Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1494 E. 2024/2738 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Şartlı bağışlanan taşınmazların amacına aykırı kullanılması sebebiyle bağıştan dönme davasında, hak düşürücü süreye ilişkin uyuşmazlık ve bağıştan dönme koşullarının oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların davalı belediyeye devredilmesi ve okulun kapatılmasıyla bağış şartının ihlal edildiğinin davacı tarafından tapu kaydı ile öğrenildiği tarihin hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının bu tarihten itibaren bir yıl içinde dava açtığı ve bağış amacına aykırı kullanımın açık olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Şartlı Bağıştan Dönme)

HÜKÜM : Davanın Kabulü-Direnme

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2016 tarih, 2015/26 Esas, 2016/1807 Karar sayılı kararıyla; İkisu köyü ihtiyar heyetinin 12.03.2001 tarihli kararında davacının taşınmazının ikiye ifraz edilerek birinci yarısının gelirinin merkez camisi giderlerinde, ikinci yarısının gelirinin okulun ihtiyaçlarında kullanılması şartıyla bağışlandığını kabul ettikleri, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davacının dava konusu taşınmazları şartlı bağışladığı, resmî senede hatalı olarak şartın yazılmadığı, ancak 12.03.2001 tarihli karar ile köy tüzel kişiliğinin şartı kabul ettiği, tanık beyanlarına göre yıllarca şartın yerine getirildiği, ancak Trabzon ilinin Kanun gereğince büyükşehir olması neticesinde dava konusu taşınmazların davalı belediyeye devredildiği, okulun kapatıldığı ve atıl olarak durduğu, davacının devretme şartının davalı belediyeyi de bağlayacağı, belediyenin üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği, taşınmazların davacının bağış amacına uygun kullanılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 465 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 21.03.2017 tarih, 2017/195 Esas, 2017/193 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların kayıtsız şartsız bağışlandığı yazılı olsa da davacının köy tüzel kişiliğine verdiği dilekçe, köy tüzel kişiliği tarafından alınan karar, 465 ada 5 sayılı parsel üzerine okul inşa edilerek bağışlanması ve tanık beyanlarına göre 465 ada 5 sayılı parselin okul olarak kullanılması, fındık gelirinin okula harcanması, 465 ada 6 sayılı parsel gelirinin yarısının okula yarısının da köy camisine harcanması şartıyla bağışlama yapıldığı, TBK’nın 297 nci maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürenin araştırılması gerektiği, davacının okul olarak kullanımın sona erdiğini ve taşınmazların davalıya devredildiğini öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin iddia ve ispat edilemediği, taşınmazın okul olarak kullanılma ve gelirinin okula harcanma koşulunun artık yerine getirilmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, fındık gelirlerinin köy camisi giderlerinde harcanma koşulunun köy tüzel kişiliğinin kaldırılması ve büyükşehir belediye sınırlarına alınması ile işlevsiz hâle geldiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuş, Dairenin 19.11.2018 tarih, 2017/3391 Esas, 2018/14648 Karar sayılı kararıyla; davacının dava dilekçesinde 1616 parsel (yenileme ile 465 ada 5 parsel) sayılı taşınmaz üzerindeki okulun 1990 yılında yapıldığını, 22 yıl hizmet verdikten sonra kapatıldığını bildirdiği, bu tarihin 2012 yılına tekabül ettiği, dava tarihinin 16.01.2015 olduğu gözetildiğinde, davacının okulun kapatılmasını öğrendiği tarih ile dava tarihi arasında TBK nın 297 nci maddesine göre bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, ayrıca il ve ilçe sınırlarının değiştirilmesinin idari bir tasarruf olup davalının bir kusurunun bulunduğundan söz etme imkanı olmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2020 tarih, 2019/542 Esas, 2020/528 karar sayılı kararı ile; dava dilekçe içeriği gözetildiğinde dava konusu taşınmazın amaca uygun kullanılmayacağının anlaşılma tarihinin davalı adına tescil tarihi olduğu, 6360 sayılı Kanun kapsamında dava konusu taşınmazların tashihen davalı adına tesciline ilişkin karar ve işlemlerden davacı tarafın bilgisi olmadığı, tapu sicilinin aleniliği ilkesi gereğince davacının tescil ile durumu öğrendiği, bu nedenle okulun atıl bırakılma tarihinin bir yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki atıl bırakmanın eğitime son verme amacı dışında binanın yenilenebileceği anlamı da taşıyabileceği, ayrıca Trabzon Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun 