"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2302 E., 2022/1864 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/12 E., 2021/191 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; kayden maliki olduğu 5231 ada 11 parsel sayılı taşınmazının sahte vekaletname ve sahte suret ile davalılardan ...’a 11.07.1995 tarihinde sahte vekilce 250.000.000 TL bedelle, bu davalı tarafından da 05.01.1996 tarihinde ... ...’ya 500.000.000-TL bedelle satıldığını, kendisinin
(davacının) Almanya’da ikamet ettiğini, 18.09.1994 tarihinden sonra yalnızca bir kez 05.05.2000 tarihinde kısa süreli olarak Türkiye’ye geldiğini ve döndüğünü, duyumu üzerine yaptıkları araştırma neticesinde dava konusu taşınmazın İzmir 16. Noterliğinin 13.12.1994 tarih 21186 yevmiye nolu vekaletnamesinden Antalya 7. Noterliğinin 17555 nolu suret vekaletnamesiyle ...’a satıldığını tespit ettiklerini, tapuda yaptıkları inceleme neticesinde ise bu davalının taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalıların mirasbırakanı olan ... ... isimli şahsa 05.01.1996 tarihinde sattığını öğrendiklerini, ... isimli kişiye İzmir 16. Noterliğinin 13.12.1994 tarih ve 21186 yevmiye nolu vekaletnamesini vermediğini, iş bu vekaletnamenin sahte olduğunu, kaldı ki tapuda devre esas olarak kullanılan İzmir 16. Noterliğinin vekaletnamesinin bulunmadığını da vekaletnameleri inceleyerek öğrendiklerini, Antalya 7. Noterliğinin de gerçekte olmayan bir vekaletten suret yaptığını anladıklarını, davalı ...’ın satışın tarafı olduğunu, kötü niyetli olduğunu, satışın çok düşük bir bedelle yapılmış olmasının da bu hususun ispatı olduğunu, sahte vekaletle yapılan satışın tarafı bulunmasından dolayı da iyi niyet iddiasında bulunmasının mümkün olmadığını, sahte vekaletname (gerçekte var olmayan) ile yapılan satış neticesinin taraf olan davalı ...’ın bu satıştan çok kısa bir süre sonra 05.01.1996 tarihinde davalılar ... ve ...’nun mirasbırakanı ... ...’ya korunma amaçlı olarak sattığını, muvazaanın varlığının değerin düşük olmasından ve ilk satıştan çok kısa bir süre sonra ikinci satışın yapılmasından da anlaşıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın Mahkemece saptanacak değerinin maddi tazminat olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen yasal faizleri ile birlikte tahsiline ve her halükarda 40.000.000.000 TL manevi tazminatın yine davalılardan müştereken ve müteselsilen yasal faizleri ile tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada tapu iptali ve tescil davası, bedel ve tazminat taleplerine ilişkin davalardan tefrik edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; davanın zamanaşımına uğradığını, süresinde açılmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ve ...; davacı tarafından dava konusu taşınmazın sahte vekaletname ile önce davalı ...’a 11.07.1995 tarihinde satıldığının belirtildiğini, ancak sahte vekaletname ile taşınmazın ...’a satışını sağlayanlar hakkında dava açıldığı halde sahte vekaletname düzenlediği iddia edilen ve kendi adına satış yaptığı ileri sürülen ...’a yöneltilmemesinin, davacının kayınbiraderi ve gayrimeşru eşi olan bu kişi aleyhine dava açmamasının davacının bu kişi ile birlikte hareket ediliyor ihtimalini akıllara getirdiğini, muvazaa iddiasını kabul etmenin mümkün olmadığını, çünkü satışı yapan tarafların birbirlerini tanımayan kişiler olduğunu, ayrıca mirasbırakanlarının bu taşınmazı direkt ... ile anlaşarak almadığını, Antalya ilinde bir emlakçı aracılığıyla satın aldığını, tapuya itimat ederek ve iyiniyetli olarak gerçekleştirilen satışın geçerli