Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2705 E. 2024/4316 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının bir kısmından feragat ettiği kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalı vekilleri lehine vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği ve eksik hüküm nedeniyle kararın bozulup bozulmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının davanın bir kısmından feragat etmesiyle davalılar lehine vekalet ücreti doğduğu, davalıların bu haklarının usuli kazanılmış hak niteliğinde olduğu ve ayrıca hükmün açık ve net olmaması, eksik hüküm içermesi nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesine aykırılık teşkil ettiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1713 E., 2024/224 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul - Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mesudiye Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/124 E., 2023/45 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun vekalet ücretin yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ordu ili, Mesudiye ilçesi, ... Mahallesi 164 ada 22, 100, 112 parsel, 166 ada 92 ve 93 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti sırasında davalılar adına tespit edildiğini, 166 ada 94 parsel sayılı taşınmazın ise müvekkili adına tespit edildiğini, davalılar adına yazılan parseller ile müvekkil adına yazılan parselin kapsadığı alanın metrekaresinin aynı olması gerekirken davalılar adına yazılan parsellerin metrekaresinin fazla yazıldığı ancak hangi parsele fazla yazıldığının bilinmediğini, bu hususun keşifte belirleneceğini, keşifte belirlenecek olan bu parsellere müvekkilinin hissesi kadar hisse yazılmasını, olmadığı takdirde yeni bir ada ve parsel numarası verilerek müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı 15.06.2021 tarihli 44 üncü celsede alınan imzalı beyanında dava konusu 164 ada 22 ve 100 parsel sayılı taşınmazlar ile 166 ada 92 ve 93 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davadan feragat etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... 22.03.2013 tarihli dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz olduğunu, kadastro tespitlerinin doğru olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... 24.06.2013 tarihli dilekçesinde özetle; 166 ada 93 parseldeki yerini 10.05.1974 tarihinde halası Dilber Yılmaz'dan satın aldığını, daha önce bu yerlerin halası tarafından kullandığını, 35 yıldır ise kendisinin kullandığını belirtmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mesudiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.06.2021 tarihli ve 2010/109 Esas, 2021/220 Karar sayılı ilk kararıyla; davacının 15.06.2021 tarihli duruşmadaki beyanından da anlaşılacağı üzere dava ettiği 164 ada 112 parsel dışındaki diğer parsellerden feragat ettiğini belirttiği ve imzasının alındığı, davacının feragat beyanı doğrultusunda dava ettiği 164 ada 22, 100 parsel sayılı taşınmazlar ve 166 ada 92 ve 93 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragat sebebiyle davanın reddine, davacının dava dilekçesinde 166 ada 93 parsel sayılı taşınmazın maliki olan ...'ı davalı olarak gösterdiği ancak yargılama devam ederken ...'ın taşınmazı ...'a sattığı, davacı vekilinin davalarına ...'a karşı devam etmek istediğini belirttiği, bu nedenle ...'a karşı açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davacının 15.06.2021 tarihli duruşmadaki beyanına göre açmış olduğu davadan sadece 164 ada 112 parsel sayılı taşınmaza karşı olan talebi yönünden ise yapılan yargılama sonucu dinlenilen mahalli bilirkişi beyanları da dikkate alınarak 164 ada 112 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davacının bu yöndeki talebinin de reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.12.2022 tarihli ve 2022/1246 Esas, 2022/1639 Karar sayılı kararıyla; dava her ne kadar askı ilan tarihlerinden sonra genel mahkemede açılmış ise de, çekişmeli 164 ada 22 ve 112 parseli ile 166 ada 92 parsel sayılı taşınmazların davanın açıldığı tarih olan 07.10.2010 itibariyle Mesudiye Kadastro Mahkemesi'nin 2006/90 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu, anılan dosyanın Mahkemece düzenlenen kesinleşme şerhine göre hükmün 12.04.2011 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, bu bilgiler ışığında eldeki davanın, Kadastro Mahkemesi kararının ve çekişmeli taşınmazların kadastro tutanağının kesinleşmediği, dolasıyla sicilin henüz oluşmadığı bir tarihte genel mahkemede açıldığı, kadastro tutanağı kesinleşmeyen taşınmazla ilgili olarak sicil oluşturma görevi Kadastro Mahkemesi'ne ait olup, mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re'sen nazara alınarak davacının 164 ada 22 ve 112 parseli ile 166 ada 92 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davasının kadastro mahkemesinde görülmekte olan kadastro tespitine itiraz davasına katılma niteliğinde olduğunun kabulü ile, iş bu dosyadan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. Kaldırma Kararı Sonrasında İlk Derece Mahkemesince Verilen Karar

