"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1129 E., 2022/1641 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Posof Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/77 E., 2018/333 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ardahan ili, Posof ilçesi, ... köyünde bulunan 101 ada 234 parsel sayılı taşınmazın mera vasfıyla kamu orta malı olarak, 109 ada 3 parsel ve 109 ada 33 parsel sayılı taşınmazların ise ham toprak vasfı ile Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların zilyetliğe dayalı taşınmaz edinme şartlarını sağlayacak şekilde 30 yıldan fazla bir süredir nizasız ve fasılasız olarak müvekkillerinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu, davalıların ya da 3. kişilerin dava konusu taşınmazlarda herhangi bir hak ya da hisselerinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazların mera ve ham toprak vasfında olmayıp uzun yıllar ekilip biçilmek suretiyle müvekkilleri tarafından kullanılan ve şahsa ait yerlerden olduğunu belirterek 101 ada 234 parsel, 109 ada 3 parsel ve 109 ada 33 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 07.05.2018 tarihli beyan ve ıslah dilekçesinde özetle; Ardahan ili, Posof ilçesi, ... köyünde bulunan dava konusu taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile sair ilgili kanunların zilyetliğe dayalı taşınmaz edinme şartlarını sağlayacak şekilde 30 yılı aşkın bir süredir nizasız ve fasılasız olarak müvekkillerin zilyet ve tasarrufundaki yerler olduğundan bahisle eldeki davanın açıldığını ve yapılan keşif sırasında alınan beyanlarda yerin müvekkillerine ait olduğu, 30 yılı aşkın süredir müvekkilleri tarafından kullanıldığı ve davalıların bu yerlerde herhangi bir haklarının olmadığının açıkça söylendiğini, sonrasında keşifte dinlenilen tüm tanık ve bilirkişilerin duruşmaya çağrılarak mirasbırakan ...’in mirasçıları arasında mal paylaşımı yapılıp yapılmadığına ilişkin alınan tüm beyanlarda dava konusu yerlerin davacılara babalarından ve ona da kendi babasından kaldığının söylendiğini, ayrıca tüm tanık ve bilirkişilerin ... vefat ettikten sonra bu yeri davacıların kullandığını, diğer kız kardeşlerin bu yeri kullandığını görmediklerini, kardeşler arasında mal paylaşımı yapılıp yapılmadığını bilmediklerini dile getirdiklerini, mal paylaşımının sözlü olarak yapıldığını, bu paylaşımda, yörede sıklıkla rastlandığı üzere taşınmazların erkek kardeşlere verildiğini, kız kardeşlerin ise haklarını farklı şekillerde aldıklarını, mal paylaşımı kardeşlerin kendi arasında yapıldığından mahalli bilirkişilerin bunu bilmemesinin makul, kabul edilebilir olduğunu, bilirkişilerin paylaşım yapılmadığını değil, yapılıp yapılmadığını bilmediklerini beyan ettiklerini, keşifte ve duruşmada dinlenen tanık ...'in ise kardeşler arasında mal paylaşımı yapıldığını söylediğini, müvekkillerin kardeşleri ... ve ...'ın İnegöl Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla gönderdikleri dilekçe içeriğinden, ... mirasçıları olarak mal paylaşımı yaptıklarının, dava konusu yerlerin davacılara düştüğünün anlaşıldığını, mirasçıların bu beyanlarının dahi tek başına mirasçılar arasında rızai taksim yaptıklarını ve dava konusu taşınmazların rızai taksim ile müvekkillerine bırakıldığını gösterdiğini ve ispat ettiğini, bu nedenle taksime ilişkin delil koşulunun sağlanmış olduğunu, ayrıca her ne kadar dava dilekçelerinde söz konusu taşınmazların müvekkillerine babalarından kaldığını, yerin müvekkillerine ait olduğunu iddia etmişler ise de bu yerin babadan kaldığı konusunda tereddüt bulunmadığını, sadece paylaşım sonucu müvekkillere düşmesi nedeniyle davanın direkt müvekkiller adına açıldığını, ancak Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, yani dosyada bulunan delillerin rızai taksim hususunun ispatına yeter görülmemesi halinde ise dava konusu taşınmaz tapu kaydının iptali ile kök mirasbırkan ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi şeklinde terditli olarak davalarını ıslah ettiklerini, açıklanan nedenlerle; dosyada yer alan deliller ve beyanlar doğrultusunda öncelikle davanınn kabulü ile dava konusu ettikleri taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı müvekkiller adına eşit oranda tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini, Mahkemece rızai taksimin ispat edilmediği gerekçesiyle aksi kanaatte olunması durumunda dava konusu taşınmaz tapu kayıtlarının iptali ile ... mirasçıları adına miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususları kabul etmediklerini, dava konusu taşınmazların ham toprak ve mera vasfıyla Hazine adına tescil edildiğini, dava konusu her bir taşınmazın birbirinden bağımsız, sınır bağı olmayan ve yüzölçümleri bakımından kadastro çalışmalarında hatalı tescil edilemeyecek