Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5932 E. 2025/2292 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın, kadastro öncesi mülkiyet iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil davası ile olmazsa bedel istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü süre geçmiş olması gözetilerek, kadastro öncesi hukuki sebeplere dayanılarak tapu iptali ve tescil talepli davanın reddine ve ayrıca aynını talep etme imkanı kalmadığından bedel talebinin de reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1227 E., 2023/989 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Suluova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/159 E., 2023/119 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 29.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı; incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 1975 yılında Amasya ili, Suluova ilçesi, ... Mahallesinde bir taşınmaz satın aldığını, o dönemde reşit olmadığı için tescilin annesi ... kızı ... adına yapıldığını, söz konusu taşınmazın 1991 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 620 ada 15 parsel numarası altında davacının abisinin eşi olan ... kızı ... adına tescil edildiğini, söz konusu bu yanlışlığın kadastro işlemleri sırasında taşınmaz malikinin baba adının yanlış yazılmasından kaynaklandığını, davalının taşınmazı devredeceğini beyan etmesine karşılık sonrasında devre yanaşmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile öncelikle davacı adına, bunun mümkün olmaması halinde önceki malik olan annesi ... adına tesciline, terditli olarak dava konusu taşınmazın satış bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiğini, dava konusu taşınmazın kadastro öncesinde tapuya kayıtlı olmadığını, davacının dava konusu taşınmazın vergilerini ödediğine ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 620 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 29.08.1991 tarihinde kesinleştiği, dava tarihi itibariyle Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, bu durumda kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptalinin istenemeyeceği, davacının taşınmazın aynını isteme hakkının bulunmaması nedeniyle bedelini de talep edemeyeceği belirtilerek asıl ve terditli talepler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmaz yönünden kadastro tutanağının kesinleştiği tarih olan 29.08.1991 tarihinden dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı, bu kapsamda mülkiyete ilişkin istemin hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddi gerektiği, hak düşürücü sürenin geçtiği hallerde taşınmazın aynını talep etme olanağı kalmadığından bedelin talep edilmesine de olanak bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın davacının annesi tarafından satın alındığının, taşınmazın satış bedelinin davacı tarafından ödendiğinin ancak reşit olmaması nedeniyle annesi adına tescil edildiğinin ancak kadastro sırasında baba adının yanlış yazılması neticesinde dava konusu taşınmazın davalı adına tescil edildiğinin ispatlandığını, davalının dava konusu taşınmazın devri için davacıyı kötüniyetli bir şekilde yıllarca oyaladığını, tüm bu hususlar nazara alındığında davanın reddine karar verilmiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, tapu iptal ve tescil davasının ayni hakka dayandığını, bu kapsamda herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmadığını ve her zaman dava açılabileceğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; Amasya ili, Suluova ilçesi, ... köyünde 1990 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 620 ada 15 parsel sayılı 255 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın 06.07.1977 tarih ve 5 sıra numaralı tapu kaydı ve harici taksim sebebiyle davalı ... adına tespit gördüğü, tespite itiraz edilmemesi üzerine kadastro tespitinin 29.08.1991 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 25.05.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Temyiz edilen davalı vekili duruşmaya gelmediğinden lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.