"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1627 E., 2024/240 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/247 E., 2022/223 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan babası ...’in maliki olduğu 16 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 4 nolu bağımsız bölümleri davalı oğlu ...’e satış suretiyle devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; murisin sağlığında bir kısım taşınmazlarını mirasçıları arasında paylaştırdığını, ölümünden sonra da tüm mirasçıların bir araya gelerek miras taksimi yaptıklarını, dava konusu taşınmazların muris tarafından kendisine devri nedeniyle, mirasçılar arasında yapılan taksimde diğer mirasçılara göre daha az taşınmaz aldığını, bu taksime davacının da muvafakatı olup miras payını tam olarak aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.11.2020 tarihli 2019/108 Esas, 2020/314 Karar sayılı kararı ile; murisin geride çok sayıda taşınmazının kaldığı, murisin aynı akitle dava dışı kızları ... ve ... ile davacının oğlu ...’a da taşınmaz devrettiği, murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında taksim yapıldığı ve bu taksimde murisin daha önce yaptığı temliklerin dikkate alındığı, murisin mal kaçırma kastı ile hareket etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; dosya arasında muris ...'e ilişkin mirasçılık belgesi bulunmadığı, ayrıca murisin sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapıp yapmadığının belirlenmesi için miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak paylaştırma kastının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.06.2022 tarihli 2021/247 Esas, 2022/223 Karar sayılı kararı ile; murisin kalan taşınmazlarının tüm mirasçılar arasında paylaşıldığı, yapılan paylaşımda her bir mirasçıya düşen taşınmazların değerlerinin birbirine yakın olduğu, murisin mal kaçırma amacı ile hareket etmediği, sağlığında iken mal varlığını çocukları ve torunları arasında paylaştırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; muris ...'in sağlığında bir kısım mallarını mirasçılarına paylaştırma amacıyla devirler yaptığı, dava konusu taşınmazları da bu paylaştırma iradesi doğrultusunda davalıya devrettiği, kaldı ki, mal kaçırma kastı ve muvazaa iddialarını ispatlayacak bir delilin de dosya kapsamında mevcut olmadığı, gerekçeli kararda .... ada 2 parsel 10, 12 ve 13 nolu bağımsız bölümler ile .... ada 1 parsel 9 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin davalı ...'e ait olduğunun yazılmadığı, sehven davacıya bırakıldığının yazıldığı, bunun yanında bazı hususların da hatalı yazıldığını, ne var ki bu hususların düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, ancak dava konusu taşınmazların toplam değeri olan 3.750.000,00 TL'nin davacının muris ...in veraset ilamındaki hissesi olan 3/16 hisse üzerinden dava değerinin 703.125,00 TL olarak belirlenmesine rağmen, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalı lehine 703.125,00 TL üzerinden vekalet ücreti takdiri gerekirken 40.487,50 TL vekalet ücreti takdirinin doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 2019/108 Esas, 2020/314 Karar sayılı 06.11.2020 tarihli kararda davalı taraf lehine 63.925,00 TL vekalet ücreti takdir edildiğinden ve davacı tarafça vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunda bulunulmadığından, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle davalı lehine 63.925,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak vekalet ücreti yönünden düzeltilmiş şekliyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, muris tarafından temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını, murisin davalıya devrettiği taşınmazların değerinin diğer mirasçılarına verilen taşınmazlara göre çok daha kıymetli olduğunu, yapılan paylaşımın adil olmadığını, davalıya verilen taşınmazların bulunduğu 16 parsel sayılı taşınmazın diğerlerine göre çok kıymetli bir taşınmaz olduğunu, davacının bu taşınmaz üzerindeki binadan hiçbir bağımsız bölüm almadığını, murisin sağlığında çocuklarına taşınmaz verse de taşınmazların çoğunun murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında pay edildiğini, davalıya verilen taşınmazlar ile davacıya verilen taşınmazlar arasında fahiş fark bulunduğunu, kaldı ki davacının edindiği taşınmazların tamamının murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu davacıya kaldığını, murisin en kıymetli taşınmazlarını sağlığında tek oğlu olan davalıya verdiğini, eksik inceleme ile hüküm verildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 21.12.1938 doğumlu muris ...'in 20.12.2013 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızı Yaşar ile davalı oğlu ..., dava dışı çocukları ... ve ... ile eşi...'nin kaldığı, ...'nin de 27.07.2015 tarihinde öldüğü, 31.07.2007 tarih 16.... yevmiye nolu akitle murisin, maliki olduğu dava konusu 16 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetlerini davalı oğlu ...'ye, aynı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini kızı ...'ye, 5 nolu bağımsız bölümün intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini kızı ...'ye, 3 nolu bağımsız bölümün intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davacıdan olma torunu ...'a satış suretiyle devrettiği, murisin geride çok sayıda taşınmazının kaldığı, kalan taşınmazların 07.05.2014 tarihinde mirasçılar arasında taksim edildiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.