"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/183 E., 2023/195 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kaldırma- Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ...(Denizli) Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/112 E., 2022/84 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kendisine ait 5 dönümlük taşınmazını 01.06.1995 tarihli “hibe senedi” başlıklı senetle okul yapılması şartıyla köy muhtarlığına bağışladığını ancak aradan 19 yıl geçmesine rağmen taşınmaza okul yapılmadığını, kadastro çalışmaları sırasında söz konusu taşınmazın 101 ada 1106 parsel numarasıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, müvekkilinin taşınmaza okul yapılıp yapılmayacağını öğrenmek üzere Milli Eğitim Müdürlüğüne yaptığı başvuruya 06.06.2018 tarihli yazıyla, taşınmaza okul yapılmasının planlanmadığı şeklinde cevap verildiğini, müvekkili hibe senedindeki taahhüdü yerine getirmiş olmasına rağmen karşı tarafın yüklendiği edimi yerine getirmediğini, bu nedenle bağıştan rücu ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tapu kaydı uyarınca Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, tapu kaydının oluşumuna esas 25.10.1995 ve 24.06.1999 tarihli belgelerde taşınmazın evvelinin davacıya ait olduğuna ilişkin herhangi bir emare bulunmadığını, davacının taşınmaza ilişkin 19.06.1995 tarihli mahalli tespit tutanağına, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğuna ilişkin olarak mahalli bilirkişi sıfatıyla imza attığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ
İlk Derece Mahkemesinin 03.10.2019 tarihli ve 2018/205 Esas, 2019/92 Karar sayılı kararıyla; şartlı bağışın kadastro tespitinden önce yapıldığı, dolayısıyla eldeki davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 04.06.2021 tarihli ve 2021/187 Esas, 2021/559 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre davacının kadastro tespitine veya tespit öncesi yapıldığı iddia olunan bağış işleminin geçersizliğine ilişkin bir itirazının olmadığı, eldeki davanın bağış işleminin şartı olarak öngörülen koşulun bağışlanan tarafından yerine getirilmediği iddiası ile açıldığı, bu nedenle Mahkemece bağış ve bağıştan rücu koşulları araştırılmaksızın hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın açıklanan hususlarda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2022 tarihli ve 2021/112 Esas, 2022/84 Karar sayılı kararıyla; tapusuz taşınmazlar menkul hükmünde olduğundan bu tür taşınmazlarda bağış ve bağıştan rücu işleminin de herhangi bir şekle tabi olmadığı, bağış işleminin zilyetliğin devri ile gerçekleşeceği, bağıştan dönme işleminin ise bağışlayanın tek taraflı bağışlanana varması gerekli beyanıyla geriye etkili olarak gerçekleşeceği, somut olayda hibe senedinden anlaşılacağı üzere bağışın koşullu olduğu tartışmasız olup dava konusu taşınmazda bağış amacına uygun bir işlem veya faaliyet bulunmadığı, bağışlama tarihi 1995 yılı olup olayın gelişim biçimi ve sürecinden dava tarihi itibariyle aradan geçen uzun süreye rağmen bağışlama amacına uygun işlem yapılmadığından bağıştan rücu koşullarının gerçekleştiği, hak düşürücü süre yönünden yapılan değerlendirmede ise geri alma sebebinin öğrenilmesi Denizli İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün yazı cevabı tarihi olan 31.05.2018 olarak kabul edilmiş ve aksi de ispatlanamamış olduğundan hakkın bir yıl içerisinde kullanıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 101 ada 1106 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydı uyarınca Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, tapu kaydının oluşumuna esas 25.10.1995 ve 24.06.1999 tarihli belgelerde taşınmazın evvelinin davacıya ait olduğuna ilişkin herhangi bir emare bulunmadığını, davacının taşınmaza ilişkin 19.06.1995 tarihli mahali tespit tutanağına, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğuna ilişkin olarak mahalli bilirkişi sıfatıyla imza attığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2023 tarihli ve 2023/183 Esas, 2023/195 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar davacı dava dilekçesi ekinde 01.06.1995 tarihli hibe senedine dayanmış ve Mahkemece dinlenen senet tanıkları tarafından imzalar doğrulanarak taşınmazın davacı tarafından bağışlandığı bildirilmiş ise de dava konu taşınmazın bağış tarihinde tapusuz olduğu nazara alındığında, davacının öncelikle taşınmazın mülkiyetini kazandığını ve mülkiyet koşulları lehine oluşan taşınmazı bağışladığının ispatının gerektiği, ne var ki taşınmazın 04.06.1996 tarihinde idari yoldan Hazine adına tapuya kaydedildiği ve tapu kaydının oluşumuna esas belgeler incelendiğinde 19.06.1995 tarihli mahalli tespit tutanağı içerisinde dava konusu taşınmazın "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve Hazine adına tescil edilmesi gereken yerlerden olduğu" yolunda kayıt bulunduğu, bu evrakın bilirkişi sıfatıyla davacı tarafından imzalandığı, davacının bu imzayı atarken bağışından veya bağış için öngördüğü bir şarttan bahsetmediği, dolayısı ile bu imzasının kendisini bağlayacağı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kendisine ait taşınmazı “okul yapılması” şartı ile bağışladığını, taşınmaz menkul hükmünde olduğu için bağış işleminin herhangi bir şekle tabi olmadığını, her ne kadar mahalli tespit tutanağında müvekkilinin imzasının bulunması aleyhine değerlendirilmiş ise de bu tutanağın bağış tarihinden sonra olduğunu, müvekkilinin taşınmaz artık kamuda olduğu için okul yapılacağı düşüncesiyle tespite itiraz etmediğini, bağışlama şartı gerçekleştirilmediği için bağıştan rücu edilmesinin de hukuka uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda Denizli ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 1106 parsel sayılı 4.726,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı uyarınca davalı Hazine adına arsa vasfıyla tespit ve 30.12.1999 tarihinde tescil edilmiştir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.