"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/4 E., 2022/105 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; Kars ili ... ilçesi ... Köyü hududları köy içi mevkisinde bulunan 105 ada 6 parsel numaralı taşınmazın kendi adına tespit görmesi gerekirken sadece 1142.12 m2 sinin kendi adına tespit gördüğünü, kalan kısmın ise davalı adına tespit gördüğünü, taşınmaz üzerinde yol olmadığını belirterek 105 ada 6 parsel sayılı taşınmazın noksan kısmının tespit edilerek kendi adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2009/229 Esas, 2011/3 Karar sayılı dosyada davacılar ... ve müşterekleri; 105 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tamamının köy merası olduğunu, davalının o dönemde köy muhtarı olmasınan yararlanarak tespiti kendi adına yaptırdığını, parselin tamamının köy merası olduğundan bahisle davalı adına olan tespitin iptali ile köy adına mera vasfı ile tescilini talep etmişlerdir.
Birleşen 2009/278 Esas, 2010/1 Karar sayılı dosyada davacı ...; 105 ada 5 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının taşınmaza taş ve çöp dökerek müdahalede bulunduğunu, yapılan müdahaleye son verilerek taşınmazın eski hale getirilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.05.2012 tarihli ve 2009/228 Esas, 2012/78 Karar sayılı kararı ile davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği ve yol olarak tespit dışı bırakılan yer bakımından kadastro tespitinin 30.06.2008 tarihinde kesinleşmiş olduğu, davacının 14.01.2011 tarihli celsede bu yerlerin de kendi adına tescilini talep ettiği, Yargıtay'ın 8. Hukuk Dairesi'nin kararlık kazanmış uygulamalarına göre tespit tarihinden itibaren davanın açıldığı tarihe kadar 2 yıllık makul süresinin geçirilmiş olduğu, tespit sonrası neden için de 20 yıllık sürenin henüz dolmamış olduğu ve davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği yerlerde tespitten önce malik sıfatıyla 20 yıllık zilliyetliğinin bulunmadığı, birleşen 2009/229 Esas sayılı dosyada ise mera olduğu iddia edilen yerlerin mera vasfında olmadığı, zilliyetlikle iktisabı mümkün yerlerden olduğu, dava konusu olan taşınmazın davalının zilliyetliğinde olduğu, birleşen 2009/278 Esas sayılı dosyada ise davalının davacının taşınmazına her hangi bir müdahalesi olmadığı gerekçesi ile asıl davanın ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ile Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.06.2013 tarihli ve 2013/6178 Esas, 2013/6414 Karar sayılı kararıyla; köy tüzel kişiliğinin temyiz itirazları hukuki yarar yokluğundan reddedilmiş, davacı ... 'ın temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda ise yapılan değerlendirmenin dosya kapsamına ve mevzuata uygun düşmediği, kadastro öncesi nedenlere dayanarak hakkında tutanak düzenlenmeyen yerlerle ilgili açılan davalara ilişkin yasalarda süre sınırı bulunmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yazılı 10 yıllık sınırlamanın kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazlara ilişkin olduğu belirtilerek Mahkemece davanın süresinde açıldığı kabul edilip, işin esasına girilip iddia ve savunma doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
3. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; Mahkemenin 05.12.2014 tarihli ve 2014/43 Esas, 2014/153 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, 25.02.2011 tarihli fen bilirkişi ek raporunun krokisinde kırmızı ile boyalı 1.031,80 metrekarelik yol olarak bırakılan kısmın iptali ile 105 ada 6 parsele eklenmek suretiyle davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, dahili davalı Hazine vekili ve katılan ... tarafından temyiz edilmiştir.
4. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.04.2018 tarihli ve 2018/346 Esas, 2018/2543 Karar sayılı kararıyla; yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olmadığı belirtilerek Kadastro Müdürlüğü'nden çekişmeli taşınmaza komşu 105 ada 5 ve 106 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan bölümün kadastro paftasında ne olarak göründüğünün sorulması, komşu parsellerin tutanakları ve varsa dayanakları kayıt ve belgeler getirtilerek dava konusu yerleri ne şekilde sınır gösterdiğinin araştırılması, hava fotoğraflarından yararlanılmak ve üç kişilik ziraat mühendisi kurulundan rapor alınmak suretiyle taşınmazda zilyetlik araştırması yapılması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne fen bilirkişisi ... tarafından tanzim edilen 15.04.2022 tarihli ek rapordaki krokide (E) harfi ile adlandırılan yeşil renkle gösterilen toplam 897,70 m² yüz ölçümlü alanın tapu kaydının iptali ile bu alanın davacı ... adına kayıtlı 105 ada, 6 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tapuya tesciline, fazlaca istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının yeterince araştırılmadığını, davada hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... temyiz dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın yol niteliğinde olduğunu, eksik araştırma ile karar verildiğini, hava fotoğraflarının usulünce uygulanmadığını, yola ilişkin davalarda ilan yapılması gerektiğini, mahalli bilirkişilerin yanlı beyanda bulunduklarını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu; Kars ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmaz yol olarak tespit harici bırakılmıştır.
2. Temyizen incelenen nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin ve davalı ...'ın yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
Aşağıda yazılı 228.31 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına,
Dosyanın Arpaçay Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.