"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/44 E., 2022/192 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, Afyonkarahisar ili, İscehisar ilçesi, ... mevkiinde 106 ada 16 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde, doğusunda ve batısında 16 parsel, kuzeyinde Hazine arazisi, güneyinde ...’ün taşınmazı olan 2.000 m2 lik kısmın hatalı olarak davalı adına tescil edildiğini, taşınmazın kendisinin zilyetliğinde ve mülkiyetinde olduğunu, davalının ayni ve şahsi bir hakkı olmadığını ileri sürerek taşınmazın tespitinin iptali ile maliki olduğu 16 parsel sayılı taşınmaza eklenilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davanın hukuki mesnetten yoksun, haksız, usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının taşınmazın ada ve parsel numarasını belirtmediğini ancak yaptığı tarife göre 106 ada 101 parsel sayılı taşınmaza dava açmış olabileceğinin tespit edildiğini, 106 ada 101 parsel sayılı taşınmazın Afyonkarahisar İl Mera Komisyonunun 2014/2693 Karar sayılı kararıyla 4342 sayılı Mera Kanunun 5 inci maddesinin "b" bendi hükmünde kalan yerlerden olduğuna ve teknik açıdan mera vasfı taşıdığına karar verildiğini, 4342 sayılı yasanın 4 üncü maddesi gereğince de meraların özel mülkiyete geçirilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.03.2016 tarihli ve 2014/132 Esas, 2016/56 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafça sınırları gösterilen dava konusu taşınmazın davacının mirasbırakanı ...'ten davacıya kaldığı, kadastro tespitinden geriye doğru 20 yıldan fazla bir süredir davacı ve mirasbırakanı tarafından malik sıfatı ile zilyetlik edilmek suretiyle kullanıldığı, zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.12.2019 tarihli ve 2016/14989 Esas, 2019/9022 Karar sayılı kararı ile eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu parsele bitişik davacının maliki olduğu taşınmaz bulunduğu, bu parsel üzerinde davacı tarafın babasınca yapılan eski bahçenin olduğu, bu bahçenin kadastoro geçmeden 20-25 sene öncesinde yapıldığı, davacının dava konusu yerin maliki olduğu, maliki olduğu taşınmaz ile dava konusu taşınmazın toprak yapısının birbiri ile örtüştüğü, davacının davalı parselde zilyetliğinin kadastrodan önce eklemeli olarak, davasız ve aralıksız 20 yıldan fazla sürdüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temyiz dilekçesinde özetle, 1981 ve 1986 yıllarına ait hava fotoğraflarının mevcut olmaması nedeniyle daha önceden gönderilen 1991 yılına ait hava fotoğrafı üzerinde inceleme yapıldığını, Afyonkarahisar İl Mera Komisyonunun taşınmazın teknik açıdan mera vasfı taşıdığına karar verdiğini, meraların zilyetlikle kazanılamayacağını, dava konusu taşınmaz üzerinde yapılan keşifte mahalli bilirkişilerin beyanları ve İl Mera Tespit Komisyonu tutanakları incelendiğinde (C) harfi ile gösterilen besihanenin ve samanlığın, taşınmaz üzerinde (D) harfi ile gösterilen kotranın ve (E) harfi ile gösterilen tavuk kümesinin (B) harfi ile gösterilen fırının kadastro işlemleri kesinleştikten sonra yapıldığının belirtildiğini, 1970 yılına ait hava fotoğrafı üzerinde yapılan incelemesinde belirgin bir şekilde tarımsal faaliyetin bulunmadığının, 1991 yılına ait hava fotoğrafında ise 106 ada 16 parsel üzerindeki yapı haricinde diğer yapıların bulunmadığının, (H) ile gösterilen alanın ise %2-4 eğimli olduğu, ana kayaların yüzeye yakın olduğu diğer kısımların ise hayvanların gezinme yerleri ve hayvan gübresi atılan yerlerden olduğunun tespit edildiğini, zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığının kifayetince tahkik edilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü; 16 ncı ve 17 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriğinden; Afyonkarahisar ili, İscehisar ilçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 101 parsel sayılı 95.198,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 08.02.2006 tarihli kadastro tespitinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiği, tespitin 02.05.2006 tarihinde kesinleştiği, 20.03.2019 tarihli Komisyon Tahsis kararı ile 101 parsel sayılı taşınmazın mera olarak tahsis edildiği, askı ilanın 29.03.2019-29.04.2019 tarihleri arasında yapıldığı görülmüştür.
Hemen belirtilmelidir ki, meraların mülkiyeti Hazineye, kullanma hakkı köye ait bulunmaktadır. Mera uyuşmazlıklarında Hazinenin ve Köy Tüzel Kişiliğinin yasal hasım olması zorunludur.
2.Somut olayda, dava konusu taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına rağmen yasal hasım konumunda olan taşınmazın bulunduğu köy tüzel kişiliği davaya dahil edilmediği gibi hükme dayanak 12.04.2022 tarihli jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporunda taşınmazların harflendirme yapılmak suretiyle bölümlere ayrılmasına rağmen genel değerlendirmeler yapıldığı, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin de belirlenmediği görülmüştür.
3.Hal böyle olunca; ilgili köy tüzel kişiliğinin davaya dahil edilmesi ile taraf teşkilinin sağlanılması, açılan davaya karşı diyeceklerinin sorulması, savunma hakkı verilerek ileri sürecekleri delillerin toplanılması ile mevcut jeodezi ve fotogrametri bilirkişisinden rapor alınmak suretiyle dava konusu taşınmazın harfler verilerek ayrılan bölümleri hakkında ayrı ayrı olacak şekilde önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, varsa imar-ihya çalışmalarının tamamlanma tarihinin, zilyetliğin sürdürülüş şeklinin ve süresinin belirlenmesine çalışılması ile ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmesi, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
14.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.