"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1763 E., 2022/1699 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/345 E., 2022/262 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava konusu 487 ada 10 parsel sayılı taşınmaz Hazine adına kayıtlı iken 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30 uncu maddesi kapsamında Asmazade Hüseyin Efendi Bin Ali Efendi İbni Ahmet Efendi Vakfı adına tescil edildiğini, ancak dava konusu taşınmazın geldi kaydı olan Eylül 1298 tarih ve 9 nolu tapu kaydı ile Hazine adına kayıtlı iken Rus işgali sırasında yapılan yol nedeni ile Mayıs 1927 tarih 215 ve 216 numaralı tapu kayıtlarına ayrıldığını, 215 nolu taşınmaz Hazine adına kayıtlı iken kadastro sırasında dava konusu 487 ada 10 parsel sayılı taşınmaza revizyon görüp Hazine adına tescil edildiğini, 216 parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı 120 ada 18 parsele revizyon gördüğünü, kök tapu kayıtları, kadastro tutanakları ve tüm belgeler incelendiğinde kayıtlardaki ibarelerin vakıf arazisi olarak dava konusu taşınmazı işaret etmediğinin anlaşılacağını, ancak vakıf defterinde yer alan tanımların yanlış çevirisi ve değerlendirilmesi, yön hesap hataları sonucunda taşınmazın davalı Vakfa devredildiğini, taşınmazın Vakıfla herhangi bir ilgisinin olmadığı ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu 487 ada 10 parsel nolu taşınmaz üzerinde bulunan Hamidiye Askeri Hastanesi Mescidi ile cami müştemilatının Vakfa ait olduklarının, taşınmazların vakıf yolu ile meydana geldiğini, 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 30. Maddesine uygun olarak tescil edildiğini, vakfiye ve şahsiyet kayıtlarında geçen taşınmazların dava konusu taşınmazı işaret ettiğini, aynı nitelikte başka taşınmaz bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.02.2021 tarihli ve 2018/374 E. 2021/113 K. sayılı kararı ile; dava konusu taşınmaz Hazine adına kayıtlı iken, Vakfın şahsiyet kaydındaki bilgiler esas alınarak Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince Asmazzade Hüseyin Efendi Bin Ali Efendi İbni Ahmet Efendi Vakfı adına tescil edildiği, Vakfın şahsiyet kaydında ve vakfiyede belirtilen taşınmazların özellikleri dikkate alınarak düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın toplamda 1.156 m²'lik cami ve evin yer aldığı kısmın Vakıf taşınmazı olduğunun tespit edildiği, itiraz üzerine alınan ek bilirkişi raporunda ise dava konusu taşınmaz içerisinde bulunan ve Vakıf malı olan caminin 1.387,04 m²'lik alanı kapsadığının tespit edildiği, kalan 13.270,96 m²'lik kısmın ise Hazine'ye ait olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; dava konusu 487 ada 10 parsel sayılı 14.658,00 m²' yüzölüçümündeki taşınmazın 04.02.2020 tarihli fen bilirkişisi raporu ve ekli krokide B harfi ile gösterilen 13.270,96 m²'lik kısmının ifrazı ile ifraz edilen bu kısmın davalı Vakıf adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, krokide A harfi ile gösterilen 1.387,04 m²'lik kısmın ise davalı Vakıf üzerinde ipkasına karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 18.11.2021 tarihli ve 2021/1235 E. 2021/1227 K. sayılı kararıyla; Mahkemece dava konusu taşınmazın ifraz edilmek suretiyle tapu iptal-tesciline karar verilmiş ise de, ifraz krokisinin bulunmadığı, ayrıca 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun yapı esaslarına ilişkin 18. maddesinin, "Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı parselleri, taşınmaz kültür varlıklarının mahiyetine tesir edecek şekilde ve surette ayrılamaz ve birleştirilemez." hükmü gereğince taşınmazın ifrazı yönünde yasal engel olup olmadığı hususunun ilgili Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünden sorulmadığı, ifrazın mümkün olmaması halinde tarafların paydaş kılınması suretiyle tapu iptal-tescile karar verilmesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ilk kararda belirtilen aynı gerekçelerle dava konusu taşınmazın 1.387,04 m²'lik kısmının Vakıf malı, kalan 13.270,96 m²'lik kısmın ise Hazine'ye ait olduğu, kaldırma kararı sonrasında yapılan araştırma sonucunda taşınmazın ifrazının taşınmazda bulunan yapıların aynı dönem yapısı olması, mimari, sanatsal ve üslup açısından bütünlük arz etmesi nedeniyle uygun olmadığı belirtildiğinden taraflar paydaş kılınması yönünde alınan 14.04.2022 tarihli raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile; dava konusu 487 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davalı Vakıf adına olan tapu kaydının 1327096/1465800 pay oranında iptali ile iptal edilen bu payın Hazine adına tesciline, kalan 138704/1465800 payının davalı Vakıf üzerinde ipkasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, komşu taşınmazlarının kök kayıtları, kadastro tutanakları, bu tutanaklardaki bilirkişi beyanları dikkate alındığında, dava konusu taşınmazın Hamidiye camii ve arsası olan kısmının da Vakıf malı olmadığının anlaşıldığı, taşınmazının tamamının tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiği, Mahkemece eksik araştırma sonucunda karar verildiğini, Trabzon tarihi hususunda uzman tarihçi bir bilirkişiye dosyanın tevdi edilerek dava konusu camii ve etrafında daha öncesinde mevcut bir caminin bulunup bulunmadığı ve taşınmazın vakıfla ilgisinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davalı lehine hükmolunan vekalet ücretinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de tarafların payları oranında doğru hesap edildiği, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5737 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi ve Vakıflar Yönetmeliğinin 178 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dava konusu 487 ada 10 parsel sayılı taşınmaz Hazine adına kayıtlı iken 15.03.2013 tarihinde 5737 sayılı Yasa kapsamında Asmazzade Hüseyin Efendi Bin Ali Efendi İbni Ahmet Efendi Vakfına devredildiği anlaşılmaktadır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.