Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6484 E. 2025/1328 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin sağlığında yaptığı temlikler nedeniyle mirasçının miras payından yoksun bırakıldığı iddiasıyla açılan muris muvazaası davasında, temliklerin mal kaçırma amacıyla yapılıp yapılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, dosya kapsamına, toplanan delillere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2130 E., 2023/1621 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/801 E., 2021/278 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların muris ...'ın mirasçıları olduğunu, murisin 24.01.2016 tarihinde vefat etiğini, mülkiyeti sağlığında murise ait olan Tekirdağ ili, Çerkezköy ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 531 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 3, 4 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerin doğrudan davalı ...'a, aynı yer 527 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin ise dava dışı ...'ı ara malik olarak kullanmak suretiyle davalıya temlik edildiğini, söz konusu temliklerin bedelsiz bir şekilde ve davacıdan mal kaçırma amacı ile yapıldığını, bu temlikler sonucunda davacının miras payından muvazaalı şekilde mahrum bırakıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, tescil mümkün olmaz ise taşınmazların rayiç bedelinin miras hissesi oranında davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu 531 ada 11 parselde kayıtlı taşınmazın 2006-2007 yıllarında muris ile dava dışı ... arasındaki iş ilişkisi nedeniyle muris tarafından ...'a satıldığını, taşınmazın daha sonra ... tarafından satışa çıkarılması üzerine davalı tarafından satın alındığını, 527 ada 8 parselde kayıtlı taşınmazın ise muris ... tarafından 2010 yılında ...'a satıldığını, daha sonra taşınmazda kat irtifakı kurulduğunu ve davalının inşaat tamamlandıktan sonra yatırım amaçlı 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümleri satın aldığını, öte yandan murisin ölümü üzerine satılan 1471 ada 1 parsel sayılı taşınmazın satışından elde edilen bedelden murisin borçları ödendikten sonra davacıya miras payına karşılık 265.000,00 TL ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2019 tarih ve 2017/710 Esas, 2019/42 Karar sayılı kararıyla; murisin terekesi üzerinde tasarruf niteliğindeki davanın, tüm ortakların oy birliğiyle açılması gerektiğini, davacı tarafından miras payına hasren açılan davanın dinlenmesine olanak bulunmadığını belirterek davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 13.06.2019 tarih ve 2019/942 Esas, 2019/928 Karar sayılı kararıyla muris muvazaası hukuki nedenine dayalı eldeki davanın miras payı oranında açılabileceği, bu nedenle işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; murisin ticaret ile uğraştığı ve borçlarının bulunduğu, bir dönem davalı ile muris arasında husumet bulunduğu, bu dönemde murisin eşinden mal kaçırmak amacıyla tüm gayrimenkullerini yakın çevresine ve özellikle dava dışı ...'a bedelsiz olarak devrettiği, davalı ile muris arasındaki husumet sona erdikten sonra ise murisin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazlarının ...'dan bedelsiz olarak davalıya devrini sağladığı, murisin davacı mirasçısından mal kaçırma kastının ispat edilemediği, temliklerin amacının önce davalıdan sonrasında ise alacaklılardan mal kaçırmak olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dinlenen tüm tanık beyanlarından murisin ticaret ile uğraştığı ve borçlarının bulunduğu, davalı eşi ile arasında husumet olduğu dönemde eşinden mal kaçırmak amacıyla tüm gayrimenkullerini yakın çevresine ve özellikle tanık ...'a bedelsiz olarak devrettiği, davalı eşi ile arasındaki husumet sona erdiğinde bu kez de alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazların ...'dan bedelsiz olarak davalı eşine devrini sağladığı, murisin davacı mirasçısından mal kaçırma kastının ispat edilemediği, murisin söz konusu devirlerdeki amacının başta eşi, ardından da alacaklılarından mal kaçırma olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı tarafından cevap dilekçesi ile taşınmazların bedellerinin ödenerek satın alındığının ileri sürüldüğünü ancak taşınmazları satın alabilecek maddi gücünün bulunduğuna dair herhangi bir delil sunmadığını, murisin sağlığında hak dengesini gözeten bir paylaşımının bulunmadığını, mirasçılardan yalnızca birine tüm mal varlığını devretmesinin mal kaçırma iradesini ortaya koyduğunu, niyetinin önce davalı eşinden mal kaçırmak olsaydı kendi adına hiçbir taşınmaz bırakmayıp tüm mal varlığını üçüncü kişilere devir edeceğini, buna karşılık davaya konu taşınmazların bir kısmının ara malik kullanılmak suretiyle bir kısmının ise doğrudan muris tarafından davalıya temlik edildiğini, tanık beyanlarında murisin 2003 yılında borçlu olduğunun ifade edilmesine karşılık temliklerin çok uzun bir süre sonra yapıldığını, murisin tüm malvarlığının miktarı ile dava konusu taşınmazların tüm mal varlığına oranının ve temliklerin makul bir sınırda kalıp kalmadığının tartışılmadığını, taşınmazların davalıya temlikini gerektirecek bir neden bulunmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; 04.03.1951 doğumlu muris ...'ın 24.01.2016 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak davacı kızı ..., dava dışı oğlu ... ve davalı eşi ...'ın kaldığı, murisin kayden maliki olduğu Tekirdağ ili, Çerkezköy ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 527 ada 8 parsel ve 531 ada 11 parsel sayılı taşınmazları 16.12.2003 tarihinde dava dışı ...'a satış suretiyle temlik ettiği; bunlardan 527 ada 8 parsel sayılı taşınmazda 03.07.2010 tarihinde kat irtifakı tesis edilmesi neticesinde 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin dava dışı ... adına tescil edildiği ve bilahare 28.05.2013 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle temlik edildiği; 531 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ise 19.03.2008 tarihinde dava dışı ... tarafından davalı ...'a satış suretiyle temlik edildiği, 531 ada 11 parsel sayılı taşınmazda 16.07.2008 tarihinde kat irtifakı tesis edildiği ve taşınmazda bulunan 1, 3, 4 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerin davalı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.