"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/39 E., 2022/225 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen davanın reddine ilişkin kararın temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların mirasbırakan dedeleri ..., anneanneleri ... ile bir kısım davacıların annesi Ayşe Ziya'nın iskânlı göçmen olduğunu bu nedenle yasal mevzuat gereği 12.12.1951 tarihli Tahsis ve Temlik Vesikası ile mirasbırakanlara Ankara ili Çankaya ilçesi ... köyünde 315 m2 ev yeri, Çankaya ilçesi ... mevkinde bulunan 204 parsel sayılı taşınmazın 42 dönümü ve Uzundere mevkinde bulunan 55 parsel sayılı taşınmazın 15.860 metrekaresinin (tamamının) verildiğini, bu işlemin Kaymakamlık tarafından 17.12.1951 tarihinde onaylandığını, 315 m2 ev yerinin mirasbırakanlar adına tescil edildiğini, diğer parseller yönünden taşınmazın önce Hazine adına kayıtlı olması gerektiğinden adlarına tescil işlemi yapılmadığını, taşınmazların Hazine adına 05.01.1957 tarihinde hükmen tescil edildiğini, 55 ve 204 parsel sayılı taşınmazların davacılar adına tescili gerektiğini ileri sürerek davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına miras payı oranında tescilini, bunun mümkün olmaması halinde dava konusu taşınmazların rayiç bedeli üzerinden tazminat talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu 55 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına 1956 yılında tescil edildiğini, 1975 yılında Hacettepe Üniversitesine satış suretiyle devredildiğini, 204 parsel sayılı taşınmazın 1957 yılında Hazine adına hükmen tescil edildiğini, taşınmazın sonrasında çok fazla taşınmaza şuyulandırıldığını, her iki taşınmaz üzerinde de Hazine uhdesinde miktar kalmadığını belirterek davanın husumet yokluğundan reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.01.2016 tarihli ve 2014/691 Esas, 2016/19 Karar sayılı kararıyla; davacıların mirasbırakanları Ömer, Zehra ve Ayşe Ziya'nın iskânlı göçmen oldukları, çekişmeli taşınmazların kendilerine tahsis edildiği, ancak taşınmazların davalı Hazine tarafından Hacettepe Üniversitesine satılmış olduğundan mülkiyet hakkının geri dönemeyecek olması nedeniyle bedeline hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile 114.585.466,62 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, miras payı oranında davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31.10.2017 tarihli ve 2016/18169 Esas, 2017/7290 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 15.04.1951 tarihinde yapıldığı, 55 sayılı parsel sayılı taşınmaza 15.04.1951 tarihinde, 204 parsel sayılı taşınmaza 20.05.1951 tarihinde 3. kişi konumunda olan Halil Şentürk tarafından itiraz edilmesi nedeniyle tutanakların davalı hale geldiği, yapılan yargılama sonucunda 55 parsel yönünden hükmen 1956 tarihinde, 204 parsel yönünden ise yine hükmen 1957 yılında Hazine adına tapu kayıtları oluştuğu, her ne kadar dava konusu taşınmazların davacıların mirasbırakanlarına 17.12.1951 tarihinde temlik edildiği ileri sürülmüş ise de temlik tarihi itibariyle taşınmazların Hazinenin uhdesinde bulunmayıp davalı olduğuna ve Hazinenin kayden malik olmadığı taşınmazları temlik etme yetkisi bulunmadığına göre söz konusu temlik işleminin hukuki sonuç doğurmasının mümkün bulunmadığı; öte yandan, davacıların mirasbırakanları tarafından taşınmazlara el de konulmadığı, diğer bir anlatımla, davacı taraf yararına tahsis işleminin yapıldığı andan itibaren herhangi bir ayni hak doğmadığı gibi 63 yıl sonra açılan eldeki davada davacı tarafın ihlal edilmiş bir ayni ya da şahsi hakkı da bulunmadığı gerekçesiyle temyize konu tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar verilmiş; davacılar vekilinin karar düzeltme talebi aynı Dairenin 06.12.2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 05.02.2019 tarihli ve 2018/731 Esas, 2019/37 Karar sayılı kararıyla, bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 07.06.2021 tarihli ve 2019/2922 Esas, 2021/4927 Karar sayılı kararıyla; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine; dava, tapu iptali ve tescil davası olup davanın reddine karar verildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücretine ve davalı Hazine tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılardan alınarak davalı Hazineye ödenmesine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve davalı Hazine tarafından yapılan yargılama giderleri hakkında herhangi bir hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiş; davacılar vekilinin karar düzeltme talebi Dairece 13.12.2021 tarihinde reddedilmiştir.
D.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davanın reddine, davalı Hazine tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılardan alınarak davalı Hazineye ödenmesine ve 1.234.479,67 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; 12.12.1951 tarihli Tahsis ve Temlik Vesikası ile dava konusu taşınmazların mülkiyetinin davacıların mirasbırakanına geçtiği, temlik sırasında taşınmazların Hazine adına tescil edilmiş olmasının gerekmediğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Mülga 2510 sayılı İskân Kanunu'nun 23 üncü ve 43 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda ... (...) köyü çalışma alanında bulunan 55 ve 204 parsel sayılı 15.860,00 ve 130.200,00 meterkare yüzölçümündeki taşınmazlar tarla niteliği ile 15.04.1951 yılında Hazine adına tespit edilmiş, dava dışı Halil Şentürk tarafından yapılan itiraz üzerine Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 55 sayılı parsel 16.08.1956 tarihinde, 204 sayılı parsel ise 05.01.1957 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilmiş ve 55 parsel 19.11.1975 tarihinde dava dışı Hacettepe Üniversitesine kayden satılmış, 204 parselin ise beyanlar hanesine Hacettepe Üniversitesince ve Türkiye Elektrik Kurumu tarafından kamulaştırıldığı şerhi verilmiş ve her iki taşınmaz daha sonra imar nedeniyle çok sayıda parsellere ifraz görmüştür.
Davacılar ... ve arkadaşları, taşınmazların iskânen mirasbırakanlarına verildiğini ileri sürerek 55 parselin tamamının, 204 parselin ise 42.000,00 metrekare miktarındaki bölümünün tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescili; mümkün görülmediği taktirde taşınmazların rayiç bedellerinin tespiti ile tespit edilecek bu bedelden şimdilik 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ve yine miras payları oranında kendilerine ödenmesi istemiyle dava açmışlardır.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.