"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/820 E., 2023/1433 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/262 E., 2023/5 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava dilekçesinde; çekişmeli 131 ada 25 parselin irsen intikalen davacı zilyetliğinde olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı vekili; zamanaşımı def-i ileri sürmüş, öte yandan taşınmazın değerinin eksik gösterildiğini belirterek harç ikmali talep etmiş, kesin hüküm itirazında bulunmuş, çekişmeli taşınmazın davalının zilyet ve tasarrufunda olduğunu, davacının taşınmaz üzerinde hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; davacı tarafın mülkiyet iddiasında bulunduğu çekişmeli 131 ada 25 parsel sayılı taşınmaza ilişkin daha öncesinde Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/425 Esas, 2015/527 Karar sayılı dosyasında tapu iptali ve tescile ilişkin dava görüldüğü, söz konusu taşınmazın kök geldi parselinin 101 ada 1 parsel numarasıyla orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı olduğu, kök parsele yönelik Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/425 Esas, 2015/527 Karar sayılı dosyasında görülen davada sonucunda 131 ada 25 parsel sayılı taşınmazın ifrazen kök parselden oluştuğu ve davalı adına tescil edildiği; şu halde eldeki dosya yönünden kesin hüküm teşkil eden kararın dava açılmadan önce kesinleştiği, kaldı ki çekişmeli taşınmazın kök geldi parseli yönünden ilk tesis kadastrosunun yapıldığı tarih itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, ancak yukarıda izah edildiği üzere eldeki uyuşmazlık yönünden kesin hüküm bulunduğundan 6100 sayılı HMK'nın 114/1-i düzenlemesi gereğince açılan davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açtığı; ancak davanın Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açılmış olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu, zira çekişmeli 131 ada 25 parsel sayılı taşınmazın Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/425 Esas, 2015/527 Karar sayılı dava dosyasında verilen kararın kesinleşmesi üzerine tesis edildiği, bu nedenle hak düşürücü sürenin de çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline esas dava dosyasının kesinleştiği tarih itibariyle başladığını, bu tarih göz önüne alındığında davanın süresi içerisinde açıldığının tespit edileceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1. Dava, kadastro sırasında öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Kadastro sonucunda; Ordu ili, Ulubey ilçesi, Ohtamış Mahallesi 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz orman vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, askı ilan süresi içerisinde itiraz olunmaması üzerine tespit 03.01.2009 tarihinde kesinleşmiş, tapu kaydı oluştuktan sonra, çekişmeli taşınmaz hakkında Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/425 Esas ve 2015/527 Karar sayılı dava dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda taşınmazın 7.432.44 metrekare yüz ölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline hükmedilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine davalı adına tescil edilen taşınmaz 131 ada 25 parsel numarasını almıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.