Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6041 E. 2024/1483 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine'nin tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin davasında, yerel mahkemenin Yargıtay bozma kararına rağmen Hazine’nin davasını reddetmesi üzerine direnme yoluna gidilmesinde usul ve kanuna uygunluk olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın daha önceki bozma kararına rağmen Hazine'nin davasını reddederek usuli kazanılmış hakka aykırı karar vermesi ve bu kararında direnmesi üzerine, direnme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/1325 E., 2023/1118 K.

HÜKÜM : Asıl Dava Ret-Birleştirilen Dava Kabul-Direnme

Taraflar arasında görülen ve Hazine tarafından açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin davada, Mahkemenin 21.03.2012 tarihli, 2011/132 Esas, 2012/112 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı ... temsilcisi tarafından temyizi üzerine hüküm; Mahkeme gerekçesinin dosya kapsamına uygun olmadığı belirtilerek Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 14.10.2014 tarihli, 2014/403 Esas, 2014/592 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı ... temsilcisi tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince dosya arasında bulunan bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın imar-ihya çalışmalarına başlandığının bildirildiği, 3402 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca Hazine adına tescil kararı verilmesi için tescili istenen taşınmaz bölümünün tarım alanına dönüştürülmesinin veya ekonomik yarar sağlanmasının mümkün bulunmasının yeterli olup taşınmazın tamamen imar-ihya edilmesi şartının aranmadığı, ekonomik yarar sağlamanın yalnızca tarımsal amaçlı kullanım olarak düşünülmesinin doğru olmadığı, Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur.

Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda 14.12.2017 tarihli, 2015/943 Esas, 2017/826 Karar sayılı karar ile; Hazinenin davasının reddine, birleştirilen dosya davacısının davasının kabulüne karar verilmiş, kararın Hazine temsilcisi, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince usuli kazanılmış hakka aykırı karar verildiği gerekçesi ile bozulmuş, birleştirilen dosya davacısı vekilinin karar düzeltme istemi de reddedilmiştir.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin bozma kararına Mahkemece direnilmesi üzerine karar, davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;

Asıl davada Hazine, ... tarafından açılan tescil davasının açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş; birleştirilen davada asıl dosya davalısı, tapusuz taşınmazın adına tescili isteminde bulunmuştur. Mahkemece önceki kararda direnilerek Hazinenin davasının reddine, asıl dosya davalısı/birleştirilen dosya davacısının davasının kabulüne karar verilmiş ise de somut olayda davacı ..., davalı/birleştirilen dosya davacısını da hasım göstermek sureti ile tapusuz taşınmazın tescili davasını açmış, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin son bozma kararında Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilmiş, davalı/birleştirilen dosya davacısının karar düzeltme istemi de reddedilmiştir.

Hal böyle olunca;

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin bozma kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,22.02.2024 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

-KARŞI OY-

1.Asıl ve birleştirilen dava, tescil davasıdır. Asıl dava davacısı Hazine, davalı ... birleştirilen dava davacısı ... aleyhine ikame ettiği davada yaklaşık 48.000 metre karelik alanın adına tescilini talep etmiştir. Birleştirilen dava davacısı ise yaklaşık 70.800 metre karelik alanın kendi adına tescilini talep etmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince (İDM) asıl davanın reddine karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.11.2013 tarihli, E. 2013/10629, K. 2013/10884 sayılı bozma kararıyla Mahkemenin kararında gerekçeye ilişkin çelişki bulunduğu belirtilerek anılan karar bozulmuştur. İDM'ce bu karara uyulmasına karar verilerek yeniden 14.10.2014 tarihli ve E. 2014/403, K. 2014/592 sayılı kararla tekrar davanın reddine karar verilmiştir.

3. Kararın temyizi üzerine Yargıtayın anılan Dairesince, 29.04.2015 tarih ve E. 2014/22264, K. 2015/5035 sayılı bozma kararıyla Hazinenin davasının kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle anılan karar bozulmuştur.

4. Bozma kararı üzerine Mahkemece tensip zaptında bozma ilamına uyulup uyulmamasına duruşmada karar verilmesi yönünde hüküm kurulmuş, akabinde 28.01.2016 tarihli celsede bu dava ile Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/426 Esas numaralı davasının birleştirildiği, birleşen dosya da gözetilerek bozma ilamına uyulup uyulmama hususunun ileriki aşamalarda değerlendirilmesine karar verilmiştir. Ancak; Mahkemece, sonraki aşamalarda da bozma ilamına uyulup uyulmaması yönünde herhangi bir karar verilmemiş. 14.12.2017 tarihli ve 2015/943 Esas, 2017/826 sayılı Karar ile Hazinenin açmış olduğu asıl davanın reddine, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.

5. Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.05.2021 tarihli ve E. 2018/1726, K. 2021/4278 sayılı kararıyla İDM'ce 29.04.2015 tarih ve E. 2014/22264, K. 2015/5035 sayılı bozma kararına uyulmasına rağmen bozma ilamına aykırı düşecek şekilde Hazinenin davasının reddine ve birleştirilen dosya davacısının davasının kabulüne karar verilmesinin bozma ilamı lehine olan Hazine açısından usuli kazanılmış hakka aykırılık teşkil edileceği belirtilerek anılan İDM kararı bozulmuştur.

