"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1989 E., 2024/211 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gündoğmuş Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/10 E., 2022/46 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 30.04.2010 tarihli Gündoğmuş Kadastro Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde; Antalya ili, Gündoğmuş ilçesi, Eskibağ Mahallesi, 173 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların kendi mülkiyetinde olduğunu, söz konusu iki taşınmaz arasında yol olmadığı halde daha önce kadastro paftasında "çıkmaz yol" olarak gösterilen yerin yapılan kadastro çalışmalarında paftaya uygun şekilde "çıkmaz yol" olarak tespit edildiğini ileri sürerek söz konusu tespitin iptali ve yol olarak ayrılan kısmın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen 2014/50 Esas sayılı davada davacı; Antalya ili, Gündoğmuş ilçesi, Gölçük mevkii 173 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu maliki olduğunu, taşınmazının güney sınırında Hazine adına tapuda kayıtlı 173 ada 22 parsel sayılı taşınmazın doğal sınırları ve aralarında yol bulunmasına rağmen tespit sırasında kendi sınırının içine 200 metrekare miktarında giriş yaparak ölçüm yaptıklarını, tapu kaydını aldıklarını yeni öğrendiğini, içinde sağlık ocağının bulunduğu 22 parsel sayılı taşınmaz ile kendi sınırı arasında 20 yıldan önce yapılmış beton duvar sınırı olduğunu, bu duvarın dibinde de tarihi sulama arkı bulunduğunu, su arkından kenarına patika yol olduğunu, bu patika yolun taşınmazından genişletilerek 4 - 5 metre yolu da kendi taşınmazının içinden kendisinin açtırdığını, dava konusu yolun tarlası içinden geçtiği gibi 200 metrekare miktarındaki yerinin de kendisinin olmasına rağmen yokluğunda Hazinenin arazisine dahil edildiğini ileri sürerek 173 ada 22 parsele eklenen 200 metrekare miktarındaki taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek 173 ada 1 parsel sayılı taşınmazına dahil edilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın Hazineye ait olduğunu, Hazine arazisi içerisinde bulunan sağlık ocağı ve bahçesinin 1992 yılında yapıldığını, eski tapusunun muhtarlık tarafınca bilindiği belirtilen tarihten itibaren günümüze kadar da sağlık ocağı olarak faaliyet gösterdiğini, yaklaşık 2-3 sene faaliyetlerinin aylık olarak devam ettiğini, iki senedir boş olması nedeniyle dava konusu yerin davacı tarafından işgal edilerek yaklaşık bir senedir kullanıldığının tespit edildiğini, sağlık ocaklarının yerinin ve bahçelerinin özel mülkiyete tabi olamayacak yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; husumet ve zamanaşımı itirazları olduğunu, 10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasa'nın 17. maddesi hükmüyle, imar-ihya yoluyla taşınmaz edinme olanağı sağlanmış ise de aynı maddenin 2. fıkrası gereğince imar planına dahil olan alanlarda imar-ihya suretiyle mülkiyet kazanımının söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede dava konusu yerin kadimden beri Hazine arazisi ve ağaçlık alan olduğu belirlenerek davacının davasının reddi ile dava konusu Antalya ili, Gündoğmuş ilçesi Eskibağ Mahallesi, Gölcük mevki 173 ada 22 parselin tapu kaydının iptali talebinin reddi ile önceki gibi Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
Birleştirilen dava yönünden yapılan değerlendirmede; dava konusu Gündoğmuş ilçesi, Eskibağ Mahallesi, Gölcük mevki 173 ada 1 parsel ve 173 ada 2 parsel arasındaki yolun ek bilirkişi raporunda civarındaki tarım arazileriyle bütünlük sağlayıp yol olmadığını, dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanık ifadeleri ışığında kadim nitelikte bir yol olmadığı belirlenerek davacı ...'in davasının kabulü ile Antalya ili, Gündoğmuş ilçesi, Eskibağ Mahallesi 173 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan, fen bilirkişisi Halil Cihangir Kıvrak'ın 27.04.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda ve fen bilirkişisi Yusuf Tuncel'in 17.02.2020 hakim havale tarihli ek bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 70,61 metrekarelik kısmının, 551,43 metrekare yüz ölçümündeki yine davacı adına olan 173 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile birleştirilerek yeni oluşan parselin 622,04 metrekare yüz ölçümü ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Hazinenin 173 ada 1 ve 2 parsellerin arasında kalan ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen tescil harici bölüme yönelik istinaf nedenlerinin incelenmesinde bu bölüme yönelen davanın Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili niteliğinde olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen ek 6. maddesi kapsamında olmadığından istinaf ve temyiz kanun yolu açısından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi uyarınca miktar ve değer yönünden değerlendirme yapılmasının gerektiğini, dava konusu (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün değerinin keşifte 423,66 TL olarak belirlendiğini hüküm tarihi itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesinde belirlenen istinaf başvuru miktarı (8.000,00 TL)'den az olduğundan istinaf istemi incelenemeyeceğini belirlenerek davalı Hazine vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 173 ada 22 parsele ilişkin istinaf nedenlerini yönünden değerlendirmede ise; davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıya ait taşınmazlar arasında bulunan kısmın yol olarak tespiti ve ilgili mevzuat gereğince paftasında gösterilmek sureti ile tescil harici bırakılmasının bir tespit ve kadastro işlemi olduğunu, asıl dava ve birleştirilen davalarda yer alan talepleri aynı kadastro çalışmaları sırasında yapılan tespitlere itiraz niteliğinde olduğunu, davacının iddiasının kadastro öncesi sebeplere dayandığı ve 3402 sayılı Kanunu'nun ek 6. maddesi kapsamında olduğunu dava tescil davası olarak kabul edilse dahi bu bölümle ilgili olarak Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının davacı açısından oluşmadığını belirterek ve re'sen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçelesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.