30.05.2013 tarihli ve 72 numaralı kararının Yomra Kaymakamlığına 25.03.2014 tarihli ve 2921 sayılı yazı ile bildirildiği ve davacının bu tarihte haberdar olduğu varsayıldığında dâhi dava tarihi itibarı ile hak düşürücü sürenin geçmediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuş, Dairenin 07.10.2021 tarih, 2021/7376 Esas, 2021/5319 Karar sayılı kararıyla direnme kararının incelenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.02.2023 tarih, 2021/1-826 Esas, 2023/22 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın bağıştan rücu sebebini 2012 yılında (1990+22) öğrendiğini ve dava tarihi itibarıyla 6098 sayılı Kanun'un 297/1 inci fıkrasında düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığını kabul etme olanağı bulunmadığı, dava dilekçesi içeriği ve ileri sürülen vakıalar bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde; davacı tarafın, taşınmaz üzerindeki okulun kapatıldığı iddiası yanında dava konusu taşınmazların Yomra Belediye Başkanlığına devri ile bağış şartlarının artık yerine getirilme olanağının kalmadığını ileri sürdüğü, tapu sicilinin aleniyeti ilkesi gereğince ilgili kişi olan davacı ...'nun dava konusu taşınmazların davalı ... adına tescili tarihinde geri alma sebebini öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiği, Trabzon Valiliği İl Mahalli İdareler Müdürlüğü tarafından Yomra Kaymakamlığına yazılan 25.03.2014 tarihli yazının sürenin başlangıcında dikkate alınsa dahi dava tarihi itibarıyla hak düşürücü sürenin geçmediği, Mahkemenin davacı tarafın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açtığı yönündeki direnme kararınun uygun olup Özel Dairece bozma nedenine göre işin esası yönünden bir inceleme yapılmadığından diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Dairenin 04.07.2023 tarih, 2023/2229 Esas, 2023/3925 Karar sayılı kararı ile; il ve ilçe sınırlarının değiştirilmesi idari bir tasarruf olup bunda davalının bir kusurunun bulunduğundan söz etme imkanının bulunmadığı, okulun 22 yıl boyunca hizmet verdikten sonra idari işlem sonucunda kapatıldığı, imar planında dava konusu taşınmazların eğitim tesisi-okul alanı olarak planlandığının belirtildiği, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin 19.12.2023 tarih, 2023/337 Esas, 2023/376 Karar sayılı kararı ile; Trabzon ilinin büyükşehir olması nedeniyle köy tüzel kişiliğine ait taşınmazların ilçe belediyelerine yasa ve devir komisyonu kararı gereği devredildiği, okulun kapatıldığı ve atıl olarak durduğu, davacının bağış amacı gözetildiğinde, amacının okulun atıl olarak kalması ve taşınmazın belediyeye devri olmadığı, köy tüzel kişiliğinin taşınmazın devrinden kısa bir süre sonra devir sırasında eksik kalan bağış şartını kabul ettiği, yasa gereği taşınmazın devredildiği davalı ... yönünden de anılan kararın bağlayıcı olduğu, belediyenin üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği gibi rızai bir devir işlemi olmadığı için iyiniyetli bir kazanımın da söz konusu olmadığı, ileride yapılacak imar planında dava konusu taşınmazların eğitim tesisi- okul alanı olarak planlandığına ilişkin cevabi yazının dosyaya kazandırıldığı tarih gözetildiğinde davanın açıldığı tarih itibariyle böyle bir planın bulunmadığı, davanın açıldığı tarihten bu yana geçen yaklaşık 8 senelik süre içerisinde bu alanda eğitim tesisi- okul inşaası gerçekleşmediği, bağış amacına uygun olmayan ve yargılama sırasında bağış amacına uygun kullanılacağı savunulmayan ve buna ilişkin delilleri de sunulmayan bu durum karşısında taşınmazların artık amacına uygun kullanılmayacağının anlaşıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;

Davacının, dava konusu taşınmazların ilçe belediyesine devredilmesi nedeniyle köy camiinin giderlerinin karşılanmasının mümkün olmadığını, okulun da kapatılarak kullanılmadığını, atıl durumda olduğunu ileri sürdüğü; il ve ilçe sınırlarının değiştirilmesi idari bir tasarruf olup bunda davalının bir kusurunun bulunduğundan söz etme imkanının bulunmadığı, okulun da 22 yıl boyunca hizmet verdikten sonra idari işlem sonucunda kapatıldığı, Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve Yomra İlçe Belediyesi tarafından yapılacak imar planında dava konusu taşınmazların eğitim tesisi-okul alanı olarak planlandığının belirtildiği, tüm dosya kapsamına göre bağıştan dönme koşullarının gerçekleşmediği açıktır.

Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,

03.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.