6. Ne var ki anılan bozma ilamında İDM'ce 29.04.2015 tarih ve E. 2014/22264, K. 2015/5035 sayılı bozma kararına uyulduğu ifade edilmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere İDM hiçbir duruşmada anılan bozma kararına uymamış, uyduğu yönünde herhangi bir karar almadığı gibi Yargıtay bozma ilamı aksine karar vererek eylemli olarak bozma ilamına uymama yönünde bir irade ortaya koymuştur.

7. Akabinde İDM'ce önceki kararda direnilerek asıl davanın reddine ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, ayrıca direnme kararında 29.04.2015 tarihli ve E. 2014/22264, K. 2015/5035 sayılı bozma kararına hiçbir aşamada uyulduğu yönünde bir karar verilmediği, dolayısıyla asıl davacı ... lehine usuli kazanılmış bir haktan söz edilemeyeceği vurgulanmıştır.

8. Ancak Dairemizin Sayın Çoğunluğunca Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.05.2021 tarihli ve E. 2018/1726, K. 2021/4278 sayılı bozma kararında usuli kazanılmış hak bulunduğu yönündeki gerekçenin doğru olduğu, direnme kararının ise yerinde olmadığı kabul edilerek dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

9. Sayın Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.05.2021 tarihli ve E. 2018/1726, K. 2021/4278 sayılı Kararında kabul edildiği üzere 29.04.2015 tarih ve E. 2014/22264, K. 2015/5035 sayılı bozma kararına İDM'ce uyulup uyulmadığı, dolayısıyla davacı ... lehine usuli kazanılmış bir haktan söz edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

10. Yukarıda ayrıntılarıyla belirtilen dosya safahatı nazara alındığında İDM'ce 29.04.2015 tarih ve E. 2014/22264, K. 2015/5035 sayılı bozma kararına uyulması yönünde bir karar alınmadığı gibi eylemli bir uyma yoluna da gidilmediği çok açıktır. Nitekim bu husus gerek İDM'nin direnme kararı gerek ise Mahkeme tutanakları ile sabittir.

11. Durum böyle iken Dairemizin ve Yargıtayın diğer Dairelerinin usuli kazanılmış hak ile ilgili yerleşik içtihadı esas alındığında İDM'ce 29.04.2015 tarih ve E. 2014/22264, K. 2015/5035 sayılı Yargıtay bozma kararına uyulduğunun söylenemeyeceği, dolayısıyla davada usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle direnme kararının yerinde olmadığının ileri sürülemeyeceği açıktır.

12. Öte yandan Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.04.2015 tarih ve E. 2014/22264, K. 2015/5035 sayılı Yargıtay bozma kararında sadece asıl dava yönünden bir değerlendirme yapılmış olup birleştirilen dava yönünde o tarihte henüz birleştirme gerçekleşmediğinden herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.05.2021 tarihli ve E. 2018/1726, K. 2021/4278 sayılı kararında ise hem asıl hem birleştirilen dava temyiz konusu olup buna rağmen maddi bir hata yapılarak İDM'ce 29.04.2015 tarih ve E. 2014/22264, K. 2015/5035 sayılı bozma kararına uyulduğu gerekçesiyle usuli kazanılmış hak oluştuğu kabul edilerek Hazinenin davasının sırf bu nedenle kabul edilmesi gerektiği yönünde bir hüküm kurulmuştur.

13. Direnme kararı üzerine Sayın Çoğunlukça sadece asıl davanın konusu dikkate alınarak Hukuk Genel Kuruluna gönderme kararı verilmiş oysa asıl dava ile birleştirilen davanın konularının birebir aynı olmadığı, dolayısıyla farklı olan dava konusuyla ilgili taşınmaz yönünden usuli kazanılmış hak gerekçesinden ayrı olarak yeni bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmemiştir.

14. Belirtmek gerekir ki tüm dosya kapsamından özellikle dosya arasında bulunan 28.11.2022 tarihli rapor ve ekindeki krokiden asıl davanın konusu yaklaşık 48.000 metre kare iken birleştirilen davanın konusu yaklaşık 70.800 metre karedir. Dolayısıyla bu husus bile tek başına en azından birleştirilen davanın konusunu oluşturan ancak asıl davada konu edilmeyen, dolayısıyla uyulmasına karar verildiği kabul edilen bozmada ele alınmayan taşınmaz yönünden direnme kararının Dairemizce incelenmesini gerektirmektedir.

15. Açıklanan nedenlerle usuli kazanılmış hakkın oluşmadığı belirlenerek bu husus dışındaki diğer yönler bakımından temyiz incelemesi yapılıp İDM'nin direnme kararının yerinde olup olmadığının Dairemizce incelenmesi gerekirken dosyanın HGK'ya gönderilmesinin yerinde olmadığı düşüncesiyle Sayın Çoğunluğun gönderme kararına iştirak edemiyorum.