"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/158 E., 2024/126 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/İstinaf Dilekçesinin Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/915 E., 2023/636 K.
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kısmen kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Çankırı ili, Merkez ilçesi, ... köyünde bulunan 192 ada 6 parsel numaralı taşınmaz ve bir kısım komşu parsellerin müvekkiline ait olduğunu, bu taşınmazın bitişiğinde keşfen gösterilecek alanda müvekkilin kullanımında olan ve mirasbırakanları tarafından yapılan yaklaşık 100 yıllık ambarın bulunduğunu, yine keşfen gösterilecek alanda müvekkili tarafından yapılan bir garaj bulunduğunu, bu müştemilatların olduğu alanın sınırlarının yüz yıllardır belli olduğunu ve duvarın da mevcut olduğunu, içerisinde ambar ve garaj bulunan, müvekkilinin kullanımında olan alanın kadastro yenilemeleri sırasında yol olarak tescil gördüğünü, keşfen gösterilecek alanın yaklaşık 60-70 yıldır mirasbırakandan intikalen zilyet ve tasarrufunda, hali hazırda da müvekkili tarafından kullanılan bir yer olduğunu, yenileme çalışmaları sırasında mevcut yapılar ve sınırların göz ardı edildiğini ileri sürerek 192 ada 6 parsel numaralı taşınmazın kuzeyinde keşfen gösterilecek ve tespit edilecek alanın müvekkiline ait taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; kadastro geçtikten sonra 10 yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğunu, bu tür davalarda tesis kadastrosunun geçtiği tarih araştırılarak Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere davanın 2 yıllık makul süre içerisinde açılıp açılmadığının belirlenmesi gerektiğini, davanın makul süre içerisinde açılmaması durumunda ise davacının kadastro tarihinden önceki zilyetliğine itibar edilemeyeceğini ve davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının talebinin hukuken tapu iptal tescil davasının konusu olmayıp uygulama kadastrosuna itiraz davasının konusu olduğunu, davacının Kadastro Müdürlüğünce yapılan yenileme çalışmasının hatalı olduğunu, söz konusu yerin kendi ambarı ve garajıyken yol olarak tescil edildiğini iddia ettiğini, davacının yol olan kısımla ilgili zilyetlik iddialarının dinlenemeyeceğini, yol ile ilgili olarak tapu iptali ve tescil talebinin hukuken geçerli bir talep olmadığını, nitekim yolların kamu malı niteliğinde olup kazandırıcı zamanaşımı ile edinilmesi mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Yukarıpelit köyü tüzel kişiliği temsilcisine dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu alanın davacı adına kayıtlı bulunan Çankırı ili, Merkez ilçesi, ... köyü, 192 ada 6 parsel sayılı taşınmazın yanında bulunan alan olduğu, bu alan üzerinde ambar ve garaj tarzı yapı bulunduğu, mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre 192 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davacıya babasından kalma yer olduğu, bu taşınmazın zilyetlik sebebiyle davacı adına tespit gördüğünü, davaya konu yerin ise bu taşınmazın bitişiğinde bulunan ambar, garaj ve avlu olarak kullanılan yerlerin bulunduğu alan olduğu, ambarın bulunduğu kısım ile ilgili arsanın 1953 yılında beri ambar inşa edilerek kullanılmış olması sebebiyle 20 yıllık zilyetlik şartının sağlandığının kabul edildiği, netice olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesindeki şartların kadastronun geçtiği tarihe kadar davacı yönünden gerçekleştiği gerekçesiyle bu kısım yönünden davanın kabulüne, diğer garaj ve avlu kısmı yönünden ise hava fotoğrafları ile tanık ve mahalli bilirkişi anlatımlarına göre 20 yıllık zilyetlik şartını taşımadığı gerekçesiyle bu kısma ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yapılan keşifte harita mühendisi bilirkişisinin 29.08.2022 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu edilen alan üzerinde bulunan ambarın 1953, 1990, 2008 ve 2013 yılı hava fotoğraflarında mevcut olduğu, bu