Logo

1. Hukuk Dairesi2023/463 E. 2024/1421 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma akdiyle yaptığı temliğin muris muvazaası içerip içermediği.

Gerekçe ve Sonuç: Ölünceye kadar bakma akdiyle devredilen taşınmazların mirasbırakanın tüm malvarlığına oranının makul olup olmadığının ve mirasbırakanın gerçek iradesinin tam olarak tespit edilmeden eksik incelemeyle hüküm kurulduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1406 E., 2022/1565 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/276 E., 2022/269 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil ve tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...'in dava konusu 270 ada 51, 52, 104, 105 ve 129 parsel sayılı taşınmazlarını 24.10.2017 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile oğulları olan davalılara devrettiğini, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, kaldı ki davalıların bakım yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, babasına kendisinin baktığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; dava konusu taşınmazların bakım karşılığı devredildiğini, mal kaçırma amacı ve muvazaanın söz konusu olmadığını, bakım yükümlülüklerini birlikte yerine getirdiklerini, mirasbırakanın başka taşınmazları da bulunduğunu, davacının ise babaları ile ilgilenmediğini bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıların ölünceye kadar bakma akdi kapsamında mirasbırakana bakarak edimlerini yerini getirdikleri, temlikin mal kaçırma amacıyla değil bakılma amacıyla yapıldığı, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlar dışında da taşınmazlarının bulunduğu, davacının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı, ölünceye kadar bakma akdinin ivazlı akitlerden olup tenkise tabi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sunulan delillerin, bilirkişi rapor ve tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, mirasbırakanın akıl sağlığının yerinde olup olmadığı yönünde araştırma yapılmadığını, davalı tanıklarının objektif ve tarafsız beyanda bulunmadıklarını, iddiaların ispatlandığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf dilekçesinde ehliyetsizlik iddiasında bulunulmuş ise de 8 inci celsede davacı vekilinin "ehliyetsizlik iddiamız yoktur, muris muvazaasına dayanmaktayız" şeklindeki imzalı beyanı doğrultusunda İlk Derece Mahkemesince ehliyet hususunun inceleme konusu yapılmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 inci maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ehliyetsizlik iddiasında bulunulduğunu, bu hususa ilişkin değerlendirmenin hakkaniyete aykırı olduğunu, delillerin bir bütün halinde değerlendirilmediğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 611 inci ve 614 üncü maddeleri, 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1928 doğumlu mirasbırakan ...'in 02.03.2018 tarihinde ölümü ile geride mirasçıları olarak davacı kızı ... ile davalı oğulları ...,...,..'ın kaldıkları, mirasbırakanın çekişme konusu 52 parsel sayılı taşınmazdaki 2/8 olan; 104 ve 129 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/2 olan paylarının tamamı ile 51 ve 105 parsel sayılı taşınmazlarını 24.10.2017 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile 1/3'er paylarla davalı oğullarına devrettiği, dava dışı 270 ada 115 ve 117 ile 303 ada 420 parsellerdeki 10/16'şar paylar ve 270 ada 116 parseldeki 1/2 payın mirasbırakan ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında 20.01.2021 tarihli 8 inci celsede davacı vekilinin "ehliyetsizlik iddiamız yoktur, muris muvazaasına dayanmaktayız" şeklinde beyanda bulunduğu dosya kapsamında sabittir.

2. Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 611 inci maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (BK madde 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer (TBK madde 614).

Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK madde 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.

Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde mirasbırakanın yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3. Somut olaya gelince; mirasbırakanın davalılara temlik ettiği dava konusu taşınmazları dışında, dava dışı başka taşınmazlardaki bir kısım payların da maliki olduğu, ancak mirasbırakanın terekesinde kalan taşınmazların değerleri tespit edilmek suretiyle ölünceye kadar bakma akdi ile devredilen taşınmazların değerinin, mirasbırakanın tüm mamelekine oranının makul karşılanabilecek sınırlar içinde kalıp kalmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla, yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.

4. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular uyarınca gerekli araştırma ve incelemenin eksiksiz yapılması, dava konusu taşınmazların ve mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazların değerlerinin uzman bilirkişiler aracılığıyla belirlenmesi, mirasbırakanın akit tarihindeki terekesinin tamamının değerinin saptanması, özellikle ölünceye kadar bakma akdiyle davalılara devredilen taşınmazların, mirasbırakanın tüm mamelekine oranı ve bunun makul karşılanabilecek sınırlar içinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, mirasbırakanın temlikteki gerçek iradesinin açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilmek suretiyle eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.