Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4776 E. 2024/5440 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, eski eşinin vekaletname ile devrettiği taşınmazın, davalılar tarafından korkutma yoluyla gasp edildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının korkutmaya dayalı tapu iptali ve tescil talebinde, ikrahın öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması ve davalıların iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/796 E., 2023/1238 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çeşme 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2009/5 E., 2019/546 K.

Taraflar arasındaki korkutma (ikrah) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; boşandığı eski eşi ...’ın 2005 yılı içerisinde davalılar ... ve ...’dan faiz karşılığı borç para aldığını ve ...’nin borcunu fazlasıyla ödediğini, ancak davalıların borç miktarını sürekli arttırdıklarını ve ...‘yi ölümle tehdit ettiklerini, ...’nin de davalılardan ... ve ...’ın tehdit ve baskısı sonucu, kendisinden aldığı vekaletname ile bilgi ve rızası dışında maliki olduğu 13 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümü ... ve ...’ın kardeşleri olan davalı ...’e devrettiğini, ...’ın da taşınmazı ... ...’a, O’nun da davalı ...’a satış suretiyle devrettiğini, yapılan tüm devirlerin muvazaalı olup davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, kendisine herhangi bir satış bedeli verilmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ..., dava konusu taşınmazı ... isimli emlakçı aracılığı ile 180.000,00 TL bedelle ... ...’tan satın aldığını, diğer davalıların hiçbirini tanımadığını, iyi niyetli malik olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalılar ..., ... ve ...; ...’nın dava konusu taşınmazı davacının yetkili vekili ...’den satın aldığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlar, yargılama sırasında davalılardan ...’ın ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.10.2019 tarihli ve 2009/5 E., 2019/546 K. sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın davacıya vekaleten eski eşi ... tarafından 23.08.2005 tarihinde davalı ...’ya satış suretiyle devredildiği, davalılar ..., ... ve ... hakkında çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, üye olmak, yardım etmek, tefecilik yapmak, nitelikli yağma suçlarından 21.05.2007 tarihinde iddianame düzenlendiği ve davacının 03.04.2007 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğu, 06.04.2007 tarihinde davalılar ... ve ...’ın tutuklandıkları ve yargılama sırasında tutuklu kaldıkları, bu nedenle bu dönemde tehdit unsurunun ortadan kalktığı, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece tahkikat aşaması tamamlanmadığı halde, eksikliklere rağmen tahkikatın bittiği belirtilerek davanın reddine karar verildiğini, son celsede davanın ıslahı isteğinde bulunulacağının belirtilmesine rağmen, sözlü yargılamaya geçilerek ıslah haklarının engellendiğini, tanık ...’ın beyanlarının alınmadığını, eksik inceleme ile hüküm verildiğini, ek bilirkişi raporunun taraflara tebliğ aşamalarının tamamlanmadığını, Mahkemece hukuki nitelendirmenin yanlış yapıldığını ve buna bağlı olarak da yanlış hüküm verildiğini,dava dilekçesinin içeriğinden eldeki davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayanıldığının açık olduğunu, ancak Mahkemece davanın korkutma hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, taşınmazın vekil ... tarafından vekalet görevi kötüye kullanılarak devredildiğini, davalı ... ...’in nitelikli yağma ve suç işlemek için örgüt kurmak suçundan yargılandığını, davalı ...’nın da bu kişinin kardeşi olduğunu ve iyi niyetli kabul edilmeyeceğini, diğer davalılar ... ve ...’in ise ... ailesinin eylemlerinin kamuoyuna yansıması nedeniyle durumdan haberdar olduklarını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15.05.2023 tarihli ve 2020/796 E., 2023/1238 K. sayılı kararıyla; hak düşürücü sürenin dava şartı olup yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilmesi gerektiği, davacının tanığı ...'nin dinlenmediğine yönelik istinafının yerinde olmadığı, diğer taraftan davacının ıslah için süre talebinin Mahkemece tahkikatın bittiği bildirildikten ve sözlü yargılamaya geçildikten sonra yapıldığı, buna göre ıslah talebinin süresinde yapılmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, korkutma (ikrah) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 37. 38. ve 39/1. maddeleri,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı adına kayıtlı 13 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün vekili ... eliyle 23.08.2005 tarihinde davalı ...’e satış suretiyle devredildiği, ...’nın da taşınmazı 15.08.2006 tarihinde davalı ...‘ya, O’nun da 04.01.2008 tarihinde davalı ...’e satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.