Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5540 E. 2023/7352 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, kamulaştırma sonrası kalan taşınmaz üzerinde haksız yere davalılara pay verildiğini ve davalıların ortaklığın giderilmesi davası açtığını iddia ederek tapu iptali ve tescil istemiştir.

Gerekçe ve Sonuç: İmar uygulaması sonucu davacılar adına ayrı ayrı tapuların oluşturulması ve davalılar lehine ipotek konulmasıyla davanın konusu kalmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 1997/123 E., 2001/439 K.

HÜKÜM : Karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, maliki tarafından yapılan parselasyon ile 19 özel parsele bölünen çekişme konusu 566 parsel sayılı taşınmazdan davalılar ile birlikte ayrı ayrı birer parsel satın aldıklarını, davalılar tarafından alınan 1-12 arasındaki özel parsellerin Belediyesi tarafından kamulaştırıldığını, bedellerinin davalılara ödendiğini, ancak tapuda tescil ve ferağ yapılırken kamulaştırma dışı kalan ve münhasıran kendilerine ait olan alanda davalılara da pay verilmek suretiyle işlem yapıldığını, gerçekte hak sahipleri olmadıkları halde bir kısım davalıların taşınmazla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemişlerdir. Davacılar vekili 19.03.2001 tarihli dilekçesi ile, yargılama sırasında belediye tarafından İmar Kanunu'nun 18 inci maddesine göre yapılan imar uygulaması neticesinde davalılar adına olan çekişme konusu taşınmazların davacılar adına tescil edildiğini, davalıların taşınmazlardaki paylarının bedele dönüştürüldüğünü ve bu bedeller yönünden davacılar adına kaydedilen taşınmazlar üzerine davalılar lehine ipotek konulduğunu belirtip ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar, kamulaştırmanın kesinleştiğini, daha sonra açılan ortaklığın giderilmesi davasında bu tür bir savunma yapılmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 05.11.1996 tarihli ve 1996/10152 Esas, 1996/12843 Karar sayılı kararıyla; "...Kamulaştırma dışı kalan bölümde de paydaş gösterilen davalıların ana taşınmazdaki payları karşılığını özel parselasyona bağlı olarak tezyidi bedel davası yolu ile alıp bu taşınmazla ilgilerini kesip kesmediklerinin açıklığa kavuşturulması, aldıklarının anlaşılması halinde davanın kabul edilmesi, aksi halde reddedilmesi gerekirken, değinilen yönde bir inceleme yapılmaksızın noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacılar ... ve ... yönünden vekaletname ibraz edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; diğer davacılar yönünden ise davacıların dava konusu yaptıkları ve özel parselasyon ile kendilerine verildiğini iddia ettikleri 13 ila 19 nolu parsellerin yeri olan 566 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasına tabi tutularak belirtilen parsellerle davacılar adına ayrı ayrı tapuya tescil edildiği, böylelikle davanın konusunun kalmadığı, parseller üzerine davalılar lehine konulan ipoteklerin kaldırılması isteminin ayrı bir davanın konusu olabileceği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... ve ... haricindeki davacılar vekili Avukat ... temyiz isteminde bulunmuş; Dairemizin geri çevirme kararı sonucunda, yargılama sırasında ölen davacılardan ...'nun (ölüm tarihi: 05.02.1999) mirasçılarının davacılar vekili Avukat ...'a vekaletname vermedikleri gibi gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden sonra da hükmü temyiz etmedikleri anlaşılmıştır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili, dava dilekçesinde ileri sürdükleri iddialarını yinelemiş, 1. İdare Mahkemesinin 2010/744 Esas, 2011/1350 Karar sayılı kararı ile Belediyenin yapmış olduğu imar uygulamasının iptal edildiğini, davalıların dava konusu olan ve İdarece kamulaştırma dışı bırakılan ve davacılara ait olan yerde hiçbir haklarının bulunmadığını, özel parselasyona göre bu yerlerin davacılara ait olup bu hususun da ihtilaf dışı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 705 inci maddesi, 1022 nci maddesinin birinci fıkrası, 1025 inci maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Dava konusu 566 parsel sayılı taşınmaz 5380 m2 yüz ölçümü ve tarla niteliği ile davanın tarafları adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı iken taşınmazın 3080 m2'lik kısmının yol ve yeşil alan içerisinde kalması nedeniyle Belediyesi tarafından kamulaştırıldığı ve 20.04.1984 tarihinde Belediyenin dava dışı 2458 parselde hükmen paydaş kılındığı, 566 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan geriye kalan 2300 m2'lik kısmının ise hali hazırdaki paydaşları (davanın tarafları) adına paylı mülkiyet üzere tescil edildiği, taşınmazın yargılama sırasında imar görmesi sonucu oluşan 7 parça imar parselinin müstakilen davacılar adına kaydedilip taşınmazlar üzerine davalılar lehine ipotek şerhlerinin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Bir kısım davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye 238,45 TL

temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

11.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.