Logo

1. Hukuk Dairesi2024/239 E. 2025/478 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalıya teminat olarak devredilen taşınmazın, borcun ödenmesine rağmen iade edilmemesi ve muvazaalı olarak üçüncü kişiye devredilmesi nedeniyle tapu kaydının iptali ve adına tescili istenmesi üzerine çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazın teminat olarak devredildiğini ispatlayamaması ve resmi satış senedinde teminat kaydına ilişkin herhangi bir ibare bulunmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/978 E., 2023/1274 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/1 E., 2023/10 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; dava dışı oğlu ...’nın ...’ya borcu bulunduğunu, bu kişinin oğlundan teminat istediğini, bu nedenle 842 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 504/6720 payını, ...’in talebi üzerine davalı ...’ye teminat olarak devrettiğini, oğlunun borcunu ödediğini, buna rağmen davalı ...’in taşınmazdaki temlik aldığı payı iade etmediği gibi muvazaalı olarak kızı olan diğer davalı ...’a devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar davaya cevap vermemişler, yargılama sırasında; davalı ...’in ...’dan 30.000,00 TL ve 270.000,00 TL alacağı bulunduğunu, ...’in dava konusu taşınmazı satılığa çıkardığını, ...’in alıp almayacağını sorduğunu, ...’in kendisine olan borcunu düştükten sonra ...’in davacıya elden 240.000,00 TL ödediğini, taşınmazın teminat amacıyla devredilmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.01.2023 tarihli, 2022/1 Esas, 2023/10 Karar sayılı kararı ile; davacının oğlu ... ile davalı ... arasındaki iş ilişkisinin dava konusu taşınmazın satışından önce başladığı ve sonrasında da devam ettiği, her ne kadar davacı yanca işlemin teminat amacıyla yapıldığı ve borç ödendiğinde geri verileceği iddia edilmiş ise de işlemin resmiyette satış olarak yapıldığı, teminat kaydıyla satış olduğuna dair ibarenin resmi senette yer almadığı gibi ...'nın davalıya olan borcunu ödediğine dair soyut tanık beyanları dışında başkaca bir belge ibraz edilmediği, 05.02.1947 gün 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere inanlı temlikin ancak yazılı bir delille ispat edilebileceği, buna göre tanık beyanlarının bu hususu ispata elverişli olmadığı, davacı yanın en azından yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge ibraz etmesi gerektiği, ispat külfeti kendisinde olan davacı tarafın mektup, banka dekontu, yazışma gibi bir belge de sunamadığı, delil olarak dayanılan belediye tahsilat makbuzlarının bu anlamda yazılı delil başlangıcı sayılamayacağı, davacı taraf yemin deliline dayanmış ise de verilen kesin süreye rağmen yemin metnini ibraz etmediğinden yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25.10.2023 tarihli, 2023/978 Esas, 2023/1274 Karar sayılı kararıyla; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, davada ispat yükünün davacı tarafta olup davacı tarafın iddialarını yazılı belge, görgüye dayalı tanık anlatımı ya da başkaca bir delille ispat etmiş olmadığı, davacı tarafça yemin deliline dayanılmış ise de davacının bu hakkını ihtara rağmen süresi içinde kullanmadığından bu delilin de değerlendirilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece dinlenilen tanık beyanlarının ve davacı tarafından ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan ödeme dekontlarının dikkat alınmadığını, dava dışı oğlu ...’in ...’ya olan borcu nedeniyle bu kişinin kendisinden teminat istediğini, ancak kendisinin Diyarbakır ilinde yaşaması nedeniyle taşınmazın ortak tanıdıklarına devredilmesini istediğini, bu nedenle de taşınmazın davalı ...’ye teminat amacıyla devredildiğini, ancak davacının oğlunun borç sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının teminat amacıyla kendisine devredilmiş olan taşınmazı iade etmediğini, üstelik davalının hileli beyanları ile davacıyı taşınmazın devrine ikna ettikten sonra taşınmazı davalı kızına satış suretiyle devrettiğini, devrin davacının iradesinin sakatlanması ile gerçekleştiğini, bu nedenle davalılar adına oluşan tescilin de yolsuz tescil niteliğinde olduğunu, dinlenilen tüm tanıkların davacının iddiasını doğruladığını, taşınmazın inanç sözleşmesi kapsamında devredildiğine ilişkin yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgelerin bulunduğunu, devir tarihinden sonra üç yıl süre ile davaya konu taşınmazın harç ve vergi ödemelerinin davacı tarafından yapıldığını, dava konusu taşınmazdaki tüm aboneliklerin davacı adına olduğunu, dava konusu taşınmazın halen davacı tarafından kullanıldığını, tüm bu hususların davacının iddiasını doğruladığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 842 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 504/6720 payının tamamını 22.11.2019 tarihinde satış suretiyle davalı ...’ye devrettiği, ...’in de temlik aldığı payı 05.08.2021 tarihinde kızı olan davalı ...’a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.