"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1483 E., 2023/425 K.
DAVACILAR : ..., ... Trzm. İnş. ve San. Yat. ve Tic. A.Ş. vekilleri Avukat ...
DAVALILAR : Hazine vekilleri Avukat ..., Avukat ...,...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/116 E., 2022/71 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili Kadastro Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde; ... köyü çalışma alanında bulunan 320 ve 526 parsel sayılı taşınmazların davacıya atalarından intikal ettiğini, kadimden beri davacının zilyetliğinde olduğunu, 526 parsel sayılı taşınmazın 1995 tarihli Mahkeme kararı, 320 parsel sayılı taşınmazın ise 2002 tarihli Mahkeme kararıyla mera olarak sınırlandırıldığını, kadastro yenileme çalışmalarında taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken kamu orta malı olarak kayda geçtiğini ileri sürerek 320 parsel sayılı taşınmazın davacı Şirket adına, 526 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği muhtarı cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların kadimden beri mera olduğunu, davacının yıllardan beri taşınmaza tecavüzü olduğunu bu nedenle defaatle ceza aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların güncel tapu kaydı incelendiğinde dava dışı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü adına kayıtlı olduğunu, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Elazığ Kadastro Mahkemesinin 03.04.2019 tarihli ve 2018/75 Esas, 2019/21 Karar sayılı kararıyla; kadastro tespiti kesinleşen taşınmazlar hakkında mülkiyet iddiası ile açılacak davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazlardan eski 320 yeni 103 ada 166 parsel sayılı taşınmazın Baskil Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/152 Esas, 2002/38 Karar sayılı ilamı ile tapuya tesciline karar verildiği, Yargıtay denetiminden de geçerek 26.06.2003 tarihinde kesinleştiği, eski 526 yeni 103 ada 164 parsel sayılı taşınmazın ise Baskil Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/117 Esas, 1996/309 Karar sayılı ilamının 09.10.1997 tarihinde kesinleşmesi ile 22.10.1997 tarihinde tapuya tescil edildiği, davanın ise kadastro tutanağı kesinleşip 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 09.08.2018 tarihinde açıldığı, bu nedenle hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraf delilleri toplanmadan, bu deliller arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, davanın hak düşürücü süre içinde açıldığını, taşınmazın kadimden beri davacının zilyetliğinde bulunduğunun açık olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı Hazine vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; İdare lehine 1.000 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacılar vekilinin istinaf talebinin, eski 320 yeni 103 ada 166 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tespitin kadastro tutanağı ve ilgili Mahkeme kararından (1998/152 E) anlaşıldığı üzere 13.10.1980 tarihinde kesinleştiği, eski 526 yeni 103 ada 164 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmesinin ise tapu idaresi cevabından ve ilgili kararlardan (1996/117 E) 1997 yılı olduğu, davanın ise 2018 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi hükmündeki 10 yıllık hak düşürücü süre gerçekleştikten sonra açıldığının anlaşıldığı, böylece Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle; davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin ise davanın başlangıçta 1.000,00 TL değer üzerinden açıldığı, dava değerinin yükseltilerek/belirlenerek harcının yatırılması/tamamlatılması gibi bir durumun bulunmadığı, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 nci maddesi gereği hükmedilecek vekalet ücretinin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğine dair düzenlemeye uygun şekilde vekalet ücreti konusunda davalı lehine dava değeri olan 1.000,00 TL vekalet ücreti hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle, davacılar vekili ve davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro çalışmaları sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 87 parsel sayılı 412.200 m2 yüz ölçümlü taşınmaz kadimden beri köy halkı tarafından mera olarak kullanıldığı gerekçesiyle köy tüzel kişiliği adına 18.11.1976 tarihinde tespit edilmiş, kadastro tutanağı 14.10.1977 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ... tarafından 87 parsel sayılı taşınmaza yönelik zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açılmış, fen bilirkişi raporunda (B) harfi (daha sonra 526 parsel olan) ile gösterilen taşınmazın davacı adına 28.11.1990 tarihinde tesciline karar verilmiştir. Bu karar üzerine 526 (87 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan) parsel sayılı taşınmazla ilgili Hazine tarafından Baskil Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmış, Mahkemenin 1996/117 Esas, 1996/309 Karar sayılı kararıyla kayıt maliki... Turizm A.Ş.'nin tapu kaydının iptali ile taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, bu karar 09.10.1997 tarihinde kesinleşmiştir. Uygulama kadastrosu sonucu 526 parsel sayılı taşınmaz, 103 ada 164 parsel numarası ile kamu orta malı olarak sınırlandırılmıştır.
3. Kadastro çalışmaları sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 320 parsel sayılı 937.300,00 m2 yüz ölçümlü taşınmaz, kadimden beri köy merası olarak kullanıldığı gerekçesiyle mera olarak 03.11.1978 tarihinde sınırlandırılmış, 13.10.1980 tarihinde kadastro tutanağı kesinleşmiştir. Davacı ... tarafından bu taşınmaza yönelik mera tespitinin iptali için dava açılmış, davanın reddine ilişkin karar 26.06.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Uygulama kadastrosu sonucu 320 parsel sayılı taşınmaz, 103 ada 166 parsel numarası ile kamu orta malı olarak sınırlandırılmıştır.
4. Dava konusu taşınmazlara yönelik davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 09.08.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...