feragat etmiş olmasına rağmen, davalının taahhüdünü yerine getirmemesi ve mahkeme dışı sulh niteliğindeki sözleşmenin hükme esas alınarak davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olması gözetilerek, tapu iptali ve tescil talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/800 E., 2023/1146 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/376 E., 2022/698 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş; 27.01.2023 tarihli ek karar ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 305/A maddesi gereğince hükmün tamamlanması suretiyle yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettiren davalılar ... ve ... lehine de vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava dilekçesi ile; muris babası...'ın ölümünden sonra kardeşleri olan davalılar ile aralarında imzaladıkları rızai taksim sözleşmesinin taşınmazların paylara bölünememesinden dolayı infaz edilemediğini, bunun üzerine usulen ikinci kez rızai taksim sözleşmesi yaptıklarını ve sözleşmeye göre murislerinden kalan 752, 914, 1044 ve 1166 parsel sayılı taşınmazların paylaşımının gerçekleştirildiğini, her mirasçıya birer parça taşınmaz verildiğini, mirasçılar arasında herhangi bir para alışverişi olmamasına rağmen bazı kardeşlerinin bu hususta ihtilaflar çıkardığını, taşınmazların kardeşlerin tamamına ait olduğunu ve tüm kardeşler tarafından kullanıldığını ileri sürerek belirtilen taşınmazlar bakımından ortaklığın giderilmesine karar verilmesini istemiş; öte yandan, muris tarafından davalı ...'ya devredilen taşınmazlar bakımından Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/409 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açtığını, anılan davanın yargılaması sırasında davalı ile aralarında satış vaadi sözleşmesi düzenlediklerini, sözleşme ile davalının 11 parsel sayılı taşınmazı kendisine vermeyi taahhüt ettiğini, bunun sonucunda davasından feragat ettiğini, ancak daha sonra davalının taahhüdünü yerine getirmediğini ileri sürerek 11 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, 10.000,00 TL cezai şart ve yaptığı masrafların tahsiline karar verilmesini istemiş; cevaba cevap dilekçesi ile davalı ...'nın diğer mirasçıların saklı paylarına tecavüz ederek muristen kalan bir traktör, iki araba, bir pulluk, bir mimzeri fazladan aldığını, belirtilenler yönünden de satış suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiş; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra 19.10.2022 tarihli duruşmada, muris babalarından kalan taşınmazların tapularını intikal ettiremedikleri için usulen imzaladıkları miras sözleşmesini halihazırda kabul etmediklerini, her ne kadar kendisinin de sözleşmede imzası var ise de taşınmazların satılıp paralarının bölüştürülmesini istediğini, öte yandan her ne kadar daha önce açtığı davadan feragat etmiş ise de davalı ... ile aralarında yaptıkları anlaşma ve davalının taahhüdü nedeniyle davadan feragat ettiğini, ancak davalı taahhüdünü yerine getirmediği için eldeki davayı açtığını, herhalde davalının kendisini kandırdığını, bu nedenle eldeki davayı açtığını beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; davanın haksız ve yersiz olduğunu, tüm mirasçılar arasında yapılıp tapuda infaz edilen rızai taksim sözleşmesinin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.03.2022 tarihli ve 2019/261 Esas, 2022/201 Karar sayılı kararı ile, davacının rızai taksim sözleşmesi gereğince tapu iptali talebinin yerinde olmadığı, açıkça rızai taksim sözleşmesini hep birlikte yaptıklarını belirttiği, satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için geçerli olmadığından davacının tapu iptali ve tescil ile cezai şart istemlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 23.03.2022 tarihli ve 2022/918 Esas, 2022/1155 Karar sayılı kararı ile; davacıya Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/409 Esas sayılı davasındaki feragat beyanının hile sebebiyle geçersizliğini ileri sürüp sürmediğinin açıklattırılması, feragatin hile nedeniyle geçersizliği sebebine dayanılması halinde davacının feragatinin davalının hilesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının açıklığa kavuşturulması, iddia kanıtlanır ise dava konusu 11 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından davalıya temlikinin mal kaçırma amaçlı olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ortaklığın giderilmesi istekli davanın eldeki davadan tefrik edilerek başka esasa kaydedilmesine karar verilmiş; davacı tarafından rızai taksim sözleşmesine ilişkin herhangi bir irade fesadı halinin bildirilmediği, davacının taşınmazlar kanunen bölüşülemediğinden aralarında bu sözleşmeyi imzaladıklarını beyan ettiği, tapu iptali ve tescil talebinin yerinde olmadığı, davacının feragatin geçersizliğini ispatlayamadığı, kaldı ki davacının muris muvazaası iddiasının da yerinde olmadığı, öte yandan resmi şekilde yapılmayan satış vaadi sözleşmesinin de geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; 27.01.2023 tarihli ek karar ile, HMK'nın 305/A maddesi gereğince hükmün tamamlanması