"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1495 E., 2023/1786 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/475 E., 2021/550 K.
Taraflar arasındaki vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan babası ... adına kayıtlı 6314 parsel sayılı taşınmazdaki 26 numaralı bağımsız bölümün, mirasbırakanın ölümünden sonra 05.02.2016 tarihli geçersiz vekaletname kullanılmak suretiyle dava dışı vekil ... tarafından davalı ...’a 09.08.2016 tarihinde satış suretiyle devredildiğini, ölüm ile vekalet ilişkisinin sona erdiğinden satışın geçersiz olup davalı adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiş, yargılama sırasında 09.10.2017 tarihli dilekçesi ile talebinin terekeye iade olduğunu belirtmiş, aşamada taşınmazın dava dışı ... ... devredilmesi üzerine HMK’nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını tapu iptal ve tescil yönünden kullandığını bildirerek anılan kişi davaya dahil edilmiş, mirasbırakan ... terekesine temsilci olarak ... atanmıştır.
II. CEVAP
1. Davalı ...; dava konusu taşınmazın ...’ya vekaleten ... tarafından kendisine satıldığını, davanın vekil ...’a ihbar edilmesi gerektiğini, anılan kişilerle hiç bir yakınlık derecesi bulunmadığını, temlik tarihinde ...’in öldüğünü bilme imkanının da olmadığını, satış başvurusunun yapıldığı tarihte ...’in sağ olduğunu, davalının basiretli bir kişinin yapması gereken her türlü özeni gösterdiğini ve iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. İhbar olunan ...; satış işleminin mirasbırakan ölmeden önce başlatıldığını, ancak mirasbırakanın satıştan sadece bir kaç saat önce öldüğünü, bu durumdan haberdar olmasının mümkün olmadığını, davalı ...’ın iyi niyetli olduğunu, mirasbırakanın sağlığında taşınmazlarını mirasçılar arasında paylaştırdığını, dava konusu taşınmazı da annesi ve teyzesine bıraktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.10.2021 tarihli ve 2016/475 Esas, 2021/550 Karar sayılı kararı ile; taşınmazın 09.08.2016 tarihinde vekil eliyle temlik edildiği, mirasbırakanın ise 08.08.2016 tarihinde öldüğü, ölümden bir gün sonra yapılan satış işlemi nedeniyle davalı ... adına yapılan tescilin yolsuz olduğu, ancak taşınmazın yargılama sırasında dahili davalı ...’ya devredildiği, davacı tarafça yeni kayıt maliki ...’ye karşı tapu iptali ve tescil isteği ile davaya devam edildiği, son kayıt maliki ...’nin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği, TMK’nın 1023. maddesi gereği kazanımının korunması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, vekil ...’ın dedesi ...’nın 08.08.2016 tarihinde öldüğünü bilmesine rağmen 09.08.2016 tarihinde dedesine ait taşınmazı vekaleten davalı ...’a devrettiğini,dava tarihinden dört gün sonra taşınmazın ... tarafından dahili davalı ...'ya devredildiğini, bu devrin muvazaalı olduğunu, taşınmazın resmi senette gösterilen değerleri ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 30.10.2023 tarihli ve 2022/1495 Esas, 2023/1786 Karar sayılı kararıyla; dava sırasında mirasbırakan ... terekesine temsilci atandığı, tereke temsilcisinin atanmasıyla tereke ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkilerinin ortadan kalktığı, böylelikle mirasçıların istinaf yoluna başvuru hakkının da tereke temsilcisine geçtiği, davayı açan mirasçı ...’nın kararı istinaf yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Kanun'un 352. maddesi uyarınca davacı mirasçı ... vekilinin istinaf dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf nedenlerine ek olarak, mirasçı davacının mahkeme hükmüne karşı istinaf başvuru hakkı bulunduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esas bakımından incelenmesi gerektiğini, terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların davayı takip ve temsil yetkisinin kalmadığı yönünde bir yasal düzenleme bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve terekeye iade istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 506. maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640., 701. ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’nın 08.08.2016 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı oğlu ... ile dava dışı çocukları ..., ..., ..., ... ile dava dışı oğlu ...’den olma torunları ..., ..., ... ve ...’nın kaldığı, mirasbırakan adına kayıtlı dava konusu 15918 parsel sayılı taşınmazdaki 26 nolu bağımsız bölümün ihbar olunan vekil ... tarafından 09.08.2016 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devredildiği, yargılama sırasında ...’ın da taşınmazı dahili davalı ...’ya devrettiği, davacı tarafından temlikin vekalet görevi kötüye kullanılarak yapıldığı, davalı adına oluşan tescilin yolsuz olduğu ileri sürülerek tapu kaydının iptali ile terekeye iadesi talep edildiği, bu nedenle mirasbırakan ...’nın terekesi için 26.10.2020 tarihinde tereke temsilcisi atandığı, 20.01.2021 tarihinde ise kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer.
Somut olayda, istinafa konu kararın tereke temsilcisi ...'a tebliğ edilmesine rağmen tereke temsilcisi karara karşı istinaf talebinde bulunmamış, karara karşı yalnızca davacı mirasçı ... vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Ne var ki; davacı mirasçının davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle karara karşı istinaf talebinde bulunmasına yasal olanak yoktur.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı mirasçı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.