"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/113 E., 2023/942 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı özetle; mirasbırakan dedesinden intikal eden 145 ada 11 ve 25, 116 ada 78 ve 96, 145 ada 44, 103 ada 89, 115 ada 52, 55, 59, 67, 70, 73, 79, 124, 129, 154, 343 ve 344 parsel sayılı taşınmazların taksim işlemlerini yapmak için davalı ...’yı vekil tayin ettiğini, vekilin el ve işbirliği içerisinde hareket ederek, diğer davalı ...’e taşınmazları satış göstererek devrettiğini ve zarara uğradığını ileri sürerek davalı adına olan payların iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., taşınmazları satın aldığını, davacı ile anlaştığını, davacının farklı bir yerde olduğu için vekil marifetiyle devrin yapıldığını, satış bedeli için senet düzenlendiğini, bedelin davacıya ödediğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ...; yetkisine istinaden devir yaptığını, davacı ile diğer davalı ...’in kendi aralarında anlaştıklarını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III. YARGILAMA SAFAHATİ VE MAHKEME KARARI
1-Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.03.2018 tarih, 2016/571 Esas, 2018/271 karar sayılı kararıyla; temlikin davacının bilgisi dahilinde olduğu, satış bedelinin davacıya ödendiğinin ispatlandığı, zararlandırmanın gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 19/12/2019 tarih, 2019/90 Esas, 2019/1836 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
3-Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 17.03.2021 tarih, 2020/613 Esas, 2021/1553 Karar sayılı kararıyla; vekilin davacıya ait payları her bir taşınmazdaki davacı payı için 1.000,00’er TL olmak üzere 18 parça için toplam 18.000,00 TL’ye diğer paydaş olan davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, davacı tanıklarının herhangi bir bedel alınmadığını, söylentiler üzerine devrin öğrenildiğini , davalı tanıklarının ise toplamda 15.000,00 TL’ye satışın yapıldığını, bunun 7.500,00 TL’sini nakit, kalan 7.500,00 TL’sinin senet olarak ödendiğini ifade ettikleri, davalı ...'in senet ile ödeme yaptığını, parayı ödedikten sonra senedi geri aldığını savunarak 22.07.2010 tanzim, 20.10.2010 ödeme tarihli, borçlu ... ve alacaklı ... olan 7.500,00 TL bedelli senet sunduğu, ...’ın davacının oğlu olduğu ancak senedin çekişmeli payların satış bedeli olduğunun anlaşılamadığı, davalı tanığının satış bedelinin 15.000,00 TL olduğunu beyan etmesi, akit tablosunda toplam 18.000,00 TL satış bedeli gösterilmesi arasında çelişki bulunduğu doalyısıyla davalı savunmasının temelsiz kaldığı, bilirkişi raporuna göre davacıya ait payların temlik tarihinde toplam 163.000,00 TL olarak saptanmakla davacı tarafın zararlandırıldığı, davalıların el ve işbirliği içerisinde zararlandırma kastı ile hareket ettiklerinin kanıtladığı, davalı tarafın taşınmazların rayiç değeri üzerinden satış bedelini davacıya ödediğini ispat edemediği, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Karara karşı davalı ... vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuş, Yargıtayca verilen karara karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
4- Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ispat külfeti açısından davacı tarafın satış için vekaletname vermediği, bedel ödenmediği, davalıların el ve işbirliği içerisinde zararlandırma kastı ile hareket ettikleri hususunun kanıtladığı, davalı tarafın taşınmazların rayiç değeri üzerinden satış bedelini davacıya ödediğini ispat edemediği, gerekçesiyle davanın kabulüyle taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının ayrı ayrı iptaline; iptal olunan hisselerin miras payları oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı tanıkları ... ve ... hakkında yalan beyanda bulunmaları sebebiyle yalan tanıklık ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek suçlarından suç duyurusunda bulunmaya karar verildiğini, beyanların hükme esas alınamayacağı, tanık beyanlarından ücretin yarısının elden verilmesi ile diğer yarısının ise senet tanzim edilerek davacı tarafça garantiye altına alındığının anlaşıldığı, tapudaki satış bedelinin emlak beyanname değerinin 18.000 TL olması, altında bedel beyan edilememesi olduğu, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, Hüseyin Demirtaşın davacının abisi olduğunu, satış yaptıktan sonra tarımsal destekleme yardımı aldıklarını ifade ettiği, davacı tarafın kötüniyetli olduğunu, taşınmazların değerlenmesi sonrası devir işleminden dönmeye çalışmak için davalar açıldığını, vekaletin kötüye kullanıldığının davacı tarafından ispatlanamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 inci ve 506 ncı, 6100 sayılı HMK'nın 307 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, bozma ilamına, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 8.352,04 TL bakiye harcın temyiz edenden alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
27.05.2024 gününde oy birliği ile karar verildi.