"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/396 E., 2023/696 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine ilişkin kararın Dairece bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Sinop ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan ve kadastro çalışmaları sonucunda tespit harici bırakılan taşınmazın 40 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddesinde düzenlenen şartların davacı lehine gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.06.2014 tarihli ve 2013/626 Esas, 2014/898 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanma süresi ile koşullarının oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2.270,57 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 3.570,69 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.02.2016 tarihli ve 2015/1412 Esas, 2016/1175 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların hangi sebeple kadastro harici bırakıldığının, imar planı kapsamında kalıp kalmadığının sorulması, davacı adına senetsizden tespit edilen taşınmazların araştırılması, hava fotoğrafları incelemesi yapılması, taşınmazların imar-ihya edilip edilmediğinin araştırılması gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.07.2018 tarihli ve 2016/452 Esas, 2018/376 Karar sayılı kararıyla; dava konusu edilen taşınmaz bölümlerinin imar planı kapsamında bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 10.02.2022 tarihli ve 2021/3872 Esas, 2022/979 Karar sayılı kararıyla; dava konusu (A) bölümü için imar planı onay tarihi olan 1995 yılından, (B) bölümü için dava tarihi olan 2013 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafının temini ile hava fotoğrafları üzerinden inceleme yapılması, 3 kişilik ziraat bilirkişi heyetinden rapor alınması, dava konusu taşınmazların imar-ihya edilip edilmediğinin araştırılması gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanma süresi ile koşullarının oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2.455,33 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 3.385,93 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini, görev, yetki, husumet ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluşmadan davanın kabulüne karar verildiğini belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi;
Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Davacı ..., Sinop ili, .... ilçesi, .... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tepe olması nedeniyle tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır.
2. Mahkemece, fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
3. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
3.1. Anlam itibariyle usuli kazanılmış hak kavramı, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki; gerek 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK) gerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kurum davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir (Hukuk Genel Kurulu'nun 15.03.2023 tarihli, 2021/2-668 E., 2023/191 K. sayılı kararı,§ 16).
3.2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Aynı şekilde mahkemece verilen ilk hükmün temyiz edilmemesi hâlinde, hükmü temyiz etmeyen taraf yönünden karar kesinleşmiş olmakla artık bu tarafın kararı temyizinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira hukuki yarar dava şartı olduğu kadar temyiz istemi için de aranan bir şarttır. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK) (§ 20).
3.3. Diğer yandan bir mahkeme kararını temyiz etmeyen taraf hakkında “kararı bu haliyle benimsemiş olduğu” sonucuna ulaşılır. Kararın temyiz edilmeyerek şekli anlamda kesin hükme dönüşmesi karar lehine olan için usuli müktesep hak oluştururken, karar aleyhine olan kimse için de bir katlanma yükümlülüğü meydana getirir. (...) (§ 21).
3.4. Somut olayda, Mahkemenin 2013/626 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen yargılamanın sonunda davanın kabulüne ilişkin kararın davalı ... Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmediği, anılan hükmün davalı Hazinenin temyizi ile bozulduğu, son hükümle de aleyhine yeni bir durum da yaratılmadığı ve davacı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşıldığına göre hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığından davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
4. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de hükmün usul ve yasaya uygun olduğu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün parsel sorgu sayfasından ve çıplak gözle hava fotoğrafları üzerinden yapılan kontrolde dava konusu taşınmaz bölümlerinden (B) harfli taşınmaz üzerinde imar-ihya çalışmalarının tamamlandığı anlaşılamamış, ziraat bilirkişinin 2014 tarihli raporunda da 2023 tarihli raporunda da taşınmazların 25-30 yıldır kullanıldığına dair bilginin rapor tarihleri gözetildiğinde çelişki teşkil ettiği görülmüş, Boyabat Orman İşletme Müdürlüğü'nden gelen 16.05.2013 tarihli yazıda taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olmadığı bilgisi ile yazının ekinde bulunan ve taşınmazların ziraat alanı içinde kaldığına dair kroki çelişmesine rağmen bu çelişki giderilmemiş, dava konusu taşınmazın kuzeyi orman olmasına rağmen orman bilirkişiden rapor alınmadan karar verilmiştir.
5. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, Boyabat Orman İşletme Müdürlüğüne dava konusu taşınmaza ilişkin fen bilirkişi raporunun da eklenmesi suretiyle dava konusu taşınmazların orman sınırları içerisinde kalıp kalmadığının sorulması, akabinde mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları, yeniden oluşturulan 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, yeniden oluşturulan 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi heyeti, orman mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, mahalli bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır.
6. Yeni heyetten oluşan ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliğini, kullanım durumunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediğini, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi kurulu raporunu da irdeler şekilde tarımsal niteliğini açıklayan, taşınmaz bölümlerinin komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik mevcut ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve maddi verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
7. Yeni heyet oluşturulan jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz bölümlerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz bölümleri üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor istenilmelidir.
8. Orman mühendisi bilirkişiden çekişmeli taşınmazların varsa kesinleşmiş orman tahdit hattının kapsamında kalıp kalmadıkları, orman ya da orman içi açıklık vasfı taşıyıp taşımadıkları ve ormandan açılıp açılmadıkları hususlarında bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınmalıdır.
9. Fen bilirkişisinden ise keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlenmesi istenilmeli ve tanık ve mahalli bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra dava konusu taşınmaz bölümlerinin iktisap edilebilmesi için yoğun emek ve para sarf edilerek tarıma elverişli hale getirildikten sonra imar-ihyanın tamamlandığı tarihten, (A) harfi ile gösterilen bölüm yününden imar planın onaylandığı tarihe; (B) harfi ile gösterilen bölüm yönünden ise dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine aralıksız, nizasız geçmesi gerektiği göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine,
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Peşin yatırılan harcın istek halinde davalı ... Belediye Başkanlığına iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
18.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.