Logo

1. Hukuk Dairesi2024/153 E. 2025/519 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı tarafından ölümle tehdit edilmesi nedeniyle taşınmazını bedelsiz devrettiği iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının korkutma ve tehdit iddiasını ispatlayamaması, davalının ise taşınmazı bedelli olarak aldığına dair savunması ve bu savunmayı destekleyen tanık beyanları değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1753 E., 2023/1268 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/174 E., 2023/299 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; kayden maliki olduğu dava konusu 9425 ada 7 parsel sayılı taşınmazı, davalının ölümle tehdit etmesi nedeniyle 25.08.2014 tarihinde bedelsiz şekilde davalıya temlik ettiğini, dava dışı oğlu ...’in davalıdan aldığı borcu ödeyemeyince davalının, kendisini ve aile efradını ölümle tehdit ettiğini, 81 yaşında olup okuma yazma bilmediğini, davalının bilahare taşınmazı satmak için eve alıcıları getirmesi üzerine ailesinin durumdan haberdar olduklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının hür iradesiyle tapuda devir yaptığını, dava konusu taşınmazı üzerindeki 88.480,00 TL miktarlı ipotekle yükümlü olarak aldığını, halen ipotek borcunu ödemeye devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; korkutma hukuksal nedenine dayalı davada Türk Borçlar Kanunu’nun 38/1. maddesinde düzenlenen koşulların oluşmadığı, iddianın ispatlanamadığı, ceza dosyasında davalının basit yağma ve tefecilik suçundan cezalandırılmış olmasının eldeki davaya etki etmeyeceği, ceza dosyasının sonucunun beklenilmesine gerek olmadığı belirlenerek davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 25.01.2017 tarihli ve 2017/46 Esas, 2017/62 Karar sayılı kararı ile; hukuk mahkemesinin ceza mahkemesince verilen mahkumiyet kararı ile bağlı olduğu, ceza yargılamasında belirlenen maddi vakıaların hukuk davası bakımından kesin delil teşkil edeceği, kesin delil var iken takdiri delillerle sonuca gidilemeyeceği, davalının, dava konusu taşınmazı gasp etmek suretiyle ele geçirdiği gerekçesiyle Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/279 Esas sayılı dosyası üzerinden cezalandırıldığı, bu ceza dosyasının kesinleşmesi halinde eldeki davaya etki edeceği gözetilerek ceza dosyasının sonucunun beklenilmesi gerekirken takdiri delillerle yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı belirlenerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış; kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince; ceza dosyasında davalının, tehdit suçundan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın itiraz üzerine kesinleştiği, hukuk hakiminin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile bağlı olmayıp ceza dosyası ve eldeki davada toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, dinlenen tanıkların davacının oğlu ile davalı arasında alacak borç ilişkisinin olduğunu ve dava konusu taşınmazın da teminat olarak davalıya devredildiğini belirtikleri, davalının ise savunmasında ve davaya cevaplarında taşınmazı satın aldığını, 250.000,00 TL bedel ile 88.000,00 TL ipotek bedelini ödediğini savunduğu, savunma ile tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu, davacı tanığı ve aynı zamanda davacının oğlu olan ...’in ise tehdit nedeniyle çekişmeli taşınmazın davalıya devredildiğini beyan ettiği, ceza mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere davalının, davacının oğlunun borçlarını tahsil etmek amacıyla davacıyı tehdit ederek çekişmeli taşınmazın devrini sağladığı, davalının ise ödeme savunmasını ispat edemediği, ceza dosyasına sunduğu 22.05.2021 tarihli dilekçede ise devrin teminat amacıyla yapıldığını belirttiği, bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde devrin tehdit sonucu yapıldığının sabit olduğu belirlenerek davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı hissenin iptal ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eldeki davada dinlenilen davacı tanıklarının beyanlarında davacının korkutma ve tehdit nedeniyle çekişmeli taşınmazı davalıya temlik ettiğine ilişkin somut bir bilgiye ulaşılamadığı, davalının eldeki davaya cevaplarında ve ceza yargılamasındaki savunmalarında çekişmeli taşınmazı bedeli mukabilinde ve ipotek borcunu üstlenmek suretiyle aldığını ifade ettiği, ceza dosyasına sunduğu 22.05.2021 tarihli dilekçede ise çekişmeli taşınmazın teminat olarak devredildiğinden bahsettiği, toplanan deliller ve tanık beyanlarıyla korkutma iddiasının ispatlanamadığı, davalının savunmasının çelişkili olmasının korkutma ve tehdit iddiasını ispata yeterli kabul edilemeyeceği, korkutma hukuksal nedenine dayalı eldeki davanın davacı tarafça usulünce ispatlanamadığı, delillerin takdirinde hataya düşülerek ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı belirlenerek davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında kararla davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin, Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda varmış olduğu gerekçe kesin delil olup bu delil ile bağlı olduğunu, bu karardaki tanık beyanlarını yorumlayarak takdiri delil elde edilerek karar verildiğini, Adana 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 20.10.2022 tarihli ve 2020/294 Esas, 2022/339 Karar sayılı kararındaki gerekçenin maddi vakıa yönünden kesin delil teşkil ettiğini, davalının, parayı elden ödediğini iddia ettiğini ve ödeme olgusunun davalı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, müvekkilin ceza Mahkemesinde vermiş olduğu beyanı nazara alındığında davalı tarafın tehdit eylemini gerçekleştirmediğini akrabalık bağı olan tanık beyanları dışında somut delillerle ispat etmesi gerektiğini, dinlenen tanıkların tamamının kesinlikle satışa dair herhangi bir bilgileri bulunmadığını, ... ile davalı arasındaki ticari ilişkiyi bilebilecek kişiler olmadığını, tanık ...'ın davalı adına hukuk mahkemesinde beyanda bulunduğunu ceza mahkemesinin duruşmalarına ise mahkemenin tüm aramalarına rağmen iştirak etmediğini, alacak-borç ilişkisinin müvekkilin dışında üçüncü kişiler arasında gerçekleştiğini, müvekkilinin taşınmazını rızaya dayalı verildiğini kabul etmenin, bu alacak-borç ilişkisinin tarafı yapmanın kabul edilemeyeceğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, korkutma (ikrah) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Adana ili, Seyhan ilçesi, Şakirpaşa Mahallesi 9425 ada 7 parsel sayılı 379 metrekare yüz ölçümüne sahip arsa vasıflı taşınmazın 199/379 payı davacı adına kayıtlı iken, 25.08.2014 tarihli satış işlemiyle davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.