"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/344 E., 2022/420 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Dairece bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafından 121 parsel sayılı taşınmazın 29.250,00 metrekare yüz ölçümüyle kayden 01.09.1987 gününde satın alındığını, müvekkili tarafından bankaya kredi başvurusu yapıldığı sırada, taşınmazın yüzölçümünün 4.800,00 metrekareye indiğinin öğrenildiğini, yapılan araştırma sonucunda, taşınmazın yüz ölçümünün azalma sebebinin, Kilis Kadastro Mahkemesinin 1983/25 Esas, 1988/38 Karar sayılı dosyasından verilen karar olduğunu öğrendiği, ancak söz konusu dosyada müvekkili taraf yapılmadığı için kararın maddi anlamda kesinleştiğinden de söz edilemeyeceğini ileri sürerek taşınmazın eski yüzölçümüyle müvekkili adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde ise davacının uğradığı zarar miktarının hesaplanarak davacıya verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde; 120 parsel sayılı taşınmazın babası Sefer’e ait olduğunu ve taşınmazın sınırlarında bugüne kadar bir değişiklik olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin 119 parsel sayılı taşınmazı tapu kaydına güvenerek satın aldığını, kaldı ki 119 parsel sayılı taşınmaz ile davacı adına kayıtlı 121 parsel sayılı taşınmazın sınır da olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
3.Davalı ... Bakanlığına izafeten Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Kilis 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2015 tarihli ve 2013/503 E. 2015/81 K. sayılı kararıyla; Kilis Kadastro Mahkemesinin 1983/25 Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde, yargılama sırasında 121 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki maliki olan ...'in yargılama sırasında vefat etmiş olmasına rağmen mirasçılarının davaya dahil edilmediği, gerekçeli kararın da yine ... mirasçılarına tebliğ edilmediği, kaldı ki Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında, 121 parsel sayılı taşınmaz eldeki davanın davacısı ... tarafından 01.09.1987 gününde kayden satın alınmasına rağmen ...’ın Kadastro Mahkemesinde taraf yapılmadığı, Mahkeme kararında her ne kadar kesinleştirme şerhi bulunsa da bu şerhin inşai mahiyette olmayıp açıklayıcı mahiyette olduğu, kesinleştirme işleminin şekil şartları yerine getirilmediğinden Kadastro Mahkemesi kararının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, bu durumda eldeki davada tapu iptali ve tescil talebinin de değerlendirilemeyeceği, henüz mevcut bir zarar olmadığından tazminata ilişkin talebin de dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 24.01.2022 tarihli ve 2021/9584 Esas, 2022/580 Karar sayılı kararıyla;"... Dava konusu 119, 120 ve 121 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitine 120 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki ... tarafından Kilis Kadastro Mahkemesinin 1983/25 Esas sayılı dosyasında itiraz edilmiş, yargılama sırasında 121 parsel sayılı taşınmaz maliki ... vefat etmesine rağmen ... mirasçıları davaya dahil edilmeksizin yapılan yargılama sonunda, Mahkemece 10.03.1988 gününde (IV). bendin 3.1 inci fıkrasında açıklanan şekilde karar verilmiş, karar ... mirasçılarına tebliğ edilmeksizin 25.08.1988 gününde kesinleştirilmiştir. Ne varki, Kadastro Mahkemesi kararı davalı ... mirasçılarına tebliğ edilmediğinden, kararın kesinleştiğinden söz edilemez. Yine, Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında 121 parsel sayılı taşınmaz kayden eldeki dosya davacısı ... tarafından satın alındığı halde ... da davaya dahil edilmeksizin hüküm kurulmuş olup eldeki dava dosyasında Mahkemece verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.05.2021 tarih, 2018/5614 Esas, 2021/4383 Karar sayılı kararıyla; “Kilis Kadastro Mahkemesinin 10.03.1988 tarih, 1983/25 Esas, 1988/38 Karar sayılı dosyasının Mahkemesine gönderilerek gerekçeli kararın, dava konusu 121 parsel sayılı taşınmazı 01.09.1987 tarihinde kayden satın alan davacı ...’a tebliğ edilmesi ve temyiz süresinin beklenmesinin istenmesi” yönüyle dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiş, Kilis Kadastro Mahkemesinin 10.03.1988 tarih, 1983/25 Esas, 1988/38 sayılı kararının eldeki dosya davacısı ...’a tebliğ edilmesi üzerine karar, davacı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş, Mahkeme dosyasının aslı, temyiz formu düzenlenmeksizin dosyamız arasına konularak Dairemize gönderilmiştir. Dava konusu taşınmazların davalı olduğu Kilis Kadastro Mahkemesinin 10.03.1988 tarih, 1983/25 Esas, 1988/38 Karar sayılı kararı kesinleşmediğine ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla halen derdest olduğuna göre, eldeki davanın, derdest davaya katılma niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davaya bakma görevi Kadastro Mahkemesine ait olup Mahkemece görevsizliğe ve dosyanın Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir...."gerekçesiyle bozulmuş, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin karar düzeltme isteği Dairenin 08.06.2022 tarihli ve 2022/3715 E., 2022/4622 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına uyularak Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemenin görevsizlik kararının hatalı olduğunu, Kilis Kadastro Mahkemesinin 1983/25 E. 1988/38 K. sayılı kararının kesinleştiğini, Mahkeme kararının davacıya tebliğ edilmediği gerekçesiyle kesinleşmediğinin kabulünün yerinde olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1 inci, 114/1-c ve 115 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Kadastro sonucunda Kilis ili, Merkez ilçesi, Çörten Mahallesi çalışma alanında bulunan 119 parsel sayılı 14.650,00 metrekare, 120 parsel sayılı 11.000,00 metrekare ve 121 parsel sayılı 29.250,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazların tapu kaydı, ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla, Abdurrahim İslam, ... ve ... adına tespit edildiği anlaşılmaktadır.
3.Temyizen incelenen Kilis 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'ten alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-3 üncü maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.