olup TMK’nın 931. madde hükmünden yararlanacağının açık ve kesin olduğunu, mirasbırakanları tarafından 1996 tarihinde satın alınan bu taşınmazın kaba yapısı (betonarme ve tuğla yapısı tamamlanmamış) tamamlanmamış halde satın alındıktan sonra bu taşınmazın iç ve dış sıva, elektrik, su tesisatı, kalebodur, fayansı, çatısı, kapı ve pencereleri, dolapları yaptırılarak oturulabilir hale getirildiğini, tüm bu işlemlerin mirasbırakanları ve kendilerinin iyi niyetli olduğunu gösterdiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.04.2021 tarihli ve 2020/12 Esas, 2021/191 Karar sayılı kararıyla; davaya konu sahte vekaletin ilk olarak Kartal 1. Noterliği tarafından 13.12.1994 tarih ve 72072 yevmiye no ile düzenlendiği, vekil olarak ...'un tayin edildiği, ancak vekaletin davacının kimlik bilgileri kullanılarak ... tarafından kendi fotoğrafı ve imzası ile düzenlendiği, zira bu hususun Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/856 Esas sayılı dosyasında Kartal 1. Noterliğince düzenlenen bu vekaletname üzerinde Adli Tıp Kurumunca yapılan incelemede vekaletnamedeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği, akabinde Bornova 3. Noterliğinin 30.06.1995 tarih ve 26128 yevmiye numarası ile suret tasdikinin yapıldığı, bu işlemden sonra yine İzmir 16. Noterliğince dava dışı ... tarafından suret çıkartılması yoluna gidildiği ve burada vekaletnamedeki ...'e ait resim çıkarılarak ...'a ait resmin vekaletnameye işlendiği, yani asıl ve ilk çıkarılan vekaletnamedeki resim ile İzmir Noterliğinde çıkarılan suret vekaletnamedeki resmin farklı hale geldiği, dava dışı ... ve ... hakkında Antalya CBS'nin 2002/21831 Hazırlık nolu dosyası ile soruşturma başlatılmışsa da, ilgililer hakkında yapılan soruşturma sonucunda zamanaşımı nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, yine Antalya 7. Noterliğinin 17555 nolu suret vekaletnamesi ile 11.07.1995 tarih ve 3163 yevmiye nolu işlemle taşınmazın ...'a satılmış olduğu, ilk el konumunda bulunan ...'ın iyiniyet savunmasının dinlenemeyeceği gözetilerek davacının bu davalıya karşı tapu iptali ve tescil talebini ileri sürebileceği kanaatine varıldığı; taşınmazın ... tarafından bir kısım davalıların mirasbırakanı ... ...'ya satışı incelendiğinde ise öncelikle sahtecilik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması sebeplerine dayalı açılan tapu iptali ve tescil davalarında hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresinin uygulanmayacağı gözetildiğinde bu itirazların reddine karar verildiği, bununla birlikte ... ... mirasçıları tarafından taşınmazın ...'dan emlakçı vasıtasıyla satın alındığının belirtildiği, ancak dosyaya buna dair ispatlayıcı bir belge sunamadıkları, ...'a yapılan satışın 11.07.1995 tarihinde, ... ...'ya yapılan satışın ise bu satıştan yaklaşık 6 ay sonra 05.01.1996 tarihinde ve ilk yapılan satış bedelinin iki katı şeklinde 500,00 TL bedelle yapıldığı, yapılan keşif neticesinde ... ...'nun taşınmazı satın aldığı tarihte taşınmazın değerinin 8.786,79 TL olduğu, taşınmazın tapuda gösterilen satış bedeli ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunduğu, iki satış arasındaki zamanın kısalığı gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, bir kısım davalılar mirasbırakanı ... ...'nun da iyiniyetli olamayacağı, satışın sahte vekaletname ile ve usulsüz olarak yapıldığından bilgi sahibi olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanıklardan ..., ... ve ...'in satış işleminin emlakçı aracılığıyla gerçekleştiğini beyan ettiklerini, bu husus tanık anlatımlarıyla sabit olduğu