"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/26 E., 2020/599 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarihli, 2016/3120 Esas, 2018/5542 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı ... vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına kayıtlı 233 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan dava konusu taşınmaz bölümünün 40 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız şekilde malik sıfatıyla müvekkili tarafından kullanıldığını, taşınmazda müvekkili lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davacı vekili 26.10.2015 havale tarihli dilekçeyle; harita mühendisi tarafından düzenlenen raporda (A) harfi ile gösterilen 13.629,42 metrekarelik taşınmaz bölümünün müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili ayrı ayrı cevap dilekçelerinde; dava konusu taşınmazın niteliğinin ne olduğu, taşınmazda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddelerinde öngörülen şartların davacı lehine oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda davanın reddini istemişler; Hazine vekili taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı vekili bilahare verdiği dilekçelerle dava konusu taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.11.2015 tarihli, 2012/288 Esas, 2015/509 Karar sayılı kararıyla; eldeki davanın tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmaz bölümlerinin kadastro sırasında boşluk olarak tescil harici bırakıldığı, teknik bilirkişinin hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün davacı tarafından uzun yıllardan beri kültür arazisi olarak kullanıldığı, sınırları belirgin ve sabit olup davacı adına kayıtlı 233 parsel sayılı taşınmazla bütünlük gösterdiği, dava konusu edilen diğer taşınmaz bölümlerinin ise aşırı eğimli ve tepelik olduğu, bu nedenle Hazine adına da tescil edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişinin 08.10.2015 havale tarihli ek raporunda (A) harfi ile gösterilen 13.629,42 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda (D) harfi ile belirtilen bölümün aşırı eğimli ve tepelik olması, diğer kısımların da dere yatağı etkisinde kalması nedeniyle Hazinenin tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarihli, 2016/3120 Esas, 2018/5542 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan yargılama sırasında taşınmazın imar-ihya edilip edilmediğinin belirlenmediği, edilmişse imar-ihyanın dava konusu taşınmazın ne kadarlık kısmında ve hangi tarihte gerçekleştiği gibi hususların kuşku bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulmadığı, bu hususta yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının soyut beyanları ve yetersiz ziraat bilirkişi raporuyla yetinildiği, taşınmazın niteliğinin ve zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından da yararlanılmadığı belirtilerek doğru sonuca ulaşılabilmesi için dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı ile temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından getirtilmesi, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve az yukarıda değinilen hususlarda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin 08.12.2020 tarihli, 2019/26 Esas, 2020/599 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca mahallinde yeniden yapılan keşif sonrası bilirkişilerce sunulan raporlara göre dava konusu taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen ret kararının yerinde olduğunu ancak Hazine adına tescil talebinde bulunmuş olmalarına rağmen Mahkemece bu hususta olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığını, öte yandan lehlerine vekalet ücretine de hükmedilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 ve 6 ncı maddeleri, 3402 sayılı Kadsatro Kanunu’nun 14, 17 ve 18 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1. 1972 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda Van ili, Edremit ilçesi, Elmalık köyü çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmaz bölümü, 766 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca tescil harici bırakılmıştır.
2. Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın reddi ile taşınmazın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/6 ncı maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiş olmasına rağmen Mahkemece davalı Hazinenin tescil talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması ve Mahkemece davanın reddine karar verildiği halde, kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 üncü maddesi gereğince BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
07.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.