Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2491 E. 2024/4486 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Gaip olan taşınmaz maliklerinin hisselerine düşen satış bedellerinin Hazine'ye veya vakfa ödenip ödenmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, taşınmazın aslı vakıf olup kayıt maliklerinin gaip olduğunun tespit edildiği ve davalı kayyım lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek temyiz istemlerinin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/5 E., 2022/74 K.

HÜKÜM : Asıl Dava Ret, Birleştirilen Dava Kabul

Taraflar arasında birleştirilerek görülen gaiplik ve bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar asıl davada davacı Hazine, birleştirilen davada davacı ... İdaresi vekili ve birleştirilen davada davalı kayyım vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacı Hazine vekili; 798 ada 38, 40 ve 41 parsel sayılı taşınmazların maliklerinden ..., ..., ... ve ...’ın gaip olmaları nedeniyle İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiğini, taşınmazların 10 yıllık kayyımla idaresi süresinin sona erdiğini, bu sırada taşınmazların ortaklığın giderilmesi suretiyle satıldıklarını, gaip hisselerine düşen satış bedellerinin kayyım hesabına aktarılması istenilmesine rağmen cevap alınamadığını ileri sürerek anılan paydaşların gaipliğine karar verilmesi ve gaiplerin paylarına düşen satış bedellerinin birikmiş nema ve faizleriyle birlikte Hazine hesabına aktarılmasını istemiş, 12.03.2009 tarihli dilekçe ile ... dışındaki malikler yönünden kayyım tayini kararı kaldırıldığından ...’nin gaipliğine, adına kayıtlı 8/32 paya isabet eden bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Birleştirilen davada davacı ... İdaresi vekili; 798 ada 16 parsel sayılı Evkafa Mülhak Benlizade Ahmet Raşit Efendi Vakfından icareli taşınmazın mutasarrıflarından 8/32 pay sahibi ...’nin gaip kişilerden olması sebebiyle İstanbul defterdarının kayyım tayin edildiğini, taşınmazın ifrazen 798 ada 38, 40 ve 41 parsele gittiği, 38 parsel sayılı taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satıldığını ileri sürerek gaiplik kararı verilmesi, taşınmazın vakfa intikal ettiğinin tespiti ile satış bedelinin işlemiş faizi ve nemalarıyla ile birlikte vakfa ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı kayyım, iddiaların ispat edilmesi gerektiğini bildirmiştir.

III. MAHKEMENİN KARARI

İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.06.2015 tarihli ve 2009/34 E., 2015/233 K. sayılı kararı ile; kayıt maliklerinden ...’nin gaip olup taşınmazların aslının vakıf olduğu, diğer kayıt malikleri hakkındaki kayımlık kararlarının kaldırıldığı ve satış bedellerinin alınmış olması gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı Hazine vekili ile davalı kayyım vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

Dairenin 07.02.2019 tarihli 2016/2608 E., 2019/807 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların kadastro tespitine esas tüm dayanak belgelerin okunaklı suretlerinin merciinden temini, kayıt maliki ...’nin kimliğinin tespitine yarar başkaca belge bulunup bulunmadığının Tapu Müdürlüğünden sorulması, getirtilecek ve dosyada mevcut bilgilerden yararlanılmak suretiyle kayıt maliklerinden ...’nin mirasçısız ölüp ölmediği, gaip kişilerden olup olmadığının Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden ve zabıta marifetiyle yapılacak araştırma ile açıklığa kavuşturularak 5737 sayılı Kanun'un 17 nci maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, Hazine vekili ve Vakıflar İdaresi vekilinin karar düzeltme isteği ise reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.02.2022 tarihli ve 2020/5 E., 2022/74 K. sayılı kararı ile; taşınmazın aslı vakıf olup kayıt maliklerinin gaip olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı Hazine, birleştirilen davada davacı ... İdaresi ve birleştirilen davada davalı kayyım vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı ... Genel Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde; asli müdahale yoluyla hem kayyım hem Hazine aleyhine dava açtığını, Hazine aleyhine vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirterek kararın düzeltilerek onanmasını istemiştir.

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; eksik araştırma yapıldığını, vakfın türünün araştırılmadığını, mahluliyet kararı olmadığını, taşınmazın vakfın amavının zayi olup olmadığının araştırılmadığını, yasal hasım olup aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmemesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı Kayyım vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, eksik araştırmaya dayandığını, kayyım yönünden karar ve ilam harcına hükmedildiği, kanuni hasım olması sebebiyle doğabilecek mahkeme masrafı, harç ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, 4721 sayılı Kanun'un 588 inci maddesine göre açılmış gaiplik ve tazminat; birleştirilen dava ise 5737 sayılı Yasa'nın 17 nci maddesine dayalı gaiplik, tespit ve tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

5737 sayılı Yasa'nın 17 nci maddesi; 4721 sayılı Yasa'nın 588 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Üsküdar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1996/963 Esas, 1998/936 Karar sayılı kararı ile çekişme konusu 798 ada 38, 40 ve 41 parsel sayılı, tarla nitelikli taşınmaz maliklerinden ..., ..., ..., ... ve ...’a İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiği, kayıt maliklerinden ..., ..., ... ve ... hakkındaki kayyımlık kararının mahkeme kararı ile kaldırıldığı, taşınmazların geldisi olan 798 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 1952 tarihli kadastro tespit tutanağında Ahmet Reşit Paşa Vakfından icareli olduğu, dava konusu 798 ada 38 parsel sayılı taşınmazın Üsküdar 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/927 E., 2003/319 K. sayılı kararı ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, kayıt maliki ... adına 42.810,31 TL bedelin kayyım hesabına aktarıldığı, yargılama sırasında Vakıfbank 12.11.2014 tarihli yazısı ile gaip ... adına açılan 00158 018000 992 187 hesap bakiyesinin 72.306,09 TL olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, özellikle mahkeme kararıyla kayyım olarak atanan ve gaip kişi adına yaptığı iş ve işlemler nedeniyle 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan defterdarın Hazineyi temsil etmediği, aksine kayyımlık görevi gereği gaip kişinin anılan taşınmazdaki hak ve menfaatlerini korumakta olup taşıdığı kayyımlık sıfatı ile 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muaf olmadığı gibi, aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilebileceği, ancak Dairece bozulan kararda birleştirilen davada harç ve yargılama giderlerinin davalı kayyımdan alınmasına rağmen aleyhine vekalet ücreti takdir edilmediği, belirtilen hususun birleştirilen davada davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz konusu yapılmadığı, dolayısıyla bu yönde davalı kayyım lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetildiğinde, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Asıl davada davacı Hazine vekilinin, birleştirilen davada davacı ... İdaresi vekili ve birleştirilen davada davalı Kayyım vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Aşağıda yazılı 452,04 TL fazla yatırılan harcın istek halinde temyiz eden birleştirilen davada davacı ... İdaresine iadesine,

Aşağıda yazılı 2.638,59 TL bakiye onama harcının diğer temyiz eden birleştirilen davada davalı Kayyımdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Birleştirilen Davada Davacı Birleştirilen Davada Davalı Kayyım yönünden;

Vakıflar İdaresi yönünden;