"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/304 E., 2021/404 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 3.918 m2'lik kısmının kendisine ait olduğunu, kadastro çalışmalarında anılan kısmın Ardahan ili, Merkez ilçesi, Edegük köyündeki 112 ada 3 parsel sayılı mera parseli içerisinde kaldığını, taşınmazın ekli krokide gösterilen kısmının kendisine ait olduğunu ileri sürerek ekli krokide gösterilen kısmın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine; taşınmazın komisyon kararına istinaden kadastro tespitinde mera olarak sınırlandırıldığını, öncesinde de mera olarak kullanıldığını, davacının belirttiği kısmın taşınmazdan ayrılması durumunda mera bütünlüğünün bozulacağını, özel mülkiyete konu olamayacağını, zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.07.2016 tarihli ve 2011/211 Esas, 2016/792 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.03.2021 tarihli ve 2020/2812 Esas, 2021/2466 Karar sayılı kararı ile; gerekçesiz olduğu belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen karar ile; davacının dayanak tapu kaydındaki sınırların zeminde uygulandığı, davacının iddiasını “B” kısmı yönünden ispatladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın kadimden beri mera olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını, 2013 tarihli ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın tarımsal özellikleri, bitki örtüsü, kullanım durumu, eğimi, taşlılık durumu gibi hususlar bakımından çevresindeki taşınmazlarla aynı karakteristik özelliklere sahip olduğu, herhangi bir doğal ayırıcı unsur barındırmadığı, bu nedenle bu taşınmazın kültür arazisi olarak değerlendirilmesi durumunda parselin mera bütünlüğünü bozacağı ve mera kullanımını olumsuz etkileyeceği hususlarının tespit edildiğini, 2016 tarihli ziraat bilirkişi raporunda ise mera bütünlüğünün bozulup bozulmayacağı durumunun varsayımsal beyanlar üzerinden açıklanmaya çalışıldığını, teknik bilirkişilerin hukuki değerlendirme yapamayacaklarını, dava sürecinde alınan her iki raporun birbirine tamamen zıt tespitler yapması nedeniyle ortadaki bu çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazla ilgili bir hava fotoğrafı ve geçmiş tarihli haritaların olup olmadığının araştırılması gerektiğini, Mahkeme gerekçesinde sadece fen bilirkişisinin metrekare üzerinden yaptığı hesaplamalara itibar ettiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Dosya içeriğinden; Ardahan ili, Merkez ilçesi, Edegül köyü 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 09.07.2007 tarihinde yapıldığı, niteliği mera olmak üzere kamu orta malı şeklinde sınırlandırılmasının yapıldığı, tespitin 25.10.2007 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
2. Somut olayda; Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/72 Esas sayılı davasında da davacının eldeki davada dayanak olarak gösterdiği tapu kaydına dayandığı, anılan davada davacının 12.07.2010 tarihli dilekçesi ile “Benim iskan tapusuna göre eksik kalan yerimin belirttiğim üzere merada kalması mümkün değildir… Zira bana eksik yazılan kısmın merada değil komşu parsellerde kaldığını biliyorum. Bu bakımdan öncelikle bu eksikliğin tespit edilmesini talep ediyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/72 Esas sayılı davasında davacının davasının kısmen kabulü ile 136 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 3.123.16 m2'lik kısmının davacı adına tesciline karar verildiği, davacının dayandığı 11.04.2001 tarih, cilt no 287, sayfa no 38 ve 7 sıra numaralı tapunun (geldileri 29.04.1938 tarihli ve 1365 nolu, 21.06.1963 tarihli ve 56 nolu ve 06.04.1977 tarihli 38 nolu tapular olan) gayri sabit hudutlar içerdiği, bu nedenle sınırlarıyla değil de miktarıyla geçerli olacağı, dayanak tapunun yüzölçümünün 18 dönüm olduğu ancak davacının anılan tapunun tamamına değil 5/6 payına malik olduğu ve davacının payına isabet eden değerin 15 dönüm olduğu, dava konusu taşınmazın bitişinde yer alan ve kadastro çalışmalarında davacı adına tespit ve tescil edilen 11.979,74 m2 yüz ölçümlü 136 ada 20 parsel ile Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/72 Esas sayılı davası sonucunda adına tescil edilen 3.123.16 m2 yüz ölçümlü 136 ada 74 parsel sayılı taşınmazın toplam yüz ölçümlerinin 15.102,90 m2 olduğu ve anılan taşınmazların davacının dayandığı tapunun kapsamında kaldığının göz ardı edilmiş olması doğru değildir.
3. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
16.09.2024 tarihinde oy birliğiyle ile karar verildi.