Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4937 E. 2025/270 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında bazı çocuklarına yaptığı taşınmaz satışlarının muris muvazaası olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiği, davacıya herhangi bir taşınmaz devretmediği ve mirasbırakanın paylaştırma iradesinin bulunmadığı gözetilerek, davalıların temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/741 E., 2023/1061 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/301 E., 2019/298 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.01.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalılar ... vd. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Av.... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan babası ...'ün dava konusu bir kısım taşınmazlarını çocukları olan davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, mirabırakanın mal satmayı gerektirecek bir ihtiyacı olmadığı gibi davalıların da alım güçleri bulunmadığını, kendisinin görme engelli olması, %100 çalışma gücü kaybı bulunması gibi sair hususların mirasçılar arasında saf dışı tutulmasına sebebiyet verdiğini, mirasbırakanın bakmakla yükümlü olduğu kimsenin bulunmaması, temlik dönemlerinde eski dönem tabirle yüksek basamaklardan düzenli emekli maaşı alması, temliklerin peş peşe ve tek yevmiye üzerinden davalı çocuklara yapılması gibi hususların muvazaanın varlığını gösterdiğini, devirlerin bedelsiz yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; mirasbırakanın mal kaçırma iradesi olmadığını, sağlığında bir kısım mallarını tüm evlatlarına devrettiğini, ancak diğer kardeşleri gibi taşınmazları devredilmek istendiğinde, kendisine ayrılan ve fiilen uzun zaman kullandığı yerleri, engelli maaşı almak için davacının devralmadığını, bu yerleri bir süre kullandıktan sonra bakımsız bıraktığını, kendilerinin ise taşınmazları aldıktan sonra imar ve ihya edip değerli araziler haline getirdiklerini, davacıya verilen fakat tapusunu üzerine bilerek ve isteyerek almadığı ancak fiilen o tarihlerde teslim aldığı ve kullandığı, halen babaları üzerinde kayıtıl taşınmazların ise 72, 306 ve 288 parseller olduğunu, tapularını vermeye hazır olduklarını, bunu davacıya da daha önce söylediklerini, mirasbırakanın başkaca taşınmazları bulunduğunu, mal kaçırma iradesi ile davranmış olması durumunda tüm taşınmazlarını devretmesi gerektiğini, asıl iradesinin paylaştırma olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.05.2019 tarihli ve 2017/301 Esas, 2019/298 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından davacıya taşınmaz devri yapılmadığı, mirasbırakan adına kayıtlı başka taşınmazlarının da bulunduğu, her ne kadar davacı tarafından kendisine devredilmeksizin bir kısım yerler kullanılmışsa da davacının kardeşleri tarafından kendisine devredilmeye çalışılan yerleri kabul etmediği, halen de babasından kalan hiç bir yeri ekip biçemediği, mirasbırakanın gerçek bir paylaştırma iradesinden bahsedilemeyeceği, mirasbırakana ait malları kendi istedikleri şekilde paylaştırmak isteyenlerin davalılar olduğu, davalı tanıklarının davalı iddialarını doğrulamadığı, yargılama sırasında davalıların halen mirasbırakan adına kayıtlı olup intikal etmeyen ve aslında davacıya ayrıldığını iddia ettikleri taşınmazlar için de intikal işlemi yaptırmış oldukları, mirasbırakanın sağlığında hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar şekilde bir paylaştırma yapmadığı, davalılara yapılan temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 23.02.2022 tarihli ve 2019/2335 Esas, 2022/454 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın mallarını paylaştırma iradesi ile hareket ettiği, paylaştırmanın eşit olarak yapılmasının zorunlu olmadığı, davacıya diğerlerine göre daha az yer verilmesinin muris muvazaası bulunduğu anlamına gelmeyeceği gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 19.10.2022 tarihli ve 2022/3370 