"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2009/122 E., 2014/95 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul - Kısmen Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ile davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında davacının mirasbırakanından intikal eden taşınmazların hatalı olarak müstakilen ve/veya hisseli olarak davalılar adına yazıldığını, murisin terekesinin taksime konu olmadığını ileri sürerek dava dilekçesinde ada ve parsel numarası bildirilen çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde; ortak mirasbırakanı dedesi ...’in sağ iken babası ve halalarına mallarını paylaştırdığını ve bu paylaşıma uygun herkesin kendi yerini kullanmaya başladığını, daha sonra babası ölünce bu paylaşımı karışıklık çıkmasını önlemek için taksim senedine bağladıklarını, taksim senedinde dedesinin halası Hatice'ye verdiği yerleri Hatice'nin 02.05.2005 tarihli senetle kendisine sattığını, davacının bu yerleri de davaya konu ettiğini, dava konusu parsellerden bir kısmının dedesinden kalmadığını, babasının 06.12.1976 tarihli senetle İsmail Budak'tan aldığını ve babasından kendisine intikal eden 137 ada 9 parsel sayılı taşınmaz olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... cevap dilekçesinde; davanın haksız ve yersiz açıldığını, dava konusu olan yerlerin büyük bir kısmının dedesinden kalmış olduğunu, bu yerlerin harici taksim sonucu dedesinin sağlığında kardeşler arasında bölündüğünü, dava konusu yerlerin bir bölümünün ise babası tarafından satın alındığını, bu yerlerde davacının hiçbir üstün hakkının olmadığını, babasının bu yerlerin bir bölümünü 02.04.1972 tarihli senetle ... isimli kişiden satın aldığını, ... mevkindeki bu yerin dedesinden kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... cevap dilekçesinde; kayınpederi ...'in sağ iken çocuklarına mallarını paylaştırdığını ve herkesin taksim tarihinden itibaren 23 yıldan beri malik sıfatıyla hisselerine düşen bu arazileri kullandıklarını, hatta davacının, babasından kendisine taksim ile intikal eden taşınmazları Tarım İlçe Müdürlüğüne müracaatta bulunarak ziraat yaptığından bahisle doğrudan gelir desteği aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli 126 ada 1, 130 ada 1, 136 ada 42, 43, 137 ada 9, 341 ada 396, 397, 405, 378 ada 2, 9, 455 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacı davasını ispat edemediği gerekçesiyle bu parseller yönünden davanın reddine, 124 ada 25, 125 ada 2, 126 ada 1, 130 ada 1, 21, 22, 136 ada 42, 43, 137 ada 12, 36, 154 ada 27, 31, 173 ada 11, 190 ada 100, 104, 105, 192 ada 4, 5, 7, 10, 11, 21, 22, 23, 341 ada 16, 453 ada 1, 456 ada 3, 12, 19, 458 ada 6 ve 7, 465 ada 50, parsel sayılı taşınmazlar yönünden geçerli ve kabulü makbul bir taksim yapılmadığı gerekçesiyle davanın bu parseller yönünden kabulüne, taşınmazların ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ..., ... ve ... temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan araştırmanın eksik ve yetersiz olduğunu, dava konusu edilen 191 ada 4 parsel hakkında bir karar verilmediğini, çekişmeli 126 ada 1 ve 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazları ... ortak muris ...’nin satın aldığını, bu husustaki tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, 455 ada 3, 378 ada 2, 9, 341 ada 396, 397, 405 parsel sayılı taşınmazların kök murise ait olduğunun açıkça belirtilmiş olmasına rağmen bu parseller hakkında ret kararı verildiğini, davalıların haricen satın almaya ilişkin dosyaya sundukları senetlerin keşifte uygulanmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalılar ..., ... ve ... temyiz dilekçesinde özetle; kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan araştırmanın eksik ve yetersiz olduğunu, mahalli bilirkişi ve tanık bayanlarının Mahkemece eksik ve hatalı değerlendirildiğini, davacı tanıklarının beyanlarına üstünlük verildiğini ancak neden davalı tanıkları ile mahalli bilirkişi beyanlarına değer verilmediği hususunun açıklanmadığını, Mahkemenin kabul kararının gerekçesinin açıklanmadığını, kök murislerinin sağ iken taşınmazları paylaştırdığını bu sebeple davanın tamamen reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek ve re'sen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ve 297. maddeleri; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6, 640, 701, 702 ve 713. maddeleri.