halde Mahkemece iyiniyetli olduklarına dair delil bildirmedikleri şeklinde hatalı ve dosya kapsamıyla bağdaşmayan bir değerlendirme yapıldığını, emlakçı aracılığıyla yapılan bu taşınmaz alım satımından önce satıcı ile müvekkillerinin mirasbırakanı arasında hiç bir bağlantının ve ilişkinin bulunmadığını, emlakçıya başvuran müvekkillerinin mirasbırakanına, emlakçının tapu kaydında satışa engel bir durumun bulunmadığını bildirdiğini, bunun üzerine bu kayda güvenerek satın aldığını, daha önceki satışın sahte vekaletname ile yapıldığına dair hiç bir kanıt bulunmadığını, diğer davalı ...'ın kendi satın almasından yedi ay sonra müvekkillerinin mirasbırakanı ... ...'ya satışının gerçek olduğunu, hayatın olağan akışında gerçek şahıslar arasındaki taşınmaz satımının emlak beyan değeri üzerinden yapıldığı gerçeği karşısında Mahkemenin bu içtihada ve hayatın gerçeğine aykırı olarak iki satış arasında kısa süre bulunduğu ve değerin düşük gösterildiği şeklinde hatalı değerlendirme yaptığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin, noter tarafından verilen vekaletnamenin sahteliğini bilecek konumda olmayıp tapu ve noter memurluğunun özensizliği nedeniyle iş bu karar neticesinde mağdur olacağını, Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi gereği tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet kazanan müvekkilinin bu kazanımı korunacağından verilen kararın usule aykırı olduğunu; kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının dava dilekçesinde tapu iptal ve tescil talebinin yanında terditli olarak tazminat talebinde de bulunduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre davacının terditli olarak tapu iptali ve tescil, aksi halde tazminat talebinde bulunması durumunda Mahkemenin dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden tazminata hükmetmesi gerekirken tapu iptal ve tescil yönünde vermiş olduğu kararın usule aykırı olacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.12.2022 tarihli ve 2021/2302 Esas, 2022/1864 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı itibariyle davacı adına yapılan satışta kullanılan vekaletnamenin sahte olduğu sübut bulduğundan, ilk el konumundaki davalı ...’ın taşınmazı edinimi yolsuz tescil niteliğinde olup sicilin illetini teşkil eden işlemlerin sahte olması nedeniyle iyiniyet savunmasının dinlenmeyeceği, son malik olduklarından kendilerine husumet yöneltilen diğer davalılar ... ile ..., gerek ikinci el olan mirasbırakanları ..., gerekse kendilerinin iyiniyetli olduklarını ileri sürmüşler ise de dosyaya yansıyan soruşturma ve davalara göre davacının malvarlığına yönelik yapılan sahtecilik eylemlerinin yoğun olduğu, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 13.05.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın 05.01.1996 tarihindeki değeri 8.786,79 TL olarak belirlendiği halde davalıların mirasbırakanı tarafından taşınmazın 500 milyon liraya satın alındığı, diğer bir söyleyişle değerler arasında aşırı fark bulunduğu, cevap dilekçesinde satış bedeli ve ödenme şekline ilişkin bir açıklamada bulunulmadığı, dinletilen davalı tanıklarının taşınmazın alımıyla ilgili gelişim biçimi hakkında çelişkili, satış bedelinin elden alınıp verildiğine ilişkin olarak hayatın olağan akışına uygun düşmeyen beyanlarına itibar edilemeyeceği, satış bedelinin ödendiğinin usulünce ispat edilemediği, ayrıca taşınmazın davalı ... tarafından edinildiği 11.07.1995 tarihinden kısa süre sonra 05.01.1996 tarihinde diğer davalılar mirasbırakanı ...’e satıldığı, ikinci el mirasbırakan ... ile mirasçılarından olan son kayıt malikleri davalılar ... ile ...’