Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3048 E. 2024/6362 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kadastro öncesi nedene dayanarak davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ve kendi adına tescilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1588 E., 2024/430 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yahyalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/148 E., 2023/208 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kadim tarihten beridir gerek mirasçısı gerekse zilyedi olması nedeniyle uzun yıllardır kullanımında bulunduğunu, davalının hatalı tapu kaydı nedeniyle malik olarak göründüğünü, mevcut taşınmazda 30 yıldan fazla süredir zilyet olarak bulunduğunu, taşınmazın miras kaldığını, emlak beyan dahil her türlü resmi ödemelerinin de tarafınca yapıldığını, bu nedenle davalı adına kayıtlı Kayseri ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 162 ada 179 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın babası ...'a ait iken babasından mirasçılarına elbirliği ile intikal olduğunu, dava konusu taşınmazı babası .....'in davacının babasından satın aldığını, satın almış olduğu tarihten itibaren söz konusu taşınmazın maliki kendisinin ve diğer kardeşlerinin olduğunun, davacının beyanlarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanaklarının 21.06.1989 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 23.05.2022 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; davalının, davacının anneannesi .....'dan mirasçılara kalan taşınmazı usulsüz ve kanunsuz bir şekilde kendi adına tescil ettirdiğini, davaya konu taşınmazı yaklaşık 70 yıldır kendisi ve atalarının kullandığını, söz konusu taşınmaz her ne kadar kendisine anneannesinden miras kalmış ise de bu taşınmazı dayısı .....'dan satın aldığını, davalının elinde hiçbir geçerli kanıt ve delil bulunmaksızın dava konusu taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia ettiğini, söz konusu taşınmazın içerisindeki 200'e yakın ağaç ve fidanı kendisinin diktiğini, davaya konu taşınmazın çevresinde bulunan komşu taşınmazın sahiplerinin bu konuda kendilerine tanıklık edeceğini ancak Mahkemece tanıkların da dinlenilmediğini, davalı her ne kadar söz konusu taşınmazı davacının babasından satın aldığını iddia ediyor ise de beyanının doğru olmadığını, taşınmazın resmi kayıtlarını çıkarttırdığında çıkan kayıtlarda isim yazmamakla birlikte "ceddinden kalma" yazdığını, bu olaydan yaklaşık 3 ay sonra tekrardan dedesi ...'dan annesi.....'a ve dayısı....'a miras kalan, sonrasında dayısından satın aldığı davaya konu taşınmazın tapu kaydında "şikayetçinin babası ...'tan satın alınmıştır" yazdığını, bunları Yerel Mahkemede söylemek istediyse de Yerel Mahkemenin davacıyı dinlemediğini, 1970 yılından beri Kıraç sülalesi ile küs olduğunu, 3 ay arayla davaya konu taşınmazın resmi kayıtlarında haksız şekilde oynama yapılarak davaya konu taşınmazın davalı şahsa tescilinin sağlandığını belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro işleminin 02.03.1989 tarihinde, 20 yılı aşkın zilyetliğe istinaden ... adına yapıldığı, tespitin senetsizden olduğu, kesinleşmeyi öteleyen bir komisyon incelemesi ya da dava bulunmadığı, taşınmazın bilahare intikal ile davalı ve diğer hissedarlarına kaldığı, davanın ise sadece davalıya karşı açıldığı, kadastro işleminin 21.06.1989 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın tapuya tescil edildiği 21.06.1989 tarihi ile dava tarihi olan 23.05.2022 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı talepler hakkındaki Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; Kayseri ili, ..... ilçesi.....Mahallesi, .... mevki çalışma alanında bulunan 162 ada 179 parsel sayılı taşınmaz 02.03.1989 tarihinde 898,00 m² yüz ölçümü ve "Bağ" vasfı ile dava dışı .....adına tespit edilmiş, askı ilanı 22.05.1989 - 21.06.1989 tarihleri arasında yapılmıştır. Kadastro, itiraz edilmeksizin 22.06.1989 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 23.05.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

2. Temyiz olunan bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.