"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/528 E., 2020/434 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kabul - Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/426 E., 2018/413 K.
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri ile ihbar olunan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; İstanbul ili, Eyüp ilçesi, ... Bağlar mevkiinde bulunan yaklaşık 8.161,31 m² büyüklüğündeki tapuya kayıtlı olmayan taşınmazın 25 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla ekilip biçildiğini, tarım ve hayvancılık yapılmak suretiyle yıllardır fasılasız ve nizasız olarak kullanıldığını, kendi emek ve çabasıyla araziyi tarıma elverişli hale getirdiğini, 25 yılı aşkın süre önce dava konusu arsada iki adet kuyu açtığını, kuyulardan tarım yapabilmek için faydalandıklarını, tarım ve hayvancılık amacıyla samanlık ve müştemilat oluşturduğunu ileri sürerek keşfen tespit edilecek 8.161,31 m²'lik kısmın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. 30.01.2017 tarihli dilekçe ile 2.398,42 m2 kısmın adlarına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında ölümü ile de mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın 26.04.1962 tarihinde fundalık olarak tescil harici bırakıldığını, davacının 360,00 m²'lik alanı çevrili bahçe ve baraka yapmak suretiyle işgal ettiğinin İdarece ilk olarak 25.10.2010 tarihli tutanakla tespit edildiğini, 24.05.2012 ve 16.05.2013 tarihli tespitlerde de 2.800,00 m² işgalin devam ettiğinin belirlendiğini, davacının bu tespitlere karşı Haliç Emlak Müdürlüğüne itirazlarında 26.02.2010- 6.04.2013 tarihleri arasında bu alanı kesinlikle kullanmadığını beyan ettiğini bildirdiğini, tescil şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı Eyüp Belediye Başkanlığı vekili, taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yolu ile iktisabı mümkün taşınmazlardan olmadığını, davanın süresinde açılmadığını, taşınmazın imar planı kapsamında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
3-Davalı ... vekili, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
4-İhbar olunan İSKİ vekili, dava konusu yerin 16.06.2010 tarih ve 3556 numaralı İstanbul II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescillenerek koruma altına alınan Hamidiye Su Yollarına ait 2, 3, 4, 5 ve 6 numaralı memba sahalarını besleyen drenaj alanı içinde bulunduğunu, kamu adına tahsisi ve irtifak hakkı talep edilen ve tahsis talebinde kamu yararı bulunan bir yerde zilyetlik iddiası ile özel mülkiyetin tesis edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.10.2018 tarihli ve 2014/426 E., 2018/413 K. sayılı kararı ile, zilyetlik koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 08.05.2018 tarihli rapor ve krokisinde 2392,20 m²'lik taşınmazın miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına davalılar ve ihbar olunan tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
1. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla zilyetlik süresinin dolmadığını, davacı aleyhine ecrimisil ihbarnameleri düzenlendiğini, dava konusu yerin Hamidiye Memba Drenaj alanı olması nedeniyle İSKİ tarafından tahsis talep edilen ve krokide (A) işaretli kısım içerisinde kaldığının tespit edildiğini, bu alanın kamu hizmet alanı niteliğinde olup özel mülkiyete konu olamayacağını, imar ihya ile kazanılmasının mümkün bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu yerin Hamidiye su sistemi memba drenaj alanı içerisinde bulunduğu ve temiz içme suyu kaynağı olması nedeni ile kamu açısından büyük önem arz ettiğini, bahse konu alanların özellikle insani tüketim amaçlı suların korunması ve yer altı sularının kirlenmeye ve bozulmaya karşı korunması hakkındaki düzenlemeler uyarınca korunması gereken alanlardan olduğunu, bu alanların tarım ve hayvancılık faaliyetleri yapılması yasak edilen ve aynı nedenle ekilip biçilmesi dahi mümkün bulunmayan yerlerden olduğunu, kamu yararı bulunan bir yerde de zilyetlik gerekçesi ile özel mülkiyet tesis edilmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3.Davalı Eyüp Belediye Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde, davaya konu taşınmazın zilyetlikle kazanımı mümkün bulunmayan yerlerden olduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, tescil alanı dışında bırakılan yerin kamu yararına ayrıldığını, imar planının kapsadığı alanlarda kazandırıcı zamanaşımı ile iktisabın mümkün olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