ın TMK'nın 1024. maddesi anlamında ayni hakkın yolsuz olarak tescil edilmiş olduğunu bilmesi gereken üçüncü kişi konumunda olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip müvekkillerinin mirasbırakanı ...'in 1969 tarihinde 25 yaşında iken Hollanda ülkesine giderek 25 yıl gibi uzun yıllar yurtdışında yaşadıktan sonra kanser rahatsızlığı sebebiyle tedavisine başlandığını, yurtdışındaki tedavisinde mirasbırakan ...'e 2 yıl ömrü kaldığının açıklanması üzerine, 1995 yılında mirasbırakanın memleketine dönmeyi, tedavisini Türkiye'de sürdürmeyi amaçladığını ve dava konusu taşınmazı satın aldığını, satın aldığı evin harabe konumunda olması nedeniyle mirasbırakan tarafından onarımlar yapıldığını, sahte vekaletname hususunu mirasbırakanın bilmesinin mümkün olmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, sahtecilik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesi, 1022. maddesinin birinci fıkrası, 1023. maddesi, 1024. maddesinin ikinci fıkrası, 1025. maddesinin ikinci fıkrası.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeler Kanunu'nun 166. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 5231 ada 11 parsel sayılı taşınmazın, Kartal 1. Noterliğinin 13.12.1994 tarih 72072 yevmiye sayılı vekaletnamesi, bunun ve devamında zincirleme olarak birbirlerinin Noter tasdiki işlemleri ile düzenlenen Bornova 3. Noterliğinin 30.06.1995 tarih 26128 yevmiye, İzmir 16. Noterliğinin 05.07.1995 tarih 21186 yevmiye ve son olarak Antalya 7. Noterliğinin 10.07.1995 tarih 17555 yevmiye sayılı vekaletnamesine istinaden vekili olarak görünen dava dışı ... tarafından 11.07.1995 tarihinde 250 milyon lira bedelle davalı ...’a devredildiği, onun da 05.01.1996 tarihinde 500 milyon lira bedelle davalılar ... ile ... mirasbırakanı ... ...’ya satış suretiyle temlik ettiği; taşınmazın 28.09.2000 tarihinde ... mirasçılarına intikal ettirilip aralarındaki taksim ile mirasçılarından davalılar ... ile ... adına 3/6’şar paylı olarak kayıt edildiği; benzer olay ile ilgili Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/856 E. sayılı dosyasında aldırılan Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 28.07.2003 tarihli bilirkişi raporunda, davacı adına düzenlenen Kartal 1. Noterliğinin 13.12.1994 tarih 72072 yevmiye sayılı vekaletnamedeki imzanın davacı eli ürünü olmadığının belirlendiği; davalı ... ile dava dışı ... hakkında yürütülen Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2002/2183 sayılı soruşturması sonunda, şüpheli Halil’in 01.07.2001 tarihinde ölmesi, davalı ... hakkındaki atılı suçun da zamanaşımına uğraması nedenleriyle 28.01.2004 tarihinde takipsizlik kararı verildiği; davanın ilk başta davalı olarak ... ve ... ... mirasçıları ile birlikte Kartal 1.Noteri ..., İzmir 16. Noteri ..., Antalya 7. Noteri ... ve Maliye Hazinesine karşı açıldığı, aşamada 07.01.2020 tarihli celsede; "1- davanın birden fazla hukuki sebebe dayanılarak açılmış olduğu, davalılardan bir kısmına karşı tapu iptali ve tescil, bir kısmına karşı noterlerin hukuki sorumluluğu, hazineye karşı da TMK 1007 dayalı sorumluluk kapsamında husumet yöneltilmiş olduğu, iş bu taleplerden tapu iptali ve tescil talebinin iş bu dosyamızdan ayrılarak mahkemizin ayrı bir esasına kaydına, yargılamanın o dosya üzerinden devamına, 2- mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilen tapu iptali tescil talebine ilişkin davanın iş bu dosyamız yönünden bekletici mesele yapılmasına," şeklinde ara karar kurulduğu, kurulan bu ara kararlar neticesinde