Dava konusu 164 ada 22 ve 112 ve 166 ada 92 parsel sayılı taşınmazlar yönünden dosya tefrik edilerek 2023/134 Esasa kaydedilmiştir. Mesudiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.2023 tarihli ve 2023/124 Esas, 2023/45 Karar sayılı kararıyla; tarafların duruşmadaki beyanları dikkate alınarak 166 ada 93 parsel yönünden ise davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı gereğince 166 ada 93 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın feragat nedeni ile reddine karar verildiğini, bu parselin maliklerinin ... ve oğlu ... olduğunu, diğer parseller yönünden ise dosyanın tefrik edilerek Mesudiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2023 tarihli ve 2023/134 sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek, Kadastro Mahkemesinin 2023/24 Esas sayılı sırasını aldığını, sonuç olarak 166 ada 93 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat ile karar verildiğini, bu parselde davalılar ... ve ...'ın bir ilişkisinin olmadığını, hal böyle olunca yukarıda belirtilen Mesudiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.2023 tarihli ve 2023/124 Esas, 2023/45 Karar sayılı kararı ile davalılar lehine vekalet ücreti takdiri yönünden kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürerek vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 08.02.2024 tarihli ve 2023/1713 Esas, 2024/224 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece hakkında karar verilen 166 ada 93 parselin maliki ...'ın kendisini vekille temsil etmediği, kendisini vekille temsil eden davalılar ... ve ...'a ait taşınmazlara ilişkin davaların eldeki dosyadan ayrılması sonucunda eldeki dosyada taraf sıfatları kalmadığından adı geçenler lehine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz ise de 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 nci maddesi gereği “kanunun olaya uygulanmasında hata edilen“ ve “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan” eldeki dava açısından İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davadan feragat sonucu kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307, 310 ve 311 nci maddeleri

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 ve 14 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; Ordu ili, Mesudiye ilçesi, ... mahallesi çalışma alanında bulunan 164 ada 100 parsel sayılı taşınmazın 231,57 metrekare yüzölçümü ve bahçe vasfı ile davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, aynı yerde bulunan 166 ada 93 parsel sayılı taşınmaz 916,77 metrekare yüzölçümü ve "fındık bahçesi" vasfı ile senetsizden davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, sonrasında 03.09.2018 tarihinde taşınmazın dahili davalı ...'a satış yoluyla temlik edildiği, aynı yerde bulunan 164 ada 22 ve 112 parsel sayılı taşınmazların ise 29.06.2011 tarihinde davalı ... adına hükmen tescil edildiği, aynı yerde bulunan 164 ada 92 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ... adına 29.06.2011 tarihinde hükmen tescil edildiği, davacı tarafından dava konusu taşınmazların kadastro tespiti sırasında davalılar adına tespit edildiği, 166 ada 94 parsel sayılı taşınmazın ise kendi adına tespit edildiğini, davalılar adına yazılan parseller ile müvekkil adına yazılan parselin kapsadığı alanın eşit olması gerekirken davalılar adına yazılan parsellerin metrekaresinin fazla olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davası açtığı anlaşılmıştır. ancak hangi parsele fazla yazıldığının bilinmediğini, keşifte belirlenecek olan bu parsellere hissesi kadar hisse yazılmasını, olmadığı takdirde yeni bir ada ve parsel numarası verilerek müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır.

2. Dosya kapsamı ile, dava konusu 164 ada 100 parsel, 166 ada 93 parsel, 164 ada 22 ve 92 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacının davasından feragat etmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda söz konusu taşınmazlar yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar ... ve ... lehine vekalet ücretine hükmedildiği, anılan hükmün davacı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden istinaf edilmediği bu nedenle davalılar ... ve ... lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu görülmektedir. O halde usuli kazanılmış hak gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince verilen 08.02.2024 tarihli ve 2023/1713 Esas, 2024/224 Karar sayılı kararda davalılar ... ve ...'a ait taşınmazlara ilişkin davanın eldeki dosyadan ayrılması sonucunda dosyada taraf sıfatları kalmadığından adı geçenler lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu yönündeki tespiti doğru değildir.

3. Öte yandan bilindiği gibi HMK'nın 297/2 nci maddesi uyarınca, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hâkimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.

Somut olayda, dava edilmesine karşın 164 ada 100 parsel yönünden 6100 sayılı HMK’nın 297/2 nci maddesine aykırı olarak olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamıştır.

4. Hal böyle olunca, davalılar ... ve ... lehine usuli kazanılmış hak gözetilmek suretiyle vekalet ücretine hükmedilmesi ve dava konusu 164 ada 100 parsel yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönler itibariyle kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalılara iadesine,

Dosyanın kararı veren Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.