Logo

1. Hukuk Dairesi2024/188 E. 2024/1813 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan ve ihdasen Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde davacının zilyetlikle iktisap iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın mülkiyetine ilişkin tespitler için yeterli araştırma yapılmadığı, özellikle taşınmazın mera vasfında olup olmadığı, imar ve kamulaştırma durumu, kaçak/yitik kişilerden kalıp kalmadığı hususlarında gerekli incelemelerin yapılmadığı ve bozma kararına rağmen eksik araştırma ile hüküm kurulduğu gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/49 E., 2021/607 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... mahallesinde bulunan kuzeyi ..., ...,... ve 1120 parseller, batısı 934 ve 685 parsellerle, güneyi ... arazisiyle çevrili tarla vasıflı iki parça taşınmazı imar ihya edip 30 yılı aşkın zamandan beri malik sıfatıyla ekip biçtiğini, ancak taşınmazların kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını, daha sonra dava konusu taşınmazları da içerisine alan taşınmazın 1237 parsel numarasıyla 14.06.2002 tarihinde ihdasen Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2015 tarihli ve 2013/7 E. 2015/442 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, dava konusu 1237 parsel sayılı taşınmazın 10.03.2015 tarihli fen bilirkişisi ek raporu ve krokisinde (C1) harfiyle gösterilen 2.031,86 m2'lik kısmı ile 03.06.2014 tarihli fen bilirkişi raporu ve krokisinde (D1) harfiyle gösterilen 2.502,55 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, (C2) ve (D2) harfiyle gösterilen bölümler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine vekili ve fer'i müdahil ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 07.12.2017 tarihli ve 2016/10035 E. 2017/8610 K. sayılı kararıyla: “...yapılan araştırma ve inceleme karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliğinin belirlenmesi için Hazine adına idari yoldan tapu kaydının oluştuğu 2002 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılması gerekirken sadece 1982 yılına ait hava fotoğrafı üzerinde inceleme yapılmış, dava konusu taşınmaza komşu mera parseli olmasına rağmen usulüne uygun mera araştırması yapılmamıştır....diğer yandan mahkemece 03.6.2014 tarihli fen bilirkişisi raporunda (D1) ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Kararda atıf yapılan 03.6.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda çekişme konusu taşınmaz bölümü kroki üzerinde gösterilmemiş, taşınmaz bölümünün yüzölçümünün hangi yöntemle hesaplandığı belirtilmemiştir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu 1237 parsel sayılı taşınmazın 17.09.2021 tarihli bilirkişi heyetinin ek raporu ve krokisinde yer alan (1982/C) olarak gösterilen 2.474,16 m2'lik kısmının ve (1982/F) olarak gösterilen 5.702,34 m2'lik kısmının davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; reddedilen kısımlar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, tüm dosya kapsamıyla taşınmazların tamamının imar-ihya edildiğinin belirlendiğini, taşınmazların mera olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili; eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, dava konusu taşınmazın evveliyatının Rum köyü olduğunu, 1923 yılı mübadelesi ile Rumların boşalttığı yerlerin Hazineye ait olduğunu ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabının mümkün olmadığını, bu konuda emsal İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/64 Esas, 2014/284 Karar sayılı ilamı bulunduğunu, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu, mera vasfında olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılıp ihdasen Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1967 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... Mahallesinde bulunan dava konusu taşınmaz bölümlerinin "çalılık" olarak tescil harici bırakıldığı, 14.06.2002 tarihinde dava konusu taşınmaz bölümlerini de kapsayan 1237 parsel sayılı 385.796,35 m2 miktarlı taşınmazın tarla vasfıyla ihdasen Hazine adına tescil edildiği, tapu kaydında 30.04.2004 tarih 3053 yevmiye numaralı Tarım İl Müdürlüğü Mera Komisyonu Başkanlığının 01.10.2003 tarih ve 211 karar sayılı kararı gereğince Mera beyanı bulunduğu, ayrıca 14.09.2009 tarih, 14533 yevmiye numaralı 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 7 nci maddesine göre belirtme beyanı bulunduğu, dava konusu 1237 parsel sayılı taşınmaza ilişkin İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.09.2014 tarihli 2010/64 Esas, 2014/284 Karar sayılı kararı ile zilyetlik iddiasına dayalı olarak açılan davanın, taşınmazın mübadele nedeniyle ayrılan rumlardan kalma olduğu ve kaçak yitik kişilerden kalan taşınmazların zilyetlikle mülk edinilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, kararın Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince onandığı ve karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.

Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamında dava konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, mera vasfında olup olmadığının, mera vasfındaki komşu taşınmaz ile arada ayrıcı unsur bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiğine işaret edildiği halde, Mahkemece taşınmazların mera olup olmadığı araştırılmamış, bilirkişi raporlarında taşınmazın mera vasfında olup olmadığı yönünde herhangi bir değerlendirme yapılmamış, diğer yandan dava konusu taşınmazın etrafında orman parseli bulunmasına rağmen yöntemince orman araştırması da yapılmamış, Daire'nin geri çevirme kararıyla dosyaya getirtilen komşu parsel kayıtları incelenmeksizin sonuca gidilmiştir.

Hal böyle olunca; taşınmazın imar ve kamulaştırma durumu ile mera ve kaçak yitik kişilerden kalan taşınmazlardan olup olmadığı araştırılmalı; Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmelidir.

Bundan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, daha önce dosyada görev almamış 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, orman mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle kime ait olduğu kayıp yahut yitik kişilerden intikal eden yerlerden olup olmadığı, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, özellikle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadıkları, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmedikleri ve edilmiş ise imar-ihyalarının hangi tarihte tamamlandığı, mera vasıflı komşu 933 ve 934 parsel sayılı taşınmazlar ile arasında başkaca doğal ya da yapay ayırıcı unsur niteliğinde sınır bulunup bulunmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalıdır.

Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, kullanım durumunu ve zilyetlik şekli ve süresini kesin olarak belirleyen, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, taşınmazın mera vasfında olup olmadığını değerlendirecek şekilde, ekinde taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu mera parselleri ile müşterek sınırının bulunduğu bölümden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmazın sınırları ve önceki ile şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, kullanıma ara verilip verilmediği, sınırlarda zamanla genişleme olup olmadığı hususlarında rapor alınmalıdır.

Orman mühendisi bilirkişiden, bölgede orman tahdidinin ne zaman yapılıp kesinleştiği, taşınmazın tahdit dışında bırakılıp bırakılmadığı, ormandan açılıp açılmadığı, orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

Fen bilirkişisinden keşfi izlemeye, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli, taşınmazın imar durumunu da gösterir rapor alınarak öncesi itibari ile kayıp yahut yitik kişilerden intikal eden taşınmazların özel mülkiyete konu edilemeyeceği de göz önünde bulundurularak toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine;

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.