derecede büyük alanlı taşınmazlar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Dava dilekçesi davalı ... Köyü Tüzel Kişiliğine tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar vekilinin 101 ada 234, 109 ada 3 ve 109 ada 33 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep ettiği, ancak fen bilirkişi tarafından keşifte 101 ada 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 234 ve 109 ada 15 nolu parsellerin gösterildiğinin rapor edildiği, bu durumda davacıların dava konusu etmiş olduğu parsellerden 101 ada 234 parseli keşifte yerinde gösterdiği ancak 109 ada 3 ve 109 ada 33 parsel sayılı taşınmazları keşif yerinde göstermediğinin anlaşıldığı, bu nedenle keşifteki beyanların sadece 101 ada 234 parsel yönünden dikkate alındığı, davacıların miras yoluyla intikal eden taşınmazların paylaşım sonucu kendilerine kaldığı iddialarını ispatlayamadıkları, davanın ... terekesinden kendilerine paylaşım sonucu kaldığı iddiasına dayanılarak Hazineye ve ... Köyü Tüzel Kişiliğini temsilen köy muhtarlığına karşı açıldığı, davalıların ... terekesine karşı 3. kişi konumunda olduğu ve davalılara karşı açılan davada tereke mirasçısı olup davacı olmayan mirasçılar bulunduğu, her ne kadar davacılar vekili ıslah dilekçesi ile Mahkemece rızai taksimin ispat edilmediği sonucuna varıldığı takdirde ... mirasçıları adlarına ve miras paylarına göre tescillerine karar verilmesini talep etmişse de davacı vekilinin ıslah dilekçesine karşı davalı Hazine temsilcisinin açık muvafakatlerinin bulunmadığını belirttiği, davacıların dava dilekçesinde sadece kendi adlarına iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, bu nedenle terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına 3. kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığı, bu hususun dava şartı olduğu, sonradan giderilmeyecek ve ıslah ile düzeltilemeyecek nitelikte olması nedenleriyle dava koşulunun gerçekleşmediği, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacıların dava dilekçesinde belirttikleri 109 ada 3 ve 109 ada 33 parsel sayılı taşınmaz yönünden bu iki parselin keşif mahallinde gösterilmemiş olmaları nedeniyle alınan beyanların bu iki parsel yönünden dikkate alınamayacağı, bu iki parsel yönünden de davacıların iddialarını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davadaki iddialarını tekrarlayarak, ayrıca kanunda ıslah dilekçesinin karşı tarafa sadece haber vermek amacıyla bildirileceği açıkça yazmasına rağmen Yerel Mahkemenin davalının ıslah hususunda muvafakatini aramasının kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar tarafından çekişmeli 101 ada 234 parsel, 109 ada 3 ve 33 parsel sayılı taşınmazların kendi zilyetliklerinde olduğu ileri sürülerek adlarına tescili istemiyle dava açıldığı, yargılama sırasında davacılar vekili tarafından sunulan 07.05.2018 tarihli dilekçe ile de, taşınmazların müvekkilinin babasından müvekkili ile müvekkillerinin kardeşlerine kaldığı ileri sürülerek mirasbırakan ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istediği, yine davacılar vekilince sunulan mirasçılık belgesinden mirasbırakanın davacılar dışında başkaca mirasçılarının bulunduğunun anlaşıldığı, mirasbırakandan intikal ettiği iddiasıyla üçüncü kişilere karşı açılan davalarda, uyuşmazlık konusu taşınmazın taksim, bağış vb. şekilde mirasçılardan birine veya bir bölümüne bırakıldığının kanıtlanamaması halinde mirasçılardan bir veya bir kısmı adına tescil istenemeyeceği, terekeye dahil taşınmaz için bir veya birkaç mirasçı adlarına tescil istemiyle dava açılamayacağı, bu istekle açılan davada, tüm mirasçılar adına (tereke adına) tescil istenilmediğinden dava dışı diğer mirasçıların davaya katılımlarının sağlanması veya miras şirketine temsilci tayin edilmesi yoluyla dava şartının sağlanması ve davaya devam edilmesinin mümkün olmadığı, davacılar vekilinin yargılama sırasında taşınmazların mirasçılar adına tescilini talep etmesi talebin daraltılması anlamında olmayıp dava açıldığı esnada bulunması gereken ve sonradan giderilmesi mümkün bulunmayan davacı sıfatının değiştirilmesi niteliğinde olduğu, hal böyle olunca, davacılar vekili tarafından açılan davada aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava ve istinaf dilekçesindeki hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu, Ardahan ili, Posof ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 234 parsel sayılı taşınmaz 557.077,01 m² yüzölçümü ve mera vasfı ile kamu orta malı olarak, 109 ada 3 parsel sayılı taşınmaz 23.835,87 m² yüzölçümü ve ham toprak vasfı ile senetsizden Maliye Hazinesi adına, 109 ada 33 parsel sayılı taşınmaz 12.297,34 m² yüzölçümü ve ham toprak vasfı ile senetsizden Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.