"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın TMK'nın 713. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca davacılar adına tapuya kayıt ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin önceki tarihli kararının, davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.11.2014 tarihli ve 2014/16407 Esas, 2014/12473 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... ve arkadaşları, kadastro sırasında taşlık vasfıyla tescil harici bırakılan taşınmazın belirli bölümleri hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla ve adlarına tescil istemiyle dava açmışlardır.
II. CEVAP
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın belediye sınırları dışında olduğunu, bu nedenle belediye hükmi şahsı aleyhine husumet teşmilinin isabetsiz olduğunu, öte yandan davacılar yararına kazandırıcı zamanaşımı koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, müvekkili idare hakkında açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın davalı idare ile ilgisinin olmadığını beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın kimsenin zilyetliğinde olmadığını, halen taşlık alan olduğunu, imar ve ihyasının tamamlanmadığını, öte yandan mülk edinmeye elverişli zilyetlik süresinin nizasız ve fasılasız sürmesi gerektiğini, somut olayda bu şartların gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/09/2013 tarihli ve 2011/204 Esas, 2013/756 Karar sayılı kararı ile davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün ..., (B) harfi ile gösterilen bölümün ..., (C1) ve (C2) harfleri ile gösterilen bölümlerin ..., (D) harfi ile gösterilen bölümün ..., (E) harfi ile gösterilen bölümün ..., (F) harfi ile gösterilen bölümün ..., (G) harfi ile gösterilen bölümün ..., (H1) harfi ile gösterilen bölümün ise ... adına tapuya tesciline karar verilmiş karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.11.2014 tarihli ve 2014/16407 Esas, 2014/12473 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, doğru sonuca ulaşmak için dava konusu taşınmazı kapsayan dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirdikten sonra, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile 3 kişilik jeodezi veya fotogrametri uzmanından oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle inceleme yaptırılması, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmesi, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, öncesinin mera olup olmadığı veya meradan yer kazanılıp kazanılmadığı, çevresinin eylemli mera olup olmadığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve komşu köy yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığını, arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususları özellikle irdelenmesi, TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilecek bilirkişi rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanları yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolması beklenmesi ve bu rapor ile kroki Tapu Müdürlüğüne gönderilerek taşınmaz bölümünün daha önceden tescile konu olup olmadığı sorulması, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi” gereğine değinilerek önceki tarihli hüküm bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.03.2018 tarihli ve 2015/336 Esas, 2018/394 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen (A/1 ile gösterilen kısım hariç olmak üzere) 30.453,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ..., (B) ile gösterilen (B/1 ile gösterilen kısım hariç olmak üzere) 63.283,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ..., (C-1) ile gösterilen (C1/1 ile gösterilen kısım hariç olmak üzere) 31.295,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ile C-2 ile gösterilen 52.861,22 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ..., (D) ile gösterilen (D/1 ile gösterilen kısım hariç olmak üzere ) 89.357,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ..., (E) ile gösterilen (E/1 ile gösterilen kısım hariç olmak üzere) 87.955,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ..., (F) ile gösterilen 67.019,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ..., (G) ile gösterilen (G/1 ile gösterilen kısım hariç olmak üzere) 42.560,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ..., (H1) ile gösterilen (H1/1 ile gösterilen kısım hariç olmak üzere) 46.908,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacılar yararına TMK'nın 713. maddesi ve 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddelerinde belirtilen zilyetlikle kazanım koşulları davacılar yararına oluşmadığı halde davanın kısmen kabulüne karar verildiği, ayrıca davalı yararına vekalet ücretine takdir edilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro sırasında tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın davacılar adına tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Eldeki dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere, bir yerin zilyetlikle edinilebilmesi için, taşınmaz malın çekişmesiz ve aralıksız, ekonomik amaca uygun şekilde en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla kullanılması gerekmektedir. Öte yandan yasada belgesiz norm sınırı belirlendiğinden tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) yerlerin zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak tescili mümkündür.