alanla ilgili kullanımın 1953 yılında başlayıp keşif tarihine kadar devam ettiği, dava konusu alan üzerinde bulunan garaj ve avlu kısmının 1953 ve 1990 yıllarındaki hava fotoğraflarında kalite ve çözünürlüğün düşük olması sebebiyle bu alanın yol mu, yol boşluğu mu yoksa avlu mu olarak kullanılıp kulanılmadığının tespitinin yapılamadığı, 2008 tarihli hava fotoğrafında garajın mevcut olmadığı, ancak garajın olduğu yerin avlu şeklinde duvar ile çevrili olduğu şeklinde bir tespit yapıldığını, mevcut alanın garaj yapımından önce de yıllardır belli sınırlarla kullanımının söz konusu olduğunu, mevcut sınırda yaklaşık 100 yıllık taş duvarın keşfen de tespit edildiğini, keşfen tespit edilen alanın yaklaşık 60-70 yıldır mirasbırakandan intikalen zilyet ve tasarrufu ile hali hazırda da müvekkili tarafından kullanılan bir yer olduğunu, Mahkemece hatalı gerekçe kurularak tanık beyanlarının ve mevcut kullanım sınırlarının yok sayılarak fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; fen bilirkişi raporunda dava konusu yolun 1981 yılında tesis kadastrosunun yapıldığının ve 2013 yılında ise yenileme çalışmalarının yapıldığının belirtildiğini, dolayısıyla davanın 2 yıllık makul süre içerisinde açılmadığını, 29.08.2022 tarihli bilirkişi raporunda ambar kısmında 59 yıldır zilyetliğin kesintisiz devam ettiği ve imar-ihyanın tamamlandığının belirtildiğini, ancak ayrıntılı bir inceleme yapılmadığını, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcının, şeklinin ve süresinin, sürüdürülen zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, alınan raporların yetersiz olup hükme esas alınamayacağını, raporlarda ekonomik amaca dair bir inceleme yapılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, ayrıca yol ile ilgili tapu iptali ve tescil talebinin hukuken geçerli bir talep olmadığını, zira yolların kamu niteliğinde olup kazandırıcı zamanaşımı ile edinilmesi mümkün yerlerden olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 361/1 nci maddesi, 6763 sayılı Kanun ile değişik HMK'nin 341/2 nci maddesi gereğince karar tarihi itibariyle miktar ve değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu, dava dilekçesinde dava değerinin 4.000,00 TL gösterildiği, mahkemece yapılan keşif sonucunda dava edilen, krokisinde 85,74 metrekarelik taşınmaz bölümünün dava tarihindeki değerinin toplam 11.003,44 TL olarak belirlendiği, belirlenen değere karşı taraflarca itirazda bulunulmadığı, dava konusu taşınmazın değerinin 6763 sayılı Kanun ile değişik HMK'nin 341/2 nci maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olarak belirlenen 17.830,00 TL'nin altında kaldığı, davacı ve davalı Hazine tarafından kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu gerekçesiyle davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin istinaf başvuru dilekçelerinin HMK’nin 341/2 nci, 346 ncı ve 352/1 nci maddeleri uyarınca miktar itibariyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ve süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri,
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi.
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 341/2 nci, 346 ncı ve 352/1 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Çankırı ili, Merkez ilçesi, ... köyünde çalışma alanında bulunan fen bilirkişisinin 18.05.2022 havale tarihli raporunda kırmızı renk ile gösterilen, ambar ve arsası 22,87 m², garaj 25,16 m², avlu 37,71 m² olarak belirtilen taşınmaz yol olarak tescil harici bırakılmıştır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Somut olayda, davacı vekiline Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararı 03.03.2024 tarihinde tebliğ edilmiş olup iki haftalık temyiz süresinin son gününün 18.03.2024 olduğu, davacı vekilinin ise 19.03.2024 tarihinde kararı temyiz ettiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince temyiz eden Maliye Hazinesi'nden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.