Esas, 2022/6831 Karar sayılı kararı ile “...Dosya içerisindeki güncel tapu kayıtlarına göre mirasbırakan adına kayıtlı payların tüm mirasçılarına intikal ettiği, davacı adına kayıtlı taşınmaz ya da mirasbırakanın amacının paylaştırma olduğuna ilişkin mirasbırakan tarafından davacıya da yapılan bir temlik bulunmadığı halde, Bölge Adliye Mahkemesince davacının malvarlığı olduğunun tespit edildiğine dair kolluk araştırma tutanağının hükme esas alınmasının doğru olmadığı, mirasbırakan ile davalıların birlikte yaşadıkları, Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/402 Esas, 2014/180 Karar sayılı tazminat davasında davalı tanığı olarak dinlenen mirasbırakanın beyanı davanın reddine karar verilmesine dayanak olarak gösterilmişse de, söz konusu beyanın tamamı dikkate alındığında mirasbırakanın çocukları arasında davalıları daha çok gözettiği anlamı çıkabileceği anlaşılmakla tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiği sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, muris muvazaası şartlarının somut olayda gerçekleşmediğini, ne muriste ne de davalılarda mal kaçırma iradesinin bulunmadığını, ekonomik durumu gayet iyi olan murisin sağlığında çocukları arasında mallarını paylaştırdığını, muris tarafından tüm çocuklarına, davacı da dahil olmak üzere eşit ve adaletli bir şekilde mal verildiğini, buna göre de mirasçıların almış oldukları taşınmazları uzun zamandır kullandıklarını, ancak davalıların taşınmazları üzerlerine almalarına rağmen, davacının engelli olduğu ve engelli maaşı ve bakım ücreti alabilmek için muris tarafından kendisine verilen taşınmaz tapularını üzerine almadığını, ancak uzun bir zaman yerlerini kullandığını, davalıların ise kendilerine düşen yerleri imar ve ihya ederek yıllarca bu yerlere ciddi masraf ve emek harcadıklarını, murisin ölümünden önce ve sonrasında davacıya kendisine düşen ve uzun zaman kullandığı yerlerin tapusunu almasının teklif edildiğini ancak davacının engelli maaşı aldığı için bu hususu kabul etmediğini, davalıların davacıya düşen yerleri vermeye hazır olduklarını her zaman bildirdiklerini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1932 doğumlu mirasbırakan ...'ün 27.01.2017 tarihinde ölümü ile mirasçıları olarak davacı oğlu Veysel ile davalı çocukları....ve ...'nın kaldıkları, mirasbırakan Kadir'in; 10.05.2006 tarihinde 3645 yevmiye numaralı resmi akitle 52 (yeni 150 ada 1) parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu ...ye, 93 (yeni 114 ada 11) parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını davalı kızı ...'e, aynı tarihte 3646 yevmiye numaralı resmi akitle 47 (yeni 150 ada 2) parsel ile 502 (yeni 174 ada 4) parsel sayılı taşınmazlardaki 1/2'şer paylarını ve 264 (yeni 174 ada 7) parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını yarı yarıya davalı çocukları...ve ...'e satış suretiyle devrettiği, yine mirasbırakanın 72 (yeni 152 ada 3) ve 306 (yeni 150 ada 4) parsel sayılı taşınmazları ile 288 (yeni 179 ada 46) ve 482 (yeni 116 ada 52) parsel sayılı taşınmazlardaki 1/2 paylarını 72 parselin 2/8 payını, 306 parselin 1/3 payını, 288 parselin 1/4 payını ve 482 parselin ise 2/6 payını kendi üzerinde bırakmak suretiyle 72 parseldeki 3/8 payını, 306 parseldeki 1/3 payını, 288 parseldeki 1/4 payını ve 482 parseldeki 1/6 payını davalı oğlu ...'e, 72 parseldeki 3/8 payı ile 306 parseldeki 1/3 payı ise davalı oğlu Mustafa'ya satış suretiyle devrettiği, yargılama sırasında 22.06.2018 tarihinde anılan dava konusu taşınmazlardaki mirasbırakan adına kayıtlı payların mirasçılarına intikal ettiği anlaşılmaktadır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 15.345,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’ten, 13.984,45 TL bakiye onama harcının davalı ...’ten, 13.064,49 TL bakiye onama harcının davalı ...’ten, 7.138,14 TL bakiye onama harcının davalı ...’ten alınmasına,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.