Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6470 E. 2024/1699 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı olarak Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde tapu iptali ve tescil ile terditli mülkiyet tespiti taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazlardan bir kısmının davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu ancak kanal vasfıyla kamu malı niteliği kazandığı, diğer kısmının ise kamu orta malı niteliğinde olup davada taraf olması gereken köy tüzel kişiliğinin davaya dahil edilmemesi gerektiği gözetilerek, davalı Hazinenin temyiz itirazının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2018/1519 E., 2021/942 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret/Esastan Ret-Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/86 E., 2018/412 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili, terditli mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazinenin 107 ada 169 parsel yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin 107 ada 170 parsel sayılı taşınmaza yönelik istinaf başvurusunun ise kabulü ile kararın kaldırılması suretiyle yeniden Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; irsen intikal eden zilyetliğe dayalı olarak çekişmeli 107 ada 169 ve 107 ada 170 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili; aşamalarda sunduğu yazılı ve sözlü beyanlarında çekişmeli taşınmazların kamu yararı kararı uyarınca hizmet malı niteliğine büründüğü ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili; dava konusu taşınmazları kapsayacak biçimde DSİ tarafından 1980 yılında kanal geçirildiğini, taşınmazın fiilen kanal niteliği aldığı tarih göz önüne alındığında dava açılması için kanunda belirlenen sürelerin dolduğunu, taşınmazların kamu emlakine dönüştüğünü ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğini belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının yalnızca çekişmeli 107 ada 169 parsel sayılı taşınmaz üzerinde el atma tarihi itibariyle oluştuğu, ancak taşınmazın kanal vasfıyla hizmet malına dönüştüğü gerekçesiyle 109 ada 169 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu oluşan 107 ada 377 parselin teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 526,61 metrekare yüz ölçümündeki bölümünün kamulaştırmasız el atma tarihi itibariyle mülkiyet hakkının davacı adına tespitine, çekişmeli 107 ada 170 parsel yönünden ispatlanamayan davanın ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunu, keşifte taşınmazın niteliğinin belirlendiğini, zirai bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre taşınmazın öncesi itibariyle tarım arazisi vasfında olduğunun belirtildiğini, zilyetlik durumunun ispatlandığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu için tescil harici bırakıldığını, taşınmazın sulama kanalının etrafında olmasının tarım arazisi vasfında olduğu yönünde bir sonuç çıkarmadığını, bu yerin çok yakın zamanda işlenmeye başladığını, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, bilirkişi raporlarından aleyhe olan hususları kabul etmediklerini belirterek Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

1.Dava konusu 107 ada 169 parsel (ifrazla 377 parsel) sayılı taşınmaz üzerinde davacı lehine 4721 TMK’nın 713/1 inci, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve devam eden maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle edinim koşullarının davacı yararına oluştuğu; ancak fiili durum itibariyle taşınmazın su kanalı niteliğinde olduğu belirlenerek İlk Derece Mahkemesince mülkiyetin tespiti kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

2.Davacı vekilinin çekişmeli 107 ada 170 parsele ilişkin istinaf talebi yönünden ise; 107 ada 170 parselin Kamu Orta Malı olarak tapuya tescil edildiği, eldeki davada Hazine ve DSİ idaresine husumet yöneltilmek suretiyle dava açıldığı, ne var ki taşınmazın orta malı niteliği itibariyle Karakuyu Köy Tüzel Kişiliğinin de davada taraf olması gerekirken bu hususun atlandığı, Mahkemece davacı tarafa Karakuyu Köy Tüzel Kişiliğinin davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan tanınıp taraf teşkili sağlanarak sonuca gidilmesi gerekirken davanın esası hakkında hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, ayrıca dava konusu 107 ada 170 parselin tapu kaydında niteliğinin kanal olarak gözükmesine rağmen malik hanesinde Kamu Orta Malı olarak yazılıp sınırlandırıldığı anlaşıldığından, taşınmazın niteliğinin ne olduğunun ve malikinin kim olduğunun araştırılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekçesiyle kararın kaldırılması ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ile istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile terditli mülkiyetin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1.Iğdır ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro tespiti sırasında dava konusu 107 ada 169 parsel (ifrazla 377 parsel) sayılı taşınmaz Hazine adına kanal vasfıyla tapuya tescil edilmiş, 107 ada 170 parsel sayılı taşınmaz ise Kamu Orta Malı olarak mera siciline kaydedilmiştir.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Somut olayda; temyize konu 109 ada 169 parsel (ifrazla 377 parsel) sayılı taşınmaz üzerinde, davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının taşınmazın kamu emlakine dönüştüğü tarihten evvel oluştuğu, ne var ki bu taşınmazın kanal vasfıyla kamu malı niteliği kazandığı, bu nedenle yazılı şekilde mülkiyetin aidiyetinin tespitine hükmedilmesinin isabetli olduğu görülmüştür.

4. Hal böyle olunca temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.