4.İhbar olunan İSKİ vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde, taşınmazın Hamidiye su sistemi memba drenaj alanı içerisinde kaldığını, bu alanın temiz içme suyu kaynağı olması nedeniyle kamu açısından büyük önem arz edip tarım, hayvancılık faaliyetleri yapılması yasak edilen, ekilip biçilmesi bile mümkün bulunmayan yerlerden olduğunu, taşınmazın kamusal fayda nedeniyle tahsis istemine konu olduğundan özel mülkiyete konu edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 12.03.2020 tarihli ve 2019/528 E., 2020/434 K. sayılı kararıyla; 04.10.2007 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Eyüp 1. Etap ... Merkez Revizyon Nazım İmar Planı planından itibaren zilyetlik süresinin tamamlanmadığı gerekçesiyle; İSKİ vekilinin ihbar olunan olarak istinaf hakkı bulunmadığından dilekçesinin reddine, davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf edilemeyen hususların inceleme konusu yapılamayacağını, imar planın kesinleşmemiş olduğunu, yer tespiti sonrası gelen yazıda 2012 imar planından bahsedildiğini, 20 yıllık sürenin dolduğunu, revizyon planı tarihi dikkate alınarak karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan yerin tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı ve 713/1 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dava konusu taşınmaz 1957 yılında İstanbul ili, Eyüp ilçesi, Kemerburgaz Bağlar mevkinde yapılan kadastro çalışmalarında fundalık olarak tespit harici bırakılmıştır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 215,45 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.
- KARŞI OY -
Dava, tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesince (İDM) davanın kabulüne karar verilmiş, kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince (BAM) teknik bilirkişi raporunda uyuşmazlık konusu yerin 1990 tarihinden itibaren zilyet edildiği, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) cevabi yazısından dava konusu yerin 2007 tarihinde onaylanan imar planı kapsamına alındığı, buna göre Kanun'da aranan 20 yıllık sürenin dolmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Dairemizin Sayın Çoğunluğunca ise anılan karar onanmıştır.
Sayın Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, 2007 tarihinde onaylanarak kesinleştiği şüpheye yer bırakmayacak şekilde saptanmayan imar planı gerekçe gösterilerek zilyetliğin hesaplama tarihinin 2007 yılı olarak esas alınıp alınmayacağı, buradan hareketle onama kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere kural olarak tescil davalarında 20 yıllık yasal sürenin hesaplanmasında dava tarihi esas alınmaktadır. Ancak eğer uyuşmazlık konusu taşınmaz imar planı kapsamına alınmış ise söz konusu imar planı tarihine göre hesaplamanın yapılması gerekir. Fakat imar planı tarihinin esas alınabilmesi için söz konusu planın onaylanmış ve kesinleşerek yürürlüğe girmiş olması icap eder. Kesinleşerek yürürlüğe girmeyen, bu çerçevede hukuki bir geçerliliği henüz başlamamış olan bir imar planına göre hesaplama yapılması kabul edilemez.
Bu bağlamda dava konusu taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alındıysa bu planın ne zaman onaylanıp kesinleştiği geri çevirme usulüyle belediyelerden defalarca sorulmuş, en son İBB tarafından verilen 31/10/2023 tarihli cevabi yazıda dava konusu yerde yapılan imar planının henüz kesinleşmediği bildirilmiştir. Eyüp Belediyesinin 28/9/2023 tarihli cevabi yazısında ise söz konusu planının 17/10/2018 tarihinde onaylanarak kesinleştiği ifade edilmiştir. Diğer cevabi yazılarda da net bir şekilde söz konusu yerde yapılan 2007 yılına ait imar planının aynı tarihte onaylanıp kesinleştiğine dair kuşkuya yer vermeyecek bir cevaba rastlanmamıştır.
Bu duruma göre dava konusu yere ilişkin imar planının 2007 yılında onaylanarak yürürlüğe girdiği şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konulamamış olup bu şekilde kesin bir tespit yapılmadan zilyetlik süresinin 2007 yılı esas alınarak hesaplanması yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle kararın bozularak öncelikle 2007 yılında yapıldığı belirtilen imar planının ne zaman onaylanıp kesinleştiği şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek planın yürürlüğe girdiği tarihin esas alınmasını sağlamak üzere kararın bozulması gerekirken Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki onama kararına iştirak edilememiştir.