suretiyle, yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettiren davalılar ... ve ... lehine de vekalet ücreti takdir edilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının harici sözleşmede yer alan devir yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalının harici sözleşme ile tapu devri yapacağını vaat ederek davacının Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/409 Esas sayılı davasında feragat beyanında bulunmasına sebep olduğu ve feragatin hile alındığının dosya kapsamı ile sabit olduğu, ancak, feragat beyanı hile alınmış olsa da harici sözleşme ile tapu devri kararlaştırılmış olduğundan ve sözleşmenin mahkeme dosyasına sunulup Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/409 Esas sayılı dava dosyasında anlaşma noktaları tespit edilmediğinden sözleşmeye dayalı tapu iptali -tescil ve cezai şart isteminde bulunmanın mümkün olmadığı, temlikin mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığı iddiasının davacı tarafından tanık ve diğer deliller ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddeleri uyarınca usulünce ispat edilemediği, davacının 10.10.2018 tarihli resmi şekilde yapılan miras taksim sözleşmesinin irade sakatlığı sebebine dayalı olarak iptali isteminde de davacı tarafından irade sakatlığı sebebine yönelik olarak tanık bildirilmediği, iddianın usulünce ispat edilemediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı; İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararına uyulmasına rağmen, yeniden yapılan yargılama neticesinde verilen kararın kaldırma kararına aykırı olduğunu, davalı vekilinin kötü niyetli hareket ettiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, yeni ek rapor talebi dikkate alınmadığından 6.025,00 TL harcı fazladan yatırdığını, vekalet ücreti bakımından da kararın hatalı olduğunu, yanlış gerekçe ve eksik inceleme ile karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; sözleşmeye, feragatin hile ile alınması ve muris muvazaası hukuki sebeplerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris...'ın 26.02.2016 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak çocukları olan davanın taraflarının kaldığı, murisin dava konusu 11 parsel sayılı taşınmazı ile dava dışı 5 ve 12 parsel sayılı taşınmazlarını 17.03.2010 tarihinde oğlu davalı ...'ya satış suretiyle temlik ettiği, eldeki davadan önce davacının temlike konu edilen bu üç parça taşınmaz hakkında davalı ... aleyhine muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığı, aşamada sunduğu 06.09.2018 tarihli dilekçesinde, davalı ile dava konusu taşınmazların tapularının verilmesi hususunda anlaştıklarını, ancak davalı daha önce de yaptığı gibi yine aralarındaki anlaşmaya uymaz ise davayı yenileme, davaya devam etme hakkı baki kalmak kaydıyla davasından feragat ettiğini belirttiği, Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.09.2018 tarihli ve 2017/409 Esas, 2018/424 Karar sayılı kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, kararın istinaf yoluna başvurulmadan 20.11.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Davacı ile davalı ... arasında imzalanan 06.09.2018 tarihli "Tapu Satış Vaadi Devir Sözleşme Taahhütnamesi" ile davacının Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/409 Esas sayılı dosyasında görülen davasından feragatine karşılık davalı ...'nın dava konusu 11 ve dava dışı 370 parsel sayılı taşınmazları davacıya vermeyi kabul ve taahhüt ettiği, sözleşmeye uymayan tarafın 10.000,00 TL cezai şart tazminatı ödeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 307 vd. maddelerinde düzenlenen ve davaya son veren taraf işlemlerinden olan "davadan feragat" davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragatin geçerli kabul edilebilmesi için kayıtsız ve şartsız olması gerekir.

Öte yandan, yine davaya son veren taraf işlemi olarak sulh, HMK'nın 313 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Sulh, bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir.

Taraflar arasında imzalanan 06.09.2018 tarihli sözleşme mahkeme dışı sulh sözleşmesi niteliğindedir. Ne var ki, davacı bu sözleşme gereğince davasından feragat etmiştir. Her ne kadar şartlı yapılan feragat beyanı geçersiz ise de bu beyan yukarıda belirtildiği üzere taraflar arasında daha önce görülen davada hükme esas alınarak davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, karar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir. Davalı ... 06.09.2018 tarihli sözleşmedeki imzasını inkar etmediği gibi sözleşmedeki taahhüdünü niçin yerine getirmediğini 17.02.2021 tarihli duruşmada; "Her ne kadar aramızdaki sözleşmede birinci davada ev yerini davacı abime vereceğimi söylemiş isem de söz konusu sözleşmeyi davadan dolayı imzaladım. Kardeşlerimle görüştüğümüzde kardeşlerim söz konusu yeri fazla olarak davacıya veriyorsun dediler, bunun üzerine ev yerini vermedim." şeklinde ifade etmiştir.

Hal böyle olunca; 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının tapu iptali ve tescil ile cezai şart isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.