3. Değerlendirme
... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu temyize konu, 125 ada 2, 126 ada 1, 130 ada 1, 21, 22, 136 ada 42, 43, 137 ada 9, 154 ada 27, 31, 173 ada 11, 190 ada 100, 105, 191 ada 4, 192 ada 4, 5, 7, 10, 11, 21, 22, 23, 341 ada 16, 396, 397, 405, 378 ada 2, 9, 453 ada 1, 455 ada 1, 2, 3, 456 ada 3, 12, 19, 458 ada 6, 7 parsel sayılı muhtelif yüz ölçümlü taşınmazlardan, 125 ada 2, 130 ada 22, 137 ada 9, 190 ada 105, 192 ada 5, 10, 23, 341 ada 396, 397, 405, 378 ada 2, 9, 455 ada 1, 3, 456 ada 12, 458 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar ... adına; 130 ada 21, 136 ada 42, 43, 190 ada 100, 192 ada 4, 11, 21, 455 ada 2, 456 ada 19, 458 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar ... adına; 192 ada 22, 453 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ... ve ... adına, 126 ada 1, 130 ada 1, 154 ada 27, 31 parsel sayılı taşınmazlar ... adına; 173 ada 11 parsel sayılı taşınmaz ... ve ... adına; 192 ada 7 ve 341 ada 16 parsel sayılı taşınmazlar ... ve ... adına; 456 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ... ve ... adına irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiştir.
Somut olayda; davacının ... mirasçısı olduğu ve çekişmeli taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tapuya tescili istemi ile dava açtığı, kök miras bırakan ...’in 1999 yılında vefat ettiği, ...’nin mirasçısı olan oğlu ...’nin ise ...'den önce 1992 yılında vefat ettiği, mirasçıların birbirlerine karşı pay oranında iptal tescil davası açmaları mümkün ise de davalılardan ... karısı ...’in ... terekesine karşı 3. kişi konumunda olduğu, yine çekişmeli 173 ada 11 parsel sayılı taşınmazda ½ pay sahibi ... ile çekişmeli 456 ada 3 parsel sayılı taşınmazda ½ pay sahibi ...’in ... mirasçısı olmadığı dolayısıyla davacının 3. kişilere karşı bir hak iddiasında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mirasbırakanın ölüm tarihi olan 1999 yılına göre terekesi TMK'nın 701. maddesi (MK'un 629. maddesi) gereğince el birliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. El birliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702. maddeleri (MK'un 581 ve 630. maddeleri) uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da terekeye karşı üçüncü kişi konumundaki kişiye yönelik olarak tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer mirasçıların muvafakatlerinin alınması ya da terekeye atanarak temsilci aracılığıyla davanın yürütülmesi zorunludur.
Hal böyle olunca; Mahkemece davacı tarafa, muris ... mirasçılarının tamamının muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci tayini için süre verilmesi, bu şekilde aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde ise davanın esasına girilerek öncelikle hangi taşınmazların muris ...’ten geldiği hangilerinin gelmediği belirlenmeli, bunun için öncelikle davalı tarafın delil olarak dayandığı satış senetleri mahallinde uygulanmalı, daha sonra muristen kalan taşınmazlar için murisin sağ iken çocukları arasında mal paylaşımı yapıp yapmadığı, mal paylaşımı yapılmış ise taşınmazların zilyetliklerinin devir edilip edilmediği, paylaşım yok ise kök murisin terekesinin yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise çekişmeli taşınmazların kime isabet ettiği araştırılmalıdır. Taksime veya paylaşıma dayanan taraf bu iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Geçerli bir taksimin varlığından söz edilebilmesi için taksime tüm mirasçıların ya da temsilcilerinin katılmaları, katılmayan mirasçıların taksime muvafakat vermeleri, her mirasçıya hangi mevkiden taşınmaz mal verildiğinin, taşınmaz mal verilmeyen mirasçının ne şekilde razı edildiğinin somut olarak ortaya konması gerekir. Taksim hususunda yazılı belgenin taksimin şartı olmadığı, sözlü taksim sözleşmesi yapılmış ise bunun tanık, bilirkişi ve diğer delillerle kanıtlanabileceği düşünülmelidir. Ayrıca murisin sağ iken yaptığı paylaşımda veya sonradan mirasçılar arasında yapılan taksimde her mirasçının eşit taşınmaz almasına gerek olmadığı hususları göz önünde bulundurularak özellikle davacı asilin keşifteki beyanında murisin sağ iken mirasçıları arasında paylaşım yaptığını ve bu paylaşıma kendisi hariç diğer mirasçıların itiraz ettiğine dair beyanı birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Kabule göre de; 173 ada 11 parsel sayılı taşınmazda pay sahibi ... ile 456 ada 3 parsel sayılı taşınmazda pay sahibi ...’in davada taraf olmadığı halde Mahkemece bu taşınmazların tamamı yönünden dosyada taraf olmayan kişilerin payları hakında da tapu iptal tescil kararı verilmesi hatalı olduğu gibi, 191 ada 4 parsel sayılı taşınmaz dava konusu olduğu halde Mahkemece bu taşınmaz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmaması da isabetsizdir.
Öte yandan HMK’nın 297. maddesinin ikinci fıkrasında; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Mahkemece, çekişmeli 126 ada 1, 130 ada 1, 136 ada 42, ve 43 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın hem reddine hem kabulüne karar verilerek infazda tereddüt yaratılması da doğru olmamıştır.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili ile davalılar ..., ... ve ...’in temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan harçların temyiz eden davalılara ve davacıya iadesine;
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
11.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.