eldeki temyize konu davada tefrik edilen tapu iptali ve tescile ilişkin talebin incelendiği ve davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğu, davalılarından Kartal (eski) 1. Noteri ... hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan açılan kamu davası sonunda, zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma kararı verilen Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.11.2002 tarih 2002/404E. - 326K. sayılı kararı ile dava dışı ... hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan açılan ve aynı nedenle ortadan kaldırma kararı verilen Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2009 tarih 2007/176 E. 2009/515 K. (bozmadan önce 2003/221 E.) sayılı kararlarından, davacının kimlik bilgilerinin yer aldığı ancak Pervin’in kendi fotoğrafının bulunduğu kimlik belgesi ile yukarıda sözü edilen Kartal 1. Noterliğinin 13.12.1994 tarih 72072 yevmiye sayılı vekaletnamesini düzenlettiği anlaşılmaktadır.
2. Hemen belirtilmelidir ki; tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller itibariyle davalılar ... ve ...'nun mirasbırakanı olan ... ...'nun çekişme konusu taşınmazı ediniminde kötüniyetli olduğuna dair bir delilin dosyaya sunulamadığı, dinlenen tanıkların beyanlarından dava konusu taşınmazın bedeli karşılığında alındığının, taşınmazın ediniminden sonra çekişmeli taşınmaza çeşitli tadilatlar yaptırıldığının anlaşıldığı, bu nedenle adı geçen davalıların ve murislerinin TMK'nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanması gerektiği gözetildiğinde tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3. Öte yandan; davalılardan ...'ın sahte vekaletname ile taşınmazı edinen ilk el konumunda olduğu, bu nedenle iyiniyet savunmasında bulunamayacağı, ayrıca Mahkemece 07.01.2020 tarihli celsede verilen ara kararla tapu iptali ve tescil talebine ilişkin eldeki temyize konu dava ile bedel ve tazminat taleplerine ilişkin davaların tefrik edildiği, anılan taleplerin diğer dosyada değerlendirileceği açıktır.
4. Belirtmek gerekir ki; davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi ve delillerin birlikte değerlendirilebilmesi için aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan davaların birlikte görülmesi zorunludur. Bu nedenle Mahkemece tapu iptali ve tescil talebi ile bedel ve tazminat taleplerine ilişkin davaların tefrik edilmiş olması isabetli değildir.
5. Hal böyle olunca; öncelikle bedel ve tazminat taleplerine yönelik davanın; aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gözetilerek eldeki tapu iptali ve tescil davası ile tekrar birleştirilmesi, davalılar ... ve ...'nun mirasbırakanı olan ... ...'nun çekişme konusu taşınmazı ediniminde iyiniyetli olduğu gözetilerek tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesi, bedel ve tazminat taleplerine yönelik olarak ise toplanan ve toplanacak delillerin yukarıda açıklanan hususlar ile bir arada değerlendirilmesi suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
6. Kabule göre de; dosya kapsamında alınan 13.05.2014 tarihli inşaat ve mülk bilirkişi raporunda; çekişme konusu taşınmaz üzerindeki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin 1/2'şer paylı olarak davalılar ... ve ... adlarına kayıtlı olduğu belirtilmiş olmakla, dava konusu taşınmaz üzerinde kat irtifakı tesis edilip edilmediği hususu tespit edilmeden ve bağımsız bölümlerin tapu kayıtları getirtilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmesi de doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekillerinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.