"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1338 E., 2024/333 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/156 E., 2023/338 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi ... köyü sınırları içerisinde bulunan ve mera olarak tespit ve tescil edilen 1390 parsel sayılı taşınmaz içerisindeki 8000 m² yüz ölçümündeki alanın müvekkiline babasından intikal ettiğini, bu taşınmazın uzun zamandan beri davacı tarafından bizzat ekilip biçildiğini ve kadimden beri tarım arazisi olarak kullanıldığını, ilgili taşınmaz üzerinde köylüler tarafından hayvan otlatılmadığını ve mera vasfının bulunmadığını, kadastro tespitinin bu bağlamda yanlış yapıldığını, sınır komşusu olan 454 parsel numaralı taşınmazın da tarla vasfında olup davacıya ait olduğunu, müvekkilinin kendi taşınmazı da dahil tüm bu alanı nizasız ve fasılasız olarak uzun zamandan beridir kullandığını, dava konusu taşınmazın toprak yapısının meraya uygun olmadığını, müvekkilinin masraf ve emek sarfederek taşınmazı imar ve ihya ettiğini belirterek müvekkili aleyhine gerçekleşen tespitin iptal edilerek söz konusu alanın davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde özetle; sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait malların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, bu çeşit malların alınıp satılamayacağını, zamanaşımı ile kazanılamayacağını, tapu siciline kayıt edilemeyeceğini, özünde kamu malı niteliğine sahip yerlerin tapuya kaydının hukuken değer ifade etmeyeceğini, niteliği gereği tarım yapılmayan veya üstün vasfı kayalık, tepe, dağ olan yerler hakkında tescil kararı verilemeyeceğini, meraların kamunun ortak yararlanmasına terk ve tahsis edilen yerlerden olması ve kazandırıcı zamanaşımı ile iktisabının mümkün olmaması nedeniyle bu yönde köy hizmetleri, özel idare ve tapu-kadastro müdürlüğünden varsa mera tahsis belgesinin sorularak ayrılmış bir mera olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini belirterek dava konusu yerin kamu malı niteliğinde olması ve davacı lehine 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesindeki zilyetlik şekil ve şartları gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.06.2023 tarih 2021/156 E., 2023/338 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın jeodezi ve fotonemetri uzmanı bilirkişinin raporunda 35 yıldır tarım arazisi olarak kullanıldığının tespit edildiğini belirterek bilirkişi raporunda alanı tespit edilen 5.769,53 metre karelik kısmın davacı ve babası tarafından aralıksız ve fasılasız kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF VE SONRASINDAKİ SÜREÇ
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Maliye Hazinesi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Maliye Hazinesi vekili istinaf dilekçesinde; ihyanın ne zaman gerçekleştiğinin açıkça tespit edilemediğini, davacının imar ve ihya yoluyla taşınmazı kazanabilmesi için gerekli süreyi tamamlamadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufunda olan taşınmazlardan olduğunu, öte yandan zilyetliğin sadece mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla ispatlanamayacağını ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda mera vasfı ile tespit gördüğünü, tespite itiraz üzerine verilen kararla 1997 yılında tespitin kesinleştiğini ve tapu kaydının oluştuğunu, buna karşılık eldeki davanın tutanakların kesinleşmesinden sonraki on yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, bu itibarla İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün isabetsiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın mera tahdit ve tespitine ilişkin tutanakların 10.10.2012 - 10.11.2012 tarihleri arasında ilana çıkarıldığını, eldeki davanın ise bu tarihten itibaren on yıllık hak düşürücü süre geçmeden açıldığını, bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.