"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2434 E., 2024/... K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Asıl Ve Birleştirilen Dava Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/470 E., 2019/422 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali-tescil ve alacak davasında verilen direnme kararı hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Hukuk Genel Kurulunca, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı asıl davada; davalı ile evlenmeyi sağlamak amacıyla maliki olduğu 2109 ada 6 parseldeki 4 bağımsız bölümü satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, ancak devirden sonra davalının evlenmekten vazgeçip kendisini terk ettiğini, taşınmazın hile ile elinden alındığını, bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiş; birleştirilen davada ise, asıl davadaki aynı iddialarını tekrarlayarak, adına tescilli 06 GC ... plaka sayılı aracını bedelsiz olarak davalıya devrettiğini, davalı tarafından hileye düşürüldüğünü, davalının daha sonra aracı 3. kişiye sattığını ileri sürerek şimdilik 58.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı, devirlerin davacının iradesine uygun olarak gerçekleştirildiğini, hilenin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.06.2019 tarihli ve 2017/470 Esas, 2019/422 Karar sayılı kararı ile; tanık beyanları, taraflar arasındaki cep telefonu mesajlarının içerikleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalıyla evleneceği inancıyla asıl ve birleştirilen davaya konu devirleri gerçekleştirdiği, ancak devirlerden çok kısa bir zaman sonra davalının davacıdan ayrıldığı, hile ile davacının temlikleri yapmasının sağlandığı, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli ve 2019/804 Esas, 2019/803 Karar sayılı kararı ile; davacının davalıyla birlikte yaşamak ve yakın zamanda evlenmek amacıyla iradi ve hediye olarak devirleri yaptığı, hilenin söz konusu olmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulünün isabetsiz olduğu gerekçesiyle hüküm ortadan kaldırılarak asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 03.06.2021 tarihli ve 2019/4679 Esas 2021/3052 Karar sayılı kararı ile; "...Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...’nin asıl davada dava konusu 2109 ada 6 parseldeki 4 no’lu bağımsız bölümün tamamını ve birleştirilen davada dava konusu olan 06 GC ... plaka sayılı aracını 22.05.2017 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır...Somut olayda, dinlenen tanık beyanlarından ve tüm dosya içeriğinden, tarafların birlikte yaşadıkları, davacının evleneceği inancıyla maliki olduğu taşınmazı ve aracını davalıya devrettikten yaklaşık 1 ay sonra davalının kusuruyla ortak yaşama son verildiği ve davalının davacıdan ayrıldığı, bu suretle evlilik vaadi ile davacının iradesinin fesada uğratıldığı, hile iddiasının kanıtladığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2021 tarihli ve 2021/1074 Esas 2021/1365 Karar sayılı kararı ile; davacının davalıyla fiili birlikteliği sürdürebilmek amacıyla iradi olarak hediye şeklinde dava konusu devirleri gerçekleştirdiği gerekçesiyle önceki kararda direnilerek asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
C. Hukuk Genel Kuruluna Gönderme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 15.03.2022 tarihli ve 2021/10179 Esas 2022/2110 Karar sayılı kararıyla; direnme kararının incelenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.11.2023 tarihli ve 2022/1-720 Esas 2023/1137 Karar sayılı kararıyla; "...somut olay değerlendirildiğinde; asıl ve birleşen davada davacı, davalı ile görüşmeye başladıklarını, 2016 yılında evlenme konusunda anlaştıklarını, davalının talebi üzerine kendi adına kayıtlı ev ve arabayı satış göstermek suretiyle davalıya devrettiğini, söz konusu devirleri davalının evlenme vaadine dayalı olarak yaptığını, ancak devirlerden sonra davalının kendisinden ayrıldığını davalının hileli davranışları sonucunda devirlerin yapıldığını iddia etmiş, davalı ise 2016 yılı Mart ayında davacı ile birlikte yaşamaya karar verdiklerini, eşine karşı açtığı boşanma davası devam ederken davacı ile birlikte yaşamaya başladıklarını, nüfusta hâlen evli olduğu dönemde gerçekleşen birliktelik nedeniyle davacının hukuka ve ahlâka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla bu devirleri yaptığını, ancak davacının olumsuz davranışları nedeniyle birlikteliğin son bulduğunu, hileli davranışının olmadığı savunmuştur. Dosya içerisinde yer alan nüfus kayıtlarının incelenmesinde, davacının 26.03.2013 tarihinde davalının ise 14.02.2017 tarihinde eski eşinden boşandığı, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre tarafların davalının eski eşinden boşanma aşamasında görüşmeye başladıkları, sonrasında bir süre davalının kızının evinde birlikte yaşadıkları, davacının adına kayıtlı taşınmazı ve aracı satış göstermek suretiyle 22.05.2017 tarihinde davalıya devrettiği, ancak sonradan tarafların birlikteliklerinin son bulduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı tarafından davalıya davaya konu taşınmaz ve araç devirleri yapılırken tapudaki resmî senet ve noter senedinde devirler satış olarak gösterilmiş ise de bu devirlerin bedelsiz olarak yapıldığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dinlenen tanıklardan özellikle davalının kızı olan ... beyanında, davacının annesi ile evlenmek istediğini, davacının taşınmaz ve aracı devretmeden önce evlenme iradesini ortaya koyan davranışlarının olduğunu belirttiği, davalının 14.02.2017 tarihinde boşandığı, söz konusu devirlerin ise davalının eski eşi ile evliliği sona erdikten sonra 22.05.2017 tarihinde yapıldığı, bu nedenle söz konusu devirlerin hukuka ve ahlâka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla yapıldığının kabul edilemeyeceği, davacının yakın gelecekte kendisi ile evleneceği düşüncesiyle davalıya dava konusu bağımsız bölümü ve aracı devrettiği, davalının söz konusu devirlerden çok kısa süre yaklaşık bir ay kadar sonra davacı ile olan birlikteliğini sonlandırdığı, davalının bu şekilde evlenme vaadiyle davacının iradesini hile ile fesada uğrattığı anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, söz konusu devirlerin davacı tarafından davalıya hediye olarak gerçekleştirildiği gerekçesiyle verilen direnme kararı yerinde değildir... Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır..." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
E. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamı doğrultusunda, hile iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tanıklarının usulünce dinlenmediğini, davalının davacıya hiç bir zaman evleneceklerini beyan etmediğini, bu hususta davacının hileye düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacının birlikte yaşamak amacıyla kendi isteği ve arzusuyla taşınmazını ve aracını devrettiğini, devirlerden sonra ilişkileri devam ederken davacının kıskançlığı ve davranışları sebebiyle birlikteliklerinin son bulduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava aynı hukuki nedene dayalı alacak isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 36 ncı ve 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararın Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Asıl dava yönünden 5.410,15 TL bakiye onama harcının, birleştirilen dava yönünden 4.098,60 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
21.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.