2. Somut olayda davacılar çekişmeli taşınmaz bölümlerinin murislerinden kendilerine intikal ettiğini ileri sürmelerine rağmen, çekişmeli taşınmazın davacılara ne şekilde (bağış, satış, taksim vs.) intikal ettiği hususu taraflara sorularak bu yönde iddia ve ispat imkanı tanınmamış, dinlenen bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın zilyetliğinin intikali hususu maddi olaylara dayalı biçimde sorularak saptanmamış, davacıların hukuki dayanağı göz önünde bulundurularak dava tarihi itibariyle müstakil zilyetlik süresinin davacılar yararına iktisaba elverişli olup olmadığı belirlenmemiş, davacıların ve murislerinin belgesizden zilyetlik yoluyla edinilebilecek taşınmaz miktarına ilişkin sınırlamalar da göz önünde bulundurulmaksızın karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
3. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacıların murislerinin verasete esas nüfus kayıt örneği ya da mirasçılık belgesi dosya arasına konularak davacılar dışında başka mirasçısının bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, davacılar ve murisleri adına çekişmeli taşınmazın bulunduğu kadastro çalışma alanı içerisinde belgesizden taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, varsa tespit tutanakları ve oluşmuş ise tapu kayıtlarının onaylı örnekleri dosya arasına konulmalıdır.
4. Davacı murislerinin davacılar dışında başka mirasçılarının bulunması halinde, davacılara taşınmazların kendilerine nasıl intikal ettiği (bağış, satış, taksim vs.) hususu sorularak neticesine göre iddiasını kanıtlaması için süre ve imkan tanınmalı, bu uğurda mahallinde yöreyi bilen tarafsız yerel bilirkişi heyeti ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin ilk olarak ne zaman, nasıl ve kim tarafından kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği sorulmak suretiyle, davacılar ve murislerinin taşınmaz üzerindeki zilyetlik süresi ayrı ayrı kesin olarak saptanmalı, davacıların hukuki dayanağı göz önünde bulundurularak dava tarihi itibariyle müstakil zilyetlik süresinin davacılar yararına iktisaba elverişli olup olmadığı belirlenmeli; dava tarihi itibariyle davacılar yararına müstakil 20 yıllık zilyetliğin bulunması halinde davacılar adına belgesiz zilyetlikten tespit edilen taşınmaz miktarı, aksi halde muris adına belgesiz zilyetlik yoluyla tespit edilen taşınmaz miktarı esas alınmak suretiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki 40/100 dönüm norm sınırının belirlenmesi gerektiği göz önüne alınmalıdır.
5. Davacılar yahut murisleri lehine belgesiz olarak tespit ve tescil edilmiş taşınmaz miktarının 100 dönümü aştığının saptanması halinde davanın reddine karar verilmeli, 100 dönüm limitinin aşılmadığının tespiti halinde ise var ise eksik kalan bölüm yönünden 3402 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca davacılara seçimlik hakkı hatırlatılarak tercih edeceği bölümden norm sınırının eksik kalan miktarı kadar yerin davacılar adına tesciline karar verilmeli, bu uğurda fen bilirkişisinden keşfi takibe elverişli belgesiz norm sınırı yönünden hesaplamayı içeren, krokili rapor alınmalıdır.
6. Yukarıda izah edilen sebeplerle yapılan araştırma ve inceleme eksik olduğu gibi, tüm bunlardan vareste olmak üzere Mahkemece çekişmeli taşınmazların hükme esas teknik bilirkişi raporunda ''A/1'', ''B/1'', ''C-1/1'', ''D/1'', ''E/1'', ''H1/1'', ''G/1'' ile gösterilen bölümleri üzerinde davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davalı Hazine vekilinin ise 21.08.2017 tarihli dilekçesiyle çekişmeli taşınmaz bölümlerinin TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tescilini talep ettiği anlaşıldığı halde, bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması dahi isabetsiz olmuştur.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.