"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/351 E., 2023/470 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacı; mirasbırakandan intikal eden taşınmazın devri için vekaletname vermek isterken, yaşlılığı ve okuma yazma bilmemesinden istifade edilerek halen ikamet ettiği ve maliki olduğu 1880 ada 13 parsel sayılı taşınmazın satış suretiyle devredildiğini, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini, kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., tapu kaydına güvenerek taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuş; davalı ... süresinden sonra verdiği cevabında, davacının ricası üzerine vekaletnamede tanık olarak yer aldığını, davanın tarafı olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuş; diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 29.11.2013 tarihli ve 2013/63 E., 2013/290 K. sayılı kararıyla; davacının 16.02.2010 tarihli satış akdine dayanak vekaletname ile davaya konu 1880 ada 13 parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda ... ... ve ...'yı vekil tayin ettiği, vekalet verenin okur yazar olmadığı nedenle ... ... ve ...'ün tanık olarak vekaletnameye katıldıkları ve davacının oğlu ... ...'nün de vekil olarak gösterildiği, davacının bu satışa dayanak vekaletname vermeden üç gün önce 16.02.2010 tarihinde de notere giderek 1882 ada 1 parsel sayılı taşınmazın satışı için aynı kişilere satış ve intikal yetkisi verdiği, davacının ikinci defa notere giderek ikinci vekaletnameyi vermesinin olağan akışa uygun olmadığı, vekaletnamelerde tanıkların bulunduğu, bu haliyle kandırılma iddiasının kanıtlanamadığı, salt davacının dava konusu yerde oturmaya devam etmesinin kandırıldığı iddiasını kanıtlamaya yeterli olmadığı, davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın esastan, davalılar ... ... ve ...'ün ise vekaletnamede tanık olarak imzalarının bulunduğu, satışta alıcı olarak bulunmadıkları ve pasif husumet ehliyetlerinin olmadığı belirlenerek husumet nedeniyle ret kararı verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 30.10.2017 tarihli ve 2015/4404 E., 2017/5886 K. sayılı kararıyla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31 nci maddesinde "Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırılabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir" hükmü düzenlendiği, somut olayda, davacının sadece tapu kaydının iptali talebinde bulunduğu, tescil isteğinde bulunmadığı, Mahkemenin tescil davası açmak üzere davacıya süre ve imkan tanınması, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, buna göre değerlendirme yapılması, tarafların delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirlenerek eksik araştırma nedeniyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 13.01.2021 tarihli ve 2018/348 E., 2021/11 K. sayılı kararıyla; olayın oluş şekli ve tüm dosya kapsamından vekilin vekalet görevini kötüye kullandığı, alıcı konumunda olan davalıların iyiniyetli kabul edilemeyeceği, vekil ile el ve işbirliği içinde hareketle davacıyı zarara uğrattıkları belirlenerek asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, davalılar ... ... ve ...'ün vekaletnamede tanık olarak yer almaları nedeniyle bu davalılar yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Onama Kararı
Dairenin 21.02.2022 tarihli ve 2021/8651 E., 2022/1322 K. sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak karar verilmesinde isabetsizlik bulunmaması nedeniyle davalılar vekillerinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Yargıtayın onama kararına karşı süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar Düzeltme Talebinin Kabul Kararı
Dairenin 16.11.2022 tarihli ve 2022/7346 E., 2022/7550 K. sayılı kararıyla; davanın niteliği gereği ispat yükünün davacıda olduğu, ilk el konumunda olan dava dışı ... ve ...'in taşınmazı sonradan edinen kişilerle el ve iş birliği içerisinde oldukları ispatlanamadığı, ... ve ...'ten sonraki maliklerin taşınmazı edinimlerinin kötü niyetli olduğuna ilişkin dosya kapsamında hiçbir delil bulunmadığı, taşınmazın ilk satışından itibaren kısa sürelerle dört defa el değiştirmiş olmasının tek başına davalının kötü niyetli olduğunu göstermeyeceği, davalı ...'in Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan faydalanacağı, Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerektiği ve hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onandığı belirlenerek davalı ... vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairenin 21.02.2022 tarihli ve 2021/8651 E., 2022/1322 K. sayılı onama kararının ortadan kaldırılarak Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.01.2021 tarihli ve 2018/348 E., 2021/11 K. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
-
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, davanın niteliği gereği ispat yükünün davacıda olduğu, ilk el konumunda olan dava dışı ... ve ...'in taşınmazı sonradan edinen kişilerle el ve iş birliği içerisinde olduklarının dosya kapsamı itibariyle ispatlanamadığı, ... ve ...'ten sonraki maliklerin taşınmazı edinimlerinin kötü niyetli olduğuna ilişkin dosya kapsamında delilin bulunmadığı, taşınmazın ilk satışından itibaren kısa sürelerle dört defa el değiştirmiş olmasının tek başına davalının kötü niyetli olduğunu göstermeyeceği, davalı ...'in Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan faydalanacağı belirlenerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
VI.TEMYİZ
A. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını, tapuda taşınmazın yarısından daha az bir bedelle satış yapılmış gibi gösterilmesinin de yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu gösterdiğini, yapılan satışlarda ödeme yapıldığına ilişkin dosyaya delil sunulamadığını, yapılan işlemlerin gerçek bir satış olmadığı aksine tüm işlemlerin dolandırıcılık kastıyla yapıldığını, taşınmazın kısa aralıklarla sık sık el değişmesine rağmen diğer maliklerin müvekkile karşı hiçbir şekilde taşınmazı tahliye etmesi isteğinde bulunmamaları ve bu konuda müvekkile karşı yapılmış olan yasal bir ihtarname, dava vs olmadığının dosya kapsamından da anlaşıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci, 3 üncü, 6 ncı ve 1023 üncü maddeleri.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 19.02.2010 tarihinde oğlu olan davalı ... ile oğlunun arkadaşı diğer davalı ...'ı vekil tayin ettiği, vekaletnamede dava konusu 1880 ada 13 parsel sayılı taşınmazın satış yetkisinin yer aldığı, davacıya ait dava konusu taşınmazın vekil ... tarafından 19.02.2010 tarihinde 1/2'şer paylarla dava dışı ... ... ve ...'ya satış suretiyle temlik edildiği, ... ve ...'in taşınmazdaki paylarının tümünü 18.03.2010 tarihinde dava dışı ...'e, taşınmazın tamamını edinen ...'in de 21.05.2010 tarihinde davalı ...'ya, ...'un da 25.10.2010 tarihinde davalı ...'e devrettiği anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 427,60 